Devlet ruhsal ihale açsın

Güncelleme Tarihi:

Devlet ruhsal ihale açsın
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 29, 2002 00:00

Devlet herÅŸey için ihale açıyor. Özel ÅŸirketler de bu ihaleye giriyor. Kazananlar yol, baraj, kanalizasyon yapıyor. Ve bir sorun ortadan kalkıyor. Peki epidemik olarak ortaya çıkan ruhsal sorunlarda, neden devlet bu yola gitmiyor? ‘‘Bartın'da intihar salgını var. Ä°hale açıyorum’’ niye demiyor? Desin. Antalya Ruhbilim Okulu olarak biz bakarız, gücümüz yeter mi, yetmiyorsa Ä°stanbul'dan Bodrum'dan uzman insanlarla iÅŸbirliÄŸi yaparız, ekipler, planlar, programlar hazırlarız. Ve ‘‘Şu ÅŸekil bir çalışmayla bu problemi çözmeye adayız’’ deriz. Ya da bir cezaevinde anoreksiya nevroza vakası mı var? Mahkumlar hiç birÅŸey yemeyip ölüyorlar mı? Yine ihale açılabilir. Nasıl Antalya'nın kanalizasyonu için Dünya Bankası'ndan kredi alınıyorsa, Urfa'daki intihar salgınını ortadan kaldırmak için de Avrupa TopluluÄŸu'ndan kredi bulunur...Oh be. Tuttum sözümü. ‘‘Antalya'ya gidip, Murat KemaloÄŸlu'yla röportaj yapacağım, o adam benim!’’ demiÅŸtim. Hayata geçirdim! Kimdir Murat KemaloÄŸlu? Çok farklı bir doktor. Ankara Tıp Fakültesi mezunu. Hacettepe Ãœniversitesi'nde ve Zürih Carl Gustav Jung Enstitüsü'nde psikiyatri ve psikoterapi eÄŸitimlerini tamamlıyor. Ve hayatını psikoterapiye adıyor. ‘‘Psikoterapide kendi ekolünü kuran ilk Türk doktorum’’ derken tuhaf ama son derece inandırıcı duruyor. Onu bunu bilmem, benim tanıdığım pek çok insan da uçaklara binip binip soluÄŸu onun Antalya'daki okulunda (Soulscience/ Ruhbilim) alıyor. Çünkü KemaloÄŸlu, hastaları tedavi eden bir psikoterapist olmasının yanı sıra, çeÅŸitli periyotlarda hasta olmayan insanlara da kiÅŸilik geliÅŸtirme kursları veriyor. Ama ne kurslar! Giden bir daha gidiyor. Ben, bilimsel tartışma açabilecek yetkinlikte biri deÄŸilim ama karşımdaki insanın pek çok ÅŸeye farklı yaklaÅŸtığını ve kafayı cidden taktığını söyleyebilirim, Türkçesi adamın paraya ihtiyacı yok ama yeni fikirler üretiyor ve o fikirlerin insanlara ulaÅŸmasını istiyor...Ä°nsanlara ‘‘ruhsal ÅŸifa vermek’’ nasıl bir ÅŸey?- Mutluluk verici! Ãœstelik bilinçli bir tercih benimki. Çocukken de insanlar bana en yakınlarına bile anlatmadıkları sırlarını anlatırlardı. Ben de büyük bir takdir ve hayranlık duygusuyla dinlerdim onları. Sanki bir sanat eserini, absürd bir tiyatroyu izliyormuÅŸum gibi! Bu hep böyle oldu. Çok ilgisiz yerlerde tanıştığım insanlar bile herÅŸeyi küt diye anlattılar.Sizce neden?- Karşımdakini bir Shakespeare trajedisi izler gibi hayranlıkla dinlerdim de ondan! O zaman ne oluyor? O hikayenin yaratıcısı kim? Kendisi. Kendini onaylanmış hissediyor çünkü onu hayranlıkla dinlediÄŸimin farkına varıyor. Ve birdenbire olayın yükü hafifliyor. Takdir ve hayranlık duygusunun tedavi edici etkisini küçüklüğümde keÅŸfettim yani ben. Ve psikoterapiyi seçtim. Ãœstelik mesleÄŸimde ilerledikçe tarafsızlık tekniÄŸinin iyileÅŸtirici etkisinin olmadığını da öğrendim.O ne demek?- Terapide karşınızdakini tarafsız dinlemek yeterli olmuyor. Yargılayarak dinlemek hiç iÅŸe yaramıyor, dahası hastalandırıcı etkisi oluyor.E o zaman ne yapmak gerekiyor?- Söylüyorum iÅŸte, Titanic filmi izler gibi hayranlıkla dinlemek! O zaman kiÅŸinin gereksiz ciddiyeti uçup gidiyor. Ekolümüzün en büyük farkı bu...Psikoterapist olmak, insanın kendisini ayrıcalıklı hissetmesine sebep oluyor mu?- Aksine, ne kadar sıradan olduÄŸunuzu anlıyorsunuz! Bir psikoterapistin içgörü tekniklerini öğrenmesi gerekiyor. Kendi karanlık ve zayıf yönlerini anlaması, tanıması icap ediyor. Yani kendi içinde serüvene girmeden psikoterapist olunamıyor. Laboratuvar önce kendi ruhumuz.CESARET BOMBARDIMANIBütün psikiyatrlar aynı zamanda psikoterapist midir?- Yok, hayır. Ancak psikoterapi eÄŸitimi olan psikiyatrlar ilaç tedavisinin yanısıra terapi yapar. Psikiyatrların hepsi psikoterapist deÄŸil yani. Psikoterapi, mezuniyet sonrası ayrı bir eÄŸitim.Êİnsanların Türkiye'nin dört bir yanından Antalya'ya size geldiÄŸi doÄŸru mu?- Ä°stanbul'dan, Ankara'dan, Ä°zmir'den gelenler var. BaÅŸka ülkelerden de geliyorlar. Ä°ngiltere, Almanya, Ä°ran... Ama sadece tedavi olmak için deÄŸil, eÄŸitim almak için gelenler de var.Neden bu kadar yolu tepip size geliyor insanlar?- Bu soruya benim cevap vermem tuhaf olur, onlara sorun. Burada yapılan çalışmanın özel bir eÄŸitim olduÄŸunu duyunca geliyorlar. Biz bu eÄŸitimi almak istiyoruz diyorlar. Genellikle bir hafta süreyle geliyorlar, günde sekiz saat eÄŸitim alıyorlar. Bir sene sonra tekrar geliyorlar. Öğrendiklerini hayata geçirirlerse kendi kendilerinin terapisti olma yolunda önemli bir adım atıyorlar.Ä°yi de neler öğretiyorsunuz?- Åžer'in entegrasyonu ve ÅŸer'in transformasyonu diye özetleyebilirim. Kötü olan ÅŸeyleri iyileÅŸtirici ÅŸeylere dönüştürmeye çalışıyoruz. Bunu bir takım alıştırmalarla öğretiyoruz insanlara. Uygulamalarını istiyoruz. EÄŸlenceli bir çalışma. Ä°nsanlar vaktin nasıl geçtiÄŸini anlamıyorlar.Lale Müldür, burada ona uygulanan ‘‘cesaret bombardımanı’’ diye bir ÅŸeyden söz etmiÅŸti...- Evet, o da kursun bir noktasında yapılan bir çalışma. KiÅŸi uzanır, gözlerini kapatır, fonda da bir yunus müziÄŸi çalar. Ve beÅŸ, altı kiÅŸilik bir ekip ona bazı cümleler söyler. 20 dakika filan sürer. Ä°nsanlar oradan müthiÅŸ bir cesaret donanımıyla çıkıyorlar.Ä°nsanın affetmesi, bazen ağır sıklet halter kaldırmaktan daha zor Ben sizi ‘‘affetme doktoru’’ olarak tanıdım. ‘‘Dünya Affetme Åžampiyonası’’ gibi bir ÅŸey düzenlemek aklınıza nereden geldi?- Aslına bakarsanız Ä°srail ve Filistin yüzünden. Bu iki ülke ne yapıyor? Katil ve kurban kimlikleri arasında gidip geliyor. Bir katil oluyorlar, bir kurban. Sonra hem katil hem kurban. Çünkü bir türlü birbirlerini affedemiyorlar...Affetmek neden önemli?- Affetmenin insanları iyileÅŸtirici bir etkisi var. Affedememenin de, çatışmaları, kavgaları, savaÅŸları ve hastalıkları sürdüren bir etkisi. Ama hepimizin affedemediÄŸi bir ÅŸeyler var hayatta. Ve terapi sürecinde muhakkak affetme konusuna giriliyor...Yani karşımızdakini affedince ne oluyor, affedemeyince ne oluyor?- Affedince kurtuluyoruz. Affedemeyince kurban kimliÄŸine takılıyoruz! Affetme aslında bir psikoterapi çalışması. Ve zor bir çalışma. Ä°nsanın bir ÅŸeyi affetmesi, bazen ağır sıklet halter kaldırmaktan daha zor olabiliyor. Biz de yaptığımız bu çalışmaya insanları davet etmek istiyoruz. Ne kadar çok insan bu konuda düşünür ve çalışırsa toplumların geliÅŸmesi o kadar güzel ve çabuk olur.Åžampiyona nasıl gerçekleÅŸecek?- Ä°nsanlara affetmedikleri bir ÅŸey olup olmadığı sorulacak: Ailenizde affedemediÄŸiniz biri var mı? Tarihte affedemediÄŸiniz biri var mı? AffedemediÄŸiniz din, ülke gibi sorular. EÄŸer affedemedikleri bir ÅŸey varsa elenecekler ama herÅŸeyi affetmiÅŸlerse yarışmada derece alacaklar.Ä°yi de bir tedavi biçimi olarak neden affetmek gerekiyor? Affetmezsen ne oluyor...- Tansiyon hastası olabilirsin. Depresyona girebilirsin. Sorunlarını çocuklarına miras bırakabilirsin. Senin affedemediÄŸin ÅŸeylerin bedelini onlar ödeyebilir...Benim gibi hemen herÅŸeyi affedince de jöleye dönüyorsun! Oysa affetmeyen arkadaÅŸlarımın hayat duruÅŸları bana daha saÄŸlam geliyor. Yanılıyor muyum? - O arkadaÅŸlarınızı daha derinden bir izleyin bakalım. Saçları dökülüyor olabilir, saÄŸlık sorunları olabilir. Yani bir takım ÅŸeyleri affetmeyi reddettikleri için daha güçlü deÄŸiller...Ama insanlara da hıyarlıklarından dolayı tavır almak gerekir! Sizi kırıyorlar, siz de onları affedemiyorsunuz...- Evet ama insanlar, kendi saldırı düşünceleri yüzünden kırılıyorlar. Diyelim ki, benim küçük kızım hakaret ediyor bana, ona öfkelenmiyorum ben, takdir ve hayranlıkla izliyorum, bir süre sonra da öfkesi geçiyor. Ama bir hocam hakaret ederse bana, benim bir büyüğüm ya, ona karşı kin güdebiliyorum ve affedemiyorum. Neden? Çünkü ben kendimi ondan daha küçük görüyorum. Yani affedememek, insanın kendisini karşısındakinden daha küçük gördüğünün bir iÅŸareti. Büyüklük, affetmek.Ama herkesin vardır affedemediÄŸi bir ÅŸey!- Onun için bu ÅŸampiyonayı yapıyoruz ya! HerÅŸeyi affetmiÅŸ birilerini belki bulup ortaya çıkarırız diye. Ödül vereceÄŸimiz bir Amerikalı çift ÅŸimdiden belli. Kızları üniversiteyi bitirdikten sonra Güney Afrika'ya gidiyor ve orada ırkçılık aleyhine çalışmalar yapıyor. Amacı siyahlara yardımcı olmak. Ne var ki yine bir siyah çete tarafından öldürülüyor. Bu kızın anne ve babası da California'daki mallarını mülklerini satıp Güney Afrika'ya yerleÅŸiyorlar. Kızları adına bir vakıf kuruyorlar. Onun baÅŸlattığı çalışmaları sürdürüyorlar. Ve en müthiÅŸi, bu vakıfta kızlarının katillerini çalıştırıyorlar! Bu aileye özel bir ödül vermek için yarışmaya davet ettik.ŞİZOFRENLER İÇİN OTEL AÇTIDenizli'den gelen bir aile vardı. OÄŸulları ODTÃœ MatematiÄŸi bitirmiÅŸ fakat kronik ÅŸizofren. Anne periÅŸan, ‘‘Hastaneye yatırıyoruz, bir ay sonra çıkarıyorlar. Eve getiriyoruz olmuyor. Tek başına da yaÅŸayamıyor. Doktor n'olur bize bir çare!’’ dedi. Bizim de küçük bir otelimiz vardı, ‘‘Orada kalsın, her gün kurslarımızı almaya, çalışmalarımızı yapmaya buraya gelsin’’ dedik. O genç burada 7 ay kaldı. Annesiyle babasıyla birlikte yaÅŸayabilecek duruma geldi. Döndü sonra. Bu duyuldu tabii. Kendi başına ve aileleriyle yaÅŸayamayan bir çok ÅŸizofren Türkiye'nin çeÅŸitli yerlerinden geldiler, o otelde kaldılar ve terapi çalışmalarımıza katıldılar. Bir kaç sene bile kalanlar oldu. Sonra otel misyonunu tamamladı, satıldı gitti. Ama aileler, ilaçlarını kullanabileceÄŸi bir ÅŸekilde tedavisi düzenlenirse ÅŸizofrenlerin de bir otelde kalabileceÄŸini öğrendiler...Ä°LAHÄ°YAT MEZUNLARI PSÄ°KOTERAPÄ°ST OLABÄ°LÄ°RÄ°lahiyat Fakültesi mezunları eÄŸitimden geçirildikleri takdirde psikoterapist adayı olabilir. Camilerde çalışan imamlar büyük kitlelerle iliÅŸki içerisindeler mesela. Pek çok dertli insan onlara danışıyor. Din bilgilerinin yanında biraz psikoterapi de bilseler fena mı olur? Diyanet Ä°ÅŸleri'ne gittim, Antalya'daki 350 imamı toplayıp konferanslar vermek istediÄŸimizi, ilgilenenlerle bilgilerimizi paylaÅŸmayı arzu ettiÄŸimizi söyledim. Sıcak baktılar. Hedefimiz Türkiye'deki psikoterapist ordusunun artması...YUNUSLARLA TEDAVÄ°Yunuslar insanda güzel duygular uyandıran canlılar. Ultrason dalgalarının iyileÅŸtirici etkilerinden de sözediliyor. Amerika ve Ukrayna'daki bazı terapi merkezlerinde yunuslarla tedavi yapılıyor. Biz de Ukraynalılar'la iÅŸbirliÄŸi içindeyiz. Çalışmalarımız eÄŸlence amaçlı baÅŸladı, tedavi amaçlı çalışmalarımız için de Bayındırlık Bakanlığı'ndan izin bekliyoruz...Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!