Dikkat dikkat, kış geldi, geliyoooor

Güncelleme Tarihi:

Dikkat dikkat, kış geldi, geliyoooor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2005 00:00

Kaç zamandır kış geliyor, kış ve motosiklet konulu bir şeyler yazayım diyordum. Buyurun bakalım, hatırlayan hatırlar. Ben kış mevsimini çok severim. Hep yeni başlangıçlara imza attığım mevsimdir kış, yağmurda saatlerce dolaşmaktan sıkılmadığım, kar yağdığında deli danalar gibi sokaklarda dolandığım, havanın tüm solukluğuna inat benim en çok güldüğüm, güldürdüğüm mevsimdir kış.

Nedense her kış yeni bir şey olur benim hayatımda, büyük ve önemli bir başlangıç yapar hayat bana. Al der bu kış da bunu yaşa. Bu yüzden heyecan verici bir tarafı da vardır benim için. Ayrıca ‘mücadele ve zorluğu’ temsil eder kış. Zor olan şeyleri de, mücadele etmeyi de çok severim ya keyfime yoktur kış geldiğinde. Hayat zorlaşır ve yaşamak için daha büyük mücadeleler verir insan. Her şey daha zordur. Çünkü soğuktur, sıkı sıkı giyinmen, yaşadığın ortamı ısıtman kısacası onun şartlarına karşı direnmen gerekir. Çok şey değişir kışın. Ve değişiklik iyidir. Bu sene kış benim için ne gibi yeni başlangıçlar hazırladığının sinyallerini verdi bile. Bu yaz içimde bir şekilde zerresi bile kalmayan heyecan da geri gelir ve kış uykusuna yatmak yerine bana eşlik ederse değmeyin bu kış da benim keyfime.

Dedim ya zor mevsimdir kış. Motosiklet kullanmak da zordur elbet kışın. Bırakın motosikleti otomobil kullanmak bile
/images/100/0x0/55ea6612f018fbb8f87d59a6
daha zordur. İşte bu yüzden pek çok ‘tatlı su motorcusu’ için kış demek motor sevdasına koca bir ara vermek demektir. Benim için motora başladığım yılın, ilk kışından beri öyle olmadı. Haa, hoş kışın motora binmenin zorluklarını ve püf noktalarını anlatan kimse de yoktu yanımda ya, yine ne öğrendiysem deneme yanılma yöntemiyle öğrendim. Evet, zordur kışın motora binmek. Ama en güzel aşk da zor olandır ya. İyi gelir yani başarana. Özel bir kabiliyet değildir kışın motora binmek, ancak kabul ve deli işidir, herkese göre de değildir.

Motoru olan ve bu işe gönül vermiş motorcuları bir topluluk olarak düşünürsek, kışın bu topluluk iki ayrı gruba ayrılır. 1) Tatlı su motorcuları. 2) Harbi motorcular. Birinci grup içinde de iki grup vardır. Bir, kış geldiğinde, ‘Aaa seneye de aynı motora bincek değilim heralde...’ deyip, motorunu hemen satan ‘sezoncu’ grup; iki, ‘Ah gülüm, sen şimdi burada kuzu kuzu uyu, ben yaz gediğinde gene gelicem. Tamam mı?’ diye motoruyla vedalaşıp uygun bir yerde motorunu kış uykusuna yatıran, ‘garajcı’ grup. Vallaha ben hem ‘tatlı su motorcusu’ olup hem de ‘sezoncu’ olanlara hiçbir mana ve ehemmiyet veremiyorum. ‘Harbi motorcular’a gelince, bunlar motorlarına gerekli önlem ve tedbirleri almak ve gerekli bakımlarını yaptırmak suretiyle, sürüş stillerine kadar her ayrıntıyı kışa göre programlayıp motorlarından ayrılmayan kişilerden oluşuyor. Bu haftaki yazımı ‘tatlı su motorcuları’nın ‘garajcı’ grubuna ithaf ediyorum. Haftaya da ‘harbi motorcular’la kışın çetin şartlarında motor kullanma işlerini konuşuruz.

TATLI SU MOTORCUSU

Evet, kış yaklaşmakta ve sizin, bir ‘garajcı, tatlı su motorcusu’ olarak yavaş yavaş motosikletinizin koca kışı sağlıklı ve mutlu bir şekilde geçireceği, yazın tekrar size gülümseyecek enerjide kalabileceği ortam ve şartları ayarlamanız gerekiyor. Peki, nedir bu ortam ve şartlar kısaca bir göz gezdirelim:
/images/100/0x0/55ea6612f018fbb8f87d59a8

1) YER: Öncelikle motosikletinizi güvenle bırakabileceğiniz kuru ve nemden uzak bir yer ayarlamanız gerekir. Kapalı otoparkınız varsa pek şanslısınız. Eğer kapalı otopark lüksünüz benim gibi, sizin de yoksa, mümkün olduğu kadar apartman boşluğu ya da saçak altı vs. gibi yağmur, kar ve rüzgardan daha az etkilenen bir yer bulmaya çalışın. Ayrıca güvenlik açısından motorunuzu kilitleyebileceğiniz, (zincir, özel çelik telli kilitler vs. ile) bir demir, parmaklık vs.de varsa yakınlarında içiniz daha rahat edebilir. Garajda ya da dışarıda mutlaka en uygun ebatlısından bir branda edinin.

2) LASTİKLER: Tüm kış boyunca kullanılmayacak lastikler için de birkaç önlem almanız gerekecek. En ideali lastiklerin yerden temasının kesilmesidir. ‘Yapma yaaa.. Nasıl becericez o işi? Asıcak mıyız yani koca aleti?’ dediğinizi duyar gibi oldum. Evet, biliyorum zor bir iş. Şöyle ki en ideali tamir için kullanılan, kendinden krikolu özel motosiklet sehpalarından bir adet edinmek. Ancak motor bu sehpanın üzerinde sabitlenemeyeceğinden insanların kurcalayabileceği ya da motorun bir şekilde ellenebileceği yerlerde çok sağlıklı olmayabilir. Lastiğin betonla teması, özellikle de tüm kış aynı noktanın temas etmesi, yazın çok hayra alamet olmayacaktır haberiniz olsun. Yerle temas eden bölge sırt yapacağından, motoru kullandığınızda lastiğin, o sırtı her yere değdiğinde periyodik olarak, anlamlandıramadığınız bir ses duyup ‘Noldu len şindi bu motora?’ diye, sesin nerden geldiğini bulana kadar kafayı yiyebilirsiniz. Bu yüzden lastiğin yerle temas ettiği yüzeye ahşap bir levha koymak ve sık sık lastiği çevirmek en azından manen içinizi rahatlatır. Ayrıca yüzde 20 kadar lastik havalarını indirmek de lastiğin hayrına olacaktır. Sehpa olayına girecek yer yoksa, motorunuzu mutlak suretle orta sehpaya alın. Lastiğin yere temas yüzeyine ahşap bir şeyler ayarlayın. Üstünü brandayla bir güzel kapatıp, mümkünse uçuşmasın diye uygun bir aparatla bağlayın. Çalınmaya karşı, koyduğunuz yere göre güvenlik önlemlerinizi de alın.

3) AKÜ: Motosikletlerin kışın en belalı parçalarından biridir akü. Hele yan gelip yatacak motorlar için ‘Amman’ diyeyim. Akünüzü kışın motora cidden hiç binmeyecekseniz yerinden sökün. Aranızda motorunun aküsünün nerde olduğunu bile bilmeyenler olduğunu biliyorum. Bilmemek ayıp değil ki öğrenin. Sökmesi de çok basit bir iş. Söktük mü aküyü? Tamam. Bakın bakalım suyunda bir eksiklik var mı? Varsa o kapakçıkları açıp saf su ile doldurun. Aman dikkat, akünün üstündeki ayar çizgisini aşmasın. Kapatın kapakları ve tercihen çok sıcaklık değişimi olmayan bir yerde, yine tercihen oda sıcaklığında muhafaza edin. Bir diğer yol da arada bir motoru çalıştırmaktır ama ben şahsen kilometre yapılmadığı sürece bunun çok yararlı olduğunu görmedim. Gerçi motosikletinizin motorunun ömrü ve verimliliği açısından arada bir çalıştırmak her halükarda faydalı bir harekettir ya. Eğer arada bir çalıştırırım, ilgilenirim derseniz akünün bakımını yapıp yerine takabilirsiniz. Ancak eksi kutup başını çıkartıp, çalıştıracağınız zaman takmanızı öneririm. Bu arada akü başlarına gres sürmek de pek faydalıdır. Aklınızda olsun.

4) ZİNCİR: Duran motosikletinizin zinciri tozdan yapış yapış olacak ve eğer bir de nem varsa paslanacaktır. Pek kimse yapmaz ama benim tavsiyem tüm kış yatacak bile olsa motorunuzun zincirini arada bir iyice temizleyip yağlayın. Hatta sadece zincirini değil tüm genel temizlik ve kontrolünü yapıp, arada motorunuzla ilgilenmek hem kafa dağıtır hem de yaza kafanızın ağrımasına engel olur.

5) RADYATÖR: Eğer su soğutmalı bir motora sahipseniz, radyatörün içini normal su yerine antifrizle doldurun. Çünkü normal su sıfır derecenin altında donacağından, genleşecek, bu değişen hacim de motorunuzda ciddi sorunlar yaratacaktır. Maazallah patlar bile vallaha. Düşünsenize bir arkadaşınız soruyor, ‘Abdülrezzak abi ya, senin motor vardı noldu ona?’, ‘Patladı!’, ‘Nasıl yaaa?’ :))) Ayrıca antifriz radyatörün içten çürümesine de karşı duracaktır. Bunlar dışında; debriyaj ve kilometre tellerini açıp yağlayarak muhafaza etmek, gözünüzle motorun her yerinin ince ince incelenip paslanma ihtimali yüksek yer ve bölgelere gerekli görüldüğünde temizleyerek antipas spreyleri sıkmak, 3 ay binmeseniz de arada bir yanına uğrayıp hal hatır sormak, öpüp sevmek, bir iki güzel söz söylemek yerinde bir davranış olacaktır.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!