Devrim Kate Moss’tan rol çalar mı?

Güncelleme Tarihi:

Devrim Kate Moss’tan rol çalar mı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 16, 2014 01:03

Marc Quinn denince akla ilk gelen Kate Moss heykelleri. Arter’de açılan ‘Aklın Uykusu’ sergisinin başrolünde ise ilk kez gösterdiği devrim halıları var.

Haberin Devamı

1- Serginin adı Goya’nın bir gravüründen geliyor: “Aklın uyuması canavarlar yaratır”. Sizce akıl uyursa ne olur?
Bugün bütün dünyada akıl uykuda gibi görünüyor. Ama adaletsiz de davranmak istemem. Belki de şu an aklın yeni biçimiyle karşı karşıyayız. Değişim zamanındayız, bu kesin. Her şey o kadar hızlı olup bitiyor ki bazen bunu göremiyorsunuz bile, belki de bugünün uyku hali budur. Dünya bir rüyada gibi. Sokaklarda devrim var ve sosyal medya sayesinde bunu her an takip ediyoruz. Tabii öte yandan bir çeşit paranoya da var. Galiba bu yüzyılı bunlarla tanımlayacağız.

2- İlk kez sergileyeceğiniz halılar dünyanın dört bir yanındaki protestoları aktarıyor. Bazen sanatçılar bambaşka coğrafyadaki olaylardan ilham alır. Gezi Hareketi size doğrudan ilham verdi mi?
Ben bu seriye 2011’de Londra’da ayaklanmalar olduğunda başladım. Tabii ki Gezi de bunların bir parçası. Dünyanın değiştiğini anlatmaya çalışıyorum ve Türkiye de bu resmin içinde. Halılarda hepsi bir araya geldiğinde oluşan bir yüzey yaratmaya çalıştım.

Haberin Devamı

3- ‘Self’ adındaki otoportreniz, engellilerin heykelleri ya da transseksüeller... Gerçekliğin belki de her zamankinden daha sert olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Sizce artık sanat her zamankinden daha çarpıcı, daha vurucu olmak mı zorunda?
Muhtemelen Ortaçağ’da gerçeklik daha da sertti. Fark şurada: Biz bugün her şeyi görebiliyoruz. Nerede ne oluyorsa haberimiz var. Bence sanat zamanın yarattığı görüntüleri yansıtmalı. Bu yüzden de bugünün sanatı sarsıcı, şoke edici olabilir. Ama ben öyle şoke etmekle ilgili de değilim. Bence dünya sanallaştıkça sanat da daha önemli oluyor.
Çünkü yeniden üretemezsiniz; özgün olan, eşi bulunmayan sadece sanat var artık. Hayatımızı o kadar sanal bir biçimde yaşıyoruz ki, bedenimizle kurduğumuz o gerçek ilişki daha da önem kazandı.
Galiba bu yüzden insanlar spor yapmakla ya da estetik cerrahiyle daha fazla ilgileniyor. Dönüp kendilerini bedenlerine bağlıyorlar. Bu nedenle de beden benim
ilgi alanım.

4- Self’e bakarken aklımda bir soru uyandı: Öldükten sonra da bedeninizi bir sanat eserine dönüştürmeyi planlıyor musunuz?
Hayır. Hayatla ölümle olduğundan daha fazla ilgiliyim. Ölü bir beden gayet sıkıcı. O heykel de hayat üzerine. Bir baş ve onu yaşatan bir kan devri daimi var. Enerjisi kesilip de o devir olmazsa bütün heykel kana boğulur. Benim insanları huzursuz etmeyi sevdiğimi söylüyorlar. İlle de bunu amaçlıyor değilim. Mesela o çiğ et görüntüleri... Bence çok da güzeller...

Haberin Devamı

5- En çok konuşulan heykelleriniz, Kate Moss’unkiler. Gerçek bir insanın sizin heykelinize dönüşmesi için onda nasıl bir vasıf olması lazım?
O insanın gerçeği ile diğerlerinin beklentileri arasındaki çelişki önemli. Kate Moss birçokları için bir rol model, ondan ilham alıyorlar. Gazetelere bakarsan bir tanrıça görüyorsun. Ama bu da sanal bir düşünce.
O da herhangi bir insan. Benimki de bir illüzyonun yarattığı Kate Moss heykeli, Kate Moss değil.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!