Barış AKPOLAT
Oluşturulma Tarihi: Eylül 16, 2011 21:03
Mohammad Reza Shajarian (Muhammed Rıza Şeceryan) İran’ın dünyaya armağan ettiği önemli bir sanatçı. Ama devlet adamlarıyla arası pek iyi değil. Çünkü bestesini izin almadan kullanan Ahmedinecad’ın zulümlerinden hoşnut değil. Dün akşam Lütfü Kırdar’da konser veren sanatçıyla buluşup İran’daki hayatını, Ahmedinecad Rejimi’ni, sanatçının umut ve hayalkırıklıklarını konuştuk.
Muhammad Reza Şeceryan, politikadan uzak duran hayatını müziğe adamış ve bu yolla İran’da binlerce hayrana sahip bir İran klasik müziği icracısı. Bugüne kadar Kayhan Kalhor, Mohammad Reza Lotfi, Hossein Alizadeh ve Faramarz Payvar gibi önemli İranlı müzisyenlerle çalıştı. Dünkü konserindeyse ona kızı Mojgan Shajarian ve Majid Derekshani yönetimindeki Shehnaz Ensemble eşlik etti. Sahnede kendi icat ettiği Sabu, Delodel, Shahband, Shahnavaz, Sagher, Kereshmeh, Tondar ve Sorahi gibi enstrümanları da çalan Üstan Şeceryan’ın ülkesinde o kadar büyük bir saygınlığı var ki arasının pek iyi olmadığı politikacılar bile onunla tartışmak istemiyor. Hayatında her zaman politikadan uzak durduğunuysa şöyle anlatıyor: “Ben taraf tutmam ve hayatımda bir politik görüşüm olmadı. Tek tuttuğum taraf insan haklarıdır”
Muhammed Rıza Şeceryan son üç yıldır İran’da konser vermiyor. Çünkü Ahmedinecad’ın halka davranışlarından memnun değil. Hatta Ahmedinecad isyancılara ‘Çer-Çöp’ deyince Şeceryan da “Onlar çer çöpse ben de çer çöpün sesiyim” deyip tepkisini ortaya koydu. “Siyasetçiler benimle tartışmak istemiyorlar çünkü peşimde büyük bir kitle var ve çoğunluğu genç, eğitimli kesim. Ve insanların harekete geçmesi için tek kıvılcım yeter. Konserlere de bu yüzden çıkmıyorum. Ayrıca konser vermeyi çok istediğim halde hükümetin izin vermeyeceğini bildiğim için teşebbüste de bulunmuyorum. Çünkü benim gibi bir muhalifin konsere çıkıp altı bin kişiyi toplamasını istemezler” diyen Şeceryan konser vermese de hala Tahran’da yaşıyor. Kendi aracını kullanıp hiçbir koruma kullanmayan sanatçı ona kimsenin dokunamayacağından çok emin: “Kimseden korkmuyorum çünkü hayran kitlem çok geniş. İnsana değer verirsen sırtın yere gelmez.”
Şeceryan pek çok İranlı aydın gibi İran Devrimi’nden umutlu. Ta ki devrim tamamlanıncaya kadar. “Ben parlak günler ve aydınlık bir gelecek beklerken İran’ın bugünkü durumuyla karşılaştık. Ben devrim için bir milli marş olan ‘İran: Umudun Ülkesi’ isimli bir eser yazdım. Ve ilk sahnelenmesinde çok güzel tepkiler aldım. Fakat halka ve fikrini belirtenlere zulmeden yönetim ve Ahmedinecad benim bu şarkımı televizyonlarda kendi zaferlerini kutlamak için kullanınca çok üzüldüm. Sonrasında kullanmalarını istemediğimi belirtip insanlara saygı göstermediklerini söyledim. Demokratik bir gelecek için yazdığım bir şarkının bu eller tarafından kullanılması kalbimi kırdı” diyen Şeceryan’a göre İran, bugünkü durumundan kurtulacak. Bir gün her şeyin düzeleceğini fakat bu gelişimin yavaş yavaş olacağını söyleyen sanatçının tüm iktidar sahiplerine mesajıysa açık ve net: “Güç elindeyse, başlıca işin saygı duymak olmalı. Dinlemelisin çünkü insanlar artık eğitimli. Onların fikrini almalısın. Teknoloji bu kadar ilerlemişken insanların salak olduğunu düşünemezsin.”