Güncelleme Tarihi:
Bu hafta İstanbul sinemayla yatıp sinemayla kalkacak.
30. İstanbul Film Festivali cuma akşamı Lütfi Kırdar’da yapılan açılış töreniyle startını verdi.
Çeyrek yüzyılı geçmiş, 30’una basmış bir film festivali. Yuvarlak yaşgünü nedeniyle bir başka heyecan var İKSV yetkililerinde ve sinemaseverlerde bu yıl.
Hazırlıkları aylar öncesinden başlayan pek çok etkinlik izleyeceğiz bu yıla özel.
Bunlardan biri de festivalin genç Türk sinemacılarının üzerlerinde bıraktığı izleri anlatan bir kitap projesi.
‘20 Yönetmenden 30 Yıl’ adı verilen kitapta yer alan yönetmenlerin fotoğraflarını da sanatçı portrelerinde Ara Güler’in izinde emin adımlarla yürüyen Muhsin Akgün çekti. Her yönetmen yazılarının dışında Beyoğlu’nun emektar sinema salonlarında poz vererek de katkıda bulundu projeye. Film Festivali’nde unutulmaz bir yeri olan Emek Sineması başta olmak üzere diğer Beyoğlu sinemalarına da bir saygı duruşu anlamını taşıyordu bu.
Her proje başka projeleri de doğurur. Fotoğrafların, kitabın dışında da sergilenmesi gündeme geldi. Başta İstiklal Caddesi’ne büyük panolara yerleştirilmesi düşünüldü ama fiziki ve mali şartlar buna imkân tanımadı.
Sonunda Atlas Sineması’nın da bulunduğu Atlas Pasajı’nda karar kılındı.
Pasajın her iki yanındaki mermer sütunlara özel aparatlar takılarak oluşturulacaktı sergi. İşte bu fikre de itiraz aklınıza gelmeyecek bir kurumdan geldi.
GÖREVİ: YAPMAK İCRAATI: ENGELLEMEK
Hani arabanızı park etmek istediğinizde mahalle manavı çıkar ve “Tezgâhın önünü kapatıyorsun birader” diyerek sizi engeller ya, işte aynı mantıkla 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı bu kez serginin yapılmasına izin vermemiş. Yönetmen portreleri sütunlara asılırsa, Ajans’ın önü kapanır, içeriye giriş çıkışlar zor olur diye itiraz etmişler. Vurucu gerekçe ise sonra söylenmiş: “Buraya her gün bakanlar, yüksek bürokratlar geliyor, onların yolunu engelleyemezsiniz.”
Görevi geçen yıl Avrupa Kültür Başkenti ilan edilmiş İstanbul’da bizzat yapılanı desteklemek olan kurum böylece hesap kapatma işlemini tam anlamıyla gerçekleştirmiş.
Son durum mu?
Şimdi pasaja girdiğinizde pek bir şey fark edemiyorsunuz. Bina ne kadar güzelmiş diye şöyle bir kafanızı tavana doğru kaldırırsanız orada sütunların tepesine gelişigüzel asılmış fotoğrafları görebilirsiniz.
Atlas Sineması’nda film izlemeye giderken kafanıza bir yönetmen portresi düşerse de sakın şaşırmayın.
Not: Muhsin Akgün’ün bir Pina Bausch fotoğrafını izinsiz kullandıkları için açtığı dava Ajans’ın bu tavrının nedeni olabilir mi acaba?
Festival yönetmenİ de oyuncu oldu
Film Festivali’nin programını oluşturan, birbirinden önemli filmleri izlememizi sağlayan isim Azize Tan. Festival direktörü Tan bu yıl bir sürpriz yaparak mutfaktan çıkıp kamera önüne de geçti.
Belçika doğumlu 29 yaşındaki genç yönetmen Kadir Balcı’nın geçen yıl mart ayında İstanbul’da çekimlerini tamamladığı ilk filmi ‘Turkuaz’da oyuncu olarak seyirci karşısına çıkacak. Babalarının İstanbul’daki cenazesinin ardından Belçika’ya dönen üç kardeşiyle İstanbul’da kalmayı tercih eden bir anne, Türkiye-Belçika arasında kalmış bir Türk ailesinin öyküsünü anlatan film otobiyografik öğeler taşıyor. Azize Tan filmde, Tilbe Saran’ın oynadığı annenin komşularından Zeynep’i canlandırmış. İstanbul Film Festivali programını yapan direktör Azize Tan’ı çiçekli basma eteği, başında yemeni, ayağında terliğiyle ilk oyunculuk denemesini görmek isteyenler festivaldeki Turkuaz isimli filmi kaçırmasın derim...
ŞAKA GİBİ...
Radikal Gazetesi’nin 1 Nisan şakalarından biri Erdem Kırım’ın köşesindeydi. İnşaatları yılan hikâyesine dönen AKM ile İnönü Stadı’nın yer değiştireceği yazılıyor. Keşke bu şaka değil de gerçek olsa, stadı nereye götürürler bilmem ama Sydney Operası gibi bir bina Dolmabahçe’ye yakışmaz mı...
Cumhuriyet Gazetesi’nde Kumkapı’daki Afrodit Restaurant’ın ilanı. Gazetenin okurlarına fiks mönü özel fiyat uygulamasının yapılacağı belirtilmiş. Gazinonun assolistinin adına dikkatinizi çekeyim: Saadet Aydıntürk.