Güncelleme Tarihi:
‘Sahne ışıltısı’ diye bir terim vardır. Bunun bazı insanlarda doğuştan var olduğuna inanılır. İşte Didem Kınalı da bu isimlerden biri. Kendini törpülemeye küçük yaşta başlaması, buna en iyi kanıt. Adım atıp, yürümeye başlamasıyla birlikte en iyi oyun arkadaşı dans olmuş. Minik oryantal, beline uzanan saçları, kıvrımlı vücudu ve gülen bakışlarıyla, ta o zamandan alkış toplamaya başlamış.
DÜĞÜNLERDE DANS EDERDİM
Ancak çocukluğuna dair hatırladıkları bunlardan ibaret değil. Unutamadığı karelere daha çok hüzün hakim. “Nasıl bir çocukluk geçirdin?” sorusuna şöyle cevap veriyor: “Düğünlerde ortaya çıkıp, dans ederdim. Zor şartlarda büyüdüm. Hep bir bisikletim olmasını istemiştim. Maddi durumumuzdan dolayı alamadık. Bisiklete binmek, içimde bir ukde olarak kaldı.”
Didem Kınalı, hazırlanan çekim konseptine alışık değil. Vücudunun kıvrımı, folyo kağıdından hazırlanan elbiselere meydan okuyor. Fotoğrafçı Ahmet Gül’ün, Mısır şarkıları eşliğinde, ona ve figürlerine yetişmekten başka çaresi kalmıyor.
HAK ETTİĞİM YERDEYİM
Onunla, yaklaşık üç yıl önce, İbrahim Tatlıses’in şov programında tanıştık. O gün, belki de en mutlu günüydü. şöhret kapısından içeri girmişti. Peki gecenin sonunda neler hissetmişti?
“Çok heyecanlandım. Kolay değildi, ilk kez televizyondaydım ve milyonlarca insan beni izliyordu. Dansım bitti, selam verdim ve kendi kendime ‘Artık kötü günler geçti. Hayatımda yeni bir sayfa açılıyor. Ve sonunda hak ettiğim yerdeyim’ dedim.”
BEYONCE HAYRANI
Onu sürekli parlak ve renkli oryantal kıyafetleri içerisinde görmeye alışkınız. Günlük hayatında tam aksine spor giyinmeyi seviyor. En şaşırtıcı ayrıntı ise konu diğer dans türlerine geldiğinde ortaya çıkıyor. “Hep oryantale sadık mı kalacaksınız?” sorusuna şu yanıtı veriyor: “Aslında bale yapmak istiyordum ama olmadı. ıkincisi ise hip-hop ve R&B. Oryantal olmasaydım, o alanda kendimi geliştirirdim.”
Nesrin Topkapı ve Sema Yıldız gibi oryantal hocaları dışında, bir de Beyonce’u izlemekten keyif aldığını söylüyor. Hayranları onu nasıl pür dikkat izliyorsa, o da Beyonce’un konserlerini hayranlıkla izlediğini anlatıyor.
GÜLMEDEN DANS EDEMEM
Fotoğraf çekimi, yaklaşık altı saat sürüyor. Makyaj, saç ve kıyafetleri defalarca değişmesine rağmen, Didem’in motivasyonunda hiçbir düşüş olmuyor. Son karelerde bile, yüzünde tebessüm var. Meğer dansının olmazsa olmazlarından biri gülmekmiş. Sanatını icra etmek için kendini bile gözden çıkardığı zamanlar olduğunu anlatmaya başlıyor.
AYAĞIM BURKULDU AĞLAYARAK OYNADIM
Ve son olarak, yakın zamanda piyasaya çıkacak DVD çekimi esnasında yaşadığı aksilikten bahsediyor: “Ayağım burkuldu. Gözümden yaş gelerek oynadım.” şarkıcı veya oyuncu fark etmez. Ona göre işi gereği sahneye çıkan herkesin ortak bir sorunu var: “Moralin bozuk olsa da, sahneye çıktığında gülmen gerekiyor. Bu, mesleğimin hem en zor hem de en eğlenceli tarafı diyebilirim.”
AİLEM HEP YANIMDAYDI
“Kendimi bildim bileli dans ediyorum. Hayatımın merkezinde hep dans vardı. Çok zor şartlarda çalıştığım zamanlar oldu. Üzüldüm, sevindim... Büyüdükçe yanlışı ve doğruyu seçmeye başladım. Bu süreçte ailem, her zaman yanımdaydı. Bana hep destek oldular.”