Dikkat minyatürler ayaklandı

Güncelleme Tarihi:

Dikkat minyatürler ayaklandı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 27, 2011 23:35

17 Mayıs günü G- ART’ta Günseli Kato’nun ‘Gelenek Şimdi’ isimli yeni sergisi açıldı. Ziyaretçileri arasında Emine Erdoğan’ın da bulunduğu ve AÇEV yararına düzenlenen sergi, her şeyden önce ismiyle dikkat çekiyor. Adı acil toplumsal ihtiyaçlar arasında geçmesine alışkın olmadığımız bir sözcük ‘gelenek’. Ancak, Günseli Kato durumun aciliyetini en güzel şekilde özetliyor. 7 saati bulan sohbetimizden ayrıntıları paylaşıyoruz.

Haberin Devamı

Fransız düşünürü Bossuet saygısından büyük harfle yazarmış ‘gelenek’ sözcüğünü.  Peki, nedir Bossuet’nin  önünde eğildiği ‘gelenek’ kavramının aslı astarı biliyor muyuz? Google’ın hızına aldanıp sözlük karıştırmaya üşendiğimiz bugünlerde ‘geleneğe sahip çıkmak’ ile ‘gelenekçilik’ arasındaki farkı ayırt edebiliyor muyuz? Yahut ‘gelenek’ kelimesini telâffuz eden herkesi ‘geri kafalılık’ ile mi yargılıyoruz?
SABIRDAN BAŞKA BİR ŞEY BİLMEM
Minyatür sanatçısı Günseli Kato, nam-ı diğer ‘Mavi saçlı kadın’, yaşam felsefesini gelenekle olan bağı üzerinden kurguluyor. Onun gelenekle olan ilişkisi Japonya’da geçirdiği senelere dayanıyor aslında. Japon Güzel Sanatlar Akademisi’ne kabul edilen ilk yabancı öğrenci olarak, kopya eserler yapmak için dizlerinin üzerinde geçirdiği saatlere. Minyatür eğitiminin yaşamını nasıl etkilediğini şu sözlerle anlatıyor sanaatçı: “ Japonya’da geçen öğrencilik yıllarımda eserlerin kopyalarını yapmak için uğraşırdık. Dört dörtlük bir kopya eser çıkarabilmek için kağıdın rengini, mavinin tonunu bile tutturmanız gerekirdi. Sadece kağıt yapabilmek içim tam 6 ay uğraştığımı bilirim. Düşün, iki dizinin üzerindesin. Yüzünde maske, ellerinde eldiven, kopya yapıyorsun. Bu nasıl bir terbiyedir? Nasıl bir sabır gerektirir? İşte bu sabır benim hayatımı da etkiledi. Ben sabırdan başka bir şey bilmem.”
Günseli Kato Türkiye’ye döndüğünden beri, geleneğin modernize edilmesine duyulan ihtiyacı vurguluyor. Son yıllardaki çalışmalarının en dikkat çekenlerinden biri olan Mercan Dede ile birlikte yer aldığı performans  gösterisinde, Varka ve Gülşah’ın minyatürlerini modernize edişi oldu. Peki, bugün ne oldu da “Gelenek Şimdi” diye haykırıyor? Günseli Kato’nun kendisine soruyoruz:  “Ooo, geç bile kaldık” diyor: “Çünkü dejenere edilmiş bir şeyi yeniden ayağa kaldırmak zordur. Geleneği ayağa düşürdüler. Halbuki gelenek olmaksızın bir gelecek inşa edilemez. Geleneği ayağa düşüren bir toplum kimliğini de kaybedecektir.”
GELENEKSEL SANATLARI UCUZLATMAYIN
Günseli Kato’nun derdi,  geleneksel sanatları ucuzlatmaya son verilmesi. Yok olup gitmelerini önlemek için zamanımıza uyarlanmaları. ‘Modernize etmek’ten söz ettiği için de akademik çevrelerden de epey tepki alıyor tabii. Sanatçı “Güzel Sanatlar Fakülteleri’ne beni istemiyorlar. Bunu öğrencilerden duyuyorum.  Elbette istemeyecekler beni çünkü öğretim üyelerinin yanlışlarını ortaya çıkaracağım. Talebelerin benim yanımda staj yapmasını bile istemiyorlar ama ben gizliden gizliye öğretiyorum birkaçına. Halbuki bu işin eğitimini Japonya’da almış bir kadın var burada. Gel bir sor, bugün Türkiye’de bulunmayan malzemeleri, kağıdı örneğin, nasıl yapabiliriz diye. Ama yok, korkuyorlar. Avrupa’dan gelen resim kağıdı ve guaj boyalarla minyatür mü yapılır!” diyor.
Kato, akademide öğrencilere minyatür sanatının nasıl modernize edilebileceğinin öğretilmesi gerektiğini vurgulamanın yanı sıra, bugün her köşe başında açılan geleneksel sanatlar kurslarını da taşlıyor. Kato’ya göre, herkes geleneksel sanatları icra edemez. O mahalle kurslarında yetişen talebeler de sanatı yanlış tanıtmaktan öteye gidemez. Sanatsal kimlik, her şeyden önce terbiye ve yaşanmışlık ile oluşturulabilir.
İKİ BOYUTLU MİNYATÜRE SON
Minyatürü güncelleyelim, diyor sanatçı. Nasıl mümkün olabilir, diye soruyoruz: “İşte ben yapıyorum bunu. Bir ressam nasıl at resmi yapıyorsa ben de yapıyorum. Tek farklılık geleneksel motifleri kullanmak.  Minyatür sanatındaki at figürleri benim çizdiğim gibi değil zaten. Öte yandan, minyatürleri kitap sayfalarından çıkartıp ayaklandırıyorum. Yani, iki boyutlu dünyadan kurtaruyorum. Böylece bugünün insanına ulaşabiliyorum. Yoksa belediyenin düzenlediği minyatür buluşmalarına kaç kişi gidiyor bir sorun bakalım.”
‘Gelenek Şimdi’ sergisi Hint, Japon ve Türk minyatüründen izler taşıyor. Sanatçı, Osmanlı minyatüründeki pastel ve uyumlu tonlar yerine, kırmızı, turuncu, altın rengi, siyah ve çingene pembesi çok canlı ve parlak renkleri kullanmış.
Gelenek Şimdi, 30 Haziran tarihine kadar Salı günleri hariç her gün saat 11.00 – 19.00 arası Galeri G-ART’ta gezilebilir.
Tel:  0212 296 08 76

Haberin Devamı

GELENEK DENİNCE NE ANLIYORUZ?

Haberin Devamı

- Orhan Hançerlioğlu Felsefe Sözlüğü’nde “Bir toplumun üyelerini birbirine bağlayan, geçmişten gelerek kökleşmiş alışkanlık” sözleriyle açıklıyor geleneği.
- Ali Püsküllüoğlu ise “geçmişle olan bağlantı”diyerek açıkladığı gelenek kavramını “her sanat yapıtının gelenek bağı taşıması gerekir,” cümlesiyle en güzel şekilde özetliyor.
- Türk Dil Kurumu’nca yayımlanan Toplumbilim Terimleri Sözlüğü’nde gelenek terimi, Dr. Özer Ozankaya tarafından “bir toplumda, bir toplulukta, eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın bulunup kuşaktan kuşağa iletilen tinsel ekin öğelerinin her biri,” olarak tanımlanmış. Aynı eserde Ozankaya, ‘gelenekçilik’ eskilerin deyimiyle an’aneperestlik terimini, “Toplumsal kurumları ve inançları yalnızca geçmişten süregeldikleri için benimseyen, saygın tutan, destekleyen , yeni ekin öğelerini ise değersiz sayan tutum ya da öğreti,” olarak tanımlıyor. Böylece geleneğe sahip çıkmak ve gelenekçilik ifadelerinin anlamsal farklılığını en güzel şekilde ortaya koyuyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!