Sibel ARNA sarna@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Haziran 25, 2005 00:02
Son günlerde fazla duyar olduk, piyasadaki tasarımcıların birçoğu LaSalle’de eğitim aldığını söylüyor. Sunset, İpekyol, Abbate, Zara, Miss Sixty, Mavi Jeans, Park Bravo ve hatta Roberto Cavalli gibi markaların tasarım ekiplerinde LaSalle mezunları çalışıyor.
Kanada merkezli bir moda akademisi olan LaSalle, dört yıllık moda eğitimini iki yılda vermesiyle meşhur. 15 kişilik sınıflarda uygulamalı eğitim veren kurumun başarısını, Yönetim Kurulu Başkanı Selim Çeçen ile konuştuk.
İyi giyinen iyi modacı olabilir mi?
Mülakatla öğrenci alıyoruz. Tasarımcı olacak insanın gözünden belli oluyor. Zaten birçoğu gelirken yanında portfolyo getiriyor. Çok güzel giyinip gelenler var. ‘Ben farklı ve güzel giyiniyorum, tasarımcı olabilirim’ diyorlar. Onları moda ürünü pazarlaması bölümümüze aktarıyoruz. Çünkü hazırlanmış ürünü seçmek başka bir şeydir, ürün hazırlamak başka bir şey. Tasarım öğrencileri de marjinal giyiniyor bazen. İçlerindeki modacı ateşini giyimlerine kusuyorlar. Ancak bu durum okul bitince bitiyor. Sektöre geçince, kendileri değil ürünleri ön plana çıkıyorlar.
Moda ürünü pazarlaması en az tasarım kadar önemli. Türk hazır giyim sektörünün de önemli bir eksiği ve ihtiyacı. Hammadde tedariğinden satışına kadar marka yönetimi yapıyorlar. Tasarımcıyı yönlendiriyorlar. Moda tasarımcısı ile moda ürünü pazarlamacısı lokanta ile garson gibidir. Biri güzel yemek yapar, diğeri satar. Türkiye’deki firmalar iyi bir tasarımcıyla iyi bir moda ürünü pazarlamacısını bir arada çalıştırırsa rahatlıkla Zara, Mango gibi marka olabilir. Henüz sektör ve tasarımcı aynı dili konuşmuyor. Röportajlarda tasarımın önemini sürekli vurguluyorlar ama hiç samimi değiller. Çünkü hálá tasarımcıya İtalya’dan ve Fransa’dan model kopyalatıyorlar. Bizden mezun olan tasarımcılar bu tip istekleri asla yerine getirmez.
Merkezi Kanada’da bulunan LaSalle College International’ın 46 yıllık bir tarihi var. Dünyanın altı kıtasında, 18 ülkede, 21 şehrinde bulunan akademi zincirinin İstanbul halkası 1993’te açıldı. Üç yıl öncesine kadar merkezden idare ediliyordu. Ancak üç yıl önce yönetim Türklere devredildi. Üç yıldır Lasalle College International’in Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı ve okul müdürlüğünü yapan Selim Çeçen (30) İTÜ Makine Mühendisliği’ni bitirdikten sonra, Boğaziçi Üniversitesi’nde işletme mastırı yaptı. ‘Kanada’dan İstanbul’daki okulu yönetmekte zorlanıyorlardı. Üç yıl önce ben ve ortağım okulu satın aldık. Ufak tefek değişiklikler yaptık ama eğitim tüm dünya ile aynı standartlarda.’
Çeçen değişiklikleri şöyle anlatıyor: ‘Türkiye’de neye ihtiyaç varsa o doğrultuda eğitim vermeye çalışıyoruz. Böylece öğrenciler, firmalarla daha kolay buluşuyor. LaSalle hem Fransız ve hem de İngiliz tasarım anlayışını öğreten bir okuldur. Biz bunun üzerine bir de Türk sanatını, sanatsal değerleri öğretiyor, yorumlattırıyoruz. Mesela en son öğrencilere Fikret Mualla tablolarından esinlenerek koleksiyon hazırlamalarını istedik. Ortaya şahane şeyler çıktı. Yakında bir defile yapıp bunları göstereceğiz.’
LaSalle’in kapıları lise mezunu herkese açık. Ama ne tesadüftür ki son yıllarda gelenler üniversiteliler. Selim Çeçen bunu Türkiye’deki sınav sistemine bağlıyor: ‘Üniversite okumak için üniversite okuyoruz. Ne olmak istediğimize üniversitedeyken ya da mezun olduktan sonra karar veriyoruz. Beş-on yıllık mesleklerini bırakıp bize gelenler bile var. Ben bankacı ya da reklamcı olmak istemediğime karar verdim, diyorlar. İki yıl eğitim alıp, tasarımcı oluyorlar.
YAZ TATİLİ YOK
Akademi’de beş ayrı dalda eğitim veriliyor. İkisi diploma programı, üçü sertifika programı. Moda tasarımı ve moda ürünü pazarlaması bölümlerinden mezun olanlar diploma, stilistlik, modelistlik ve bilgisayarlı grafik tasarım bölümlerini bitirenler ise sertifika alıyorlar. Bu beş bölümden her sene 80 öğrenci mezun oluyor.
LaSalle mezunları hiç iş sıkıntısı çekmiyormuş. Selim Çeçen gururla anlatıyor: ‘Belki ayıp olacak ama mezunlarımız iş sıkıntısı çekmiyor, hatta teklif edilen işleri beğenmiyor. Şu anda tasarımcı aradığı için bize başvuran firma sayısını söylesem inanamazsınız. Türkiye’de kayıtlı 6 bin tekstil şirketi var. Sürekli eleman istiyorlar. Oysa ki bizim mezunlar 100 firmayı bile doyuramaz.’
LaSalle öğrencilerinin yüzde doksan dokuzu kadın. Eğitim 15 kişilik sınıflarda veriliyor. Hafta için her gün ders var. Dört yıllık eğitimin neden iki yıla sıkıştırıldığını soruyorum, Çeçen şöyle cevaplıyor: ‘Kanada’daki eğitim üç sene. Türkiye gelişmekte olan bir ülke. Daha fazla zaman kaybetmememiz gerekiyor. Sektörün elemana ihtiyacı var. Bu sebeple eğitime hiç ara vermiyoruz. Yaz tatili bile yok. Üçer aylık sekiz dönemde parkuru tamamlıyoruz.’
Akademinin en ilgi gören bölümü moda tasarımı. Eğitimin tamamı uygulamalı. Öğrenciler çiziyorlar, çizdiklerinin kalıbını çıkarıyorlar, dikiyorlar, drape yapıyorlar. Derslerde kumaş bilgisi, koleksiyon oluşturmanın detayları, hatta satış bile öğretiliyor. Çeçen, dikiş bilmeden tasarımcı olunamayacağını düşünüyor.
LaSalle öğrencileri iki yıllık maratonun sonunda hangi alanda uzmanlaşmaları gerektiğine eğitmenlerle birlikte karar veriyorlarmış. Kimi çocuk giyimine, kimi iç çamaşırına yönleniyormuş. Ama yine de Çeçen ‘Tasarımcının tarzı olmaz. Bugün çocuk yapan yarın erkek tasarlar’ diyor.
Emre New York dünyada 180 mağazada satılıyor
Türkiye’ye modern ressam imajını ben kazandırdım. Sabah programına çıkan ilk ressam benim. Bir kurum yararına sergi açan ilk ressam benim. Şimdi moda oldu. Ben resim sergimde performans da yaptırırım. Meltem Cumbul tiyatro yapardı.
O aslında bir ressam. 1986’da yaptığı ‘İstiklal Marşı’nın Doğuşu’ adlı tablosu uluslararası yarışmalarda birinci olmuştu. 1996’da Vakkorama mağazaları tablolarını tişörtlere, çantalara ve kemerlere bastı. Böylece Emre Ertürk’ün (33) ilk seri üretim macerası başladı. 1997’de
sinema okumak için Amerika’ya gitti ve Emre New York markasını kurdu. Markanın ilk çalışması New York’lu sosyetikler için yapılan köpek çantalarıydı. Vogue dergisinden , NY Post’ a kadar bütün gazeteler ondan bahsetti. Köpek çantalarına kadın çantaları, kemer, ayakkabı, spor çantası, bebek çantası, şapka, tişört ve eldiven de eklendi. Susan Sarandon, Milla Jovovich, Robert De Niro, Glenn Close, Britney Spears gibi ünlü isimler Emre New York’tan alışveriş yapıyor.
Emre New York bugün Amerika, Japonya Kanada, İngiltere, İtalya ve Danimarka gibi birçok ülkede tam 180 satış noktasında satılıyor. Emre Ertürk neden tasarımcı olduğunu şöyle anlatıyor: ‘Daha çok insana ulaşmak istiyordum. Markalaşmak beni geliştirir diye düşündüm. Diğer ressamlar gibi öldükten sonra önemli olmak istemedim. Yaşarken hakkımı vermelerini sağladım.’