Dev adamlar Ferrari ve Porsche kullanmak istiyor ama sığmıyor

Güncelleme Tarihi:

Dev adamlar Ferrari ve Porsche kullanmak istiyor ama sığmıyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 27, 2005 00:22

Basketbol gibi insanların fiziksel özelliklerinin önemli olduğu spor dalları vardır. Bir spor dalında başarılı olmayı vadeden fiziksel özellikler yaşamın diğer alanlarında zorluklar yaratabilir’ diye düşündük ve boyları 2 metrenin üzerinde olan basketbolcuların otomobillerle ilişkilerini merak ettik.

Bunu öğrenmek için de Ülkerspor’un milli basketbolcularından 2.13’lük Fatih Solak, 2.08’lik Kerem Gönlüm ve 1.92’lik Serkan Erdoğan’la otomobil tercihleri ve otomobil kullanırken yaşadıkları zorluklar üzerine konuştuk. İri oldukları için ayakkabılarını ve giysilerini yaptırmak zorunda kalan bu uzun boylu basketbolcular, otomobil alacakları zaman da içine sığabildikleri modelleri seçmek zorunda kalıyorlar. Ekonomik güce sahip olmalarına rağmen içine sığamadıkları için istedikleri otomobili alamayan dev adamların gönlünden spor modeller geçiyor. Daha çok spor kıyafetler tercih ettikleri için spor otomobil almak isteyen dev adamların bu isteklerine boyları engel oluyor. 2 metrenin üzerinde boya sahip dev adamlar bazen 4X4’lere bile sığamazken birçoğunun hayalinde bir gün Ferrari ve Porsche sahibi olmak yatıyor. Bu hayalleri de ancak spor otomobil firmalarının terzi gibi bu dev adamlar için özel üretim yapmalarıyla gerçekleşeceğe benziyor.

İbrahim Kutluay’ın eski otomobilini kullanıyorum

Ülkerspor’un başarılı basketbolcularından 2.13 metre boyundaki Fatih Solak, dikkatli araç kullanmanın çok önemli olduğuna inanıyor. İçine sığamadığı için bir keresinde 4X4 almadığından yakınan Solak, nasıl bir sürücü olduğunu şöyle anlatıyor:

‘En çok Mercedesler’i beğeniyorum. BMW’leri de beğeniyorum. Otomobillerden aslında fazla anlamam. Kaliteli olmalarına önem veririm. Daha önce Opel Vectra kullandım. Şimdi bir Mercedes’im var. Çocukken de en çok Mercedes’leri severdim. Hayranlığım hálá sürüyor. Renk tercihim ise griden yana. Aracımın bakımını düzenli yaptırırım. Servise gönderirim. Konfor da önemli. Şu anda kullandığım Mercedes CLK 320 özel bir araç. Koltukları özel yapım, tam bir sporcu arabası. İbrahim Kutluay’ın otomobiliymiş. Yurt dışından getirtmiş. Başka bir basketbolcu arkadaşım ondan satın almış. Sonra ben aldım. Çok beğenip de içine sığamadığım bir Cherokee 4X4’üm oldu. Bizim için aracın içinin geniş olması önemli. 2 metrenin üstünde insanlarız. Benim için en çok arabanın duruşu önemli. Görünüşü, rengi... Daha çok spor kıyafetler tercih ettiğimizden, spor arabalar bize daha iyi gidiyor.

Kendime iyi şoför diyemem. Acemiliğim var biraz. 5 yıldır araç kullanıyorum ama iyi bir sürücüyüm. Kurallara uyarım. Fazla hızlı gitmem. Çok sabırlı değilim aslında. Bazen çıldırıyorum trafikte, ama sabretmek zorundayım. Sürat yapmıyorum. Tabii ki seviyorum, ama karşımdakini de düşünüyorum. Ne olur ne olmaz. Her ana her şey olabilir. Uzun yola çıktığım zaman kemerimi bağlarım.

Trafikte en çok taksi ve minibüs şoförlerinden rahatsız oluyorum. Hiç dikkat etmeden önünüze kırıyorlar, bir anda duruyorlar. Yolcu gördüklerinde hemen duruyorlar. Sinyal vermiyorlar. Trafik ışıklarını önemsemiyorlar. Otobüs şoförleri de onlardan geri kalmıyor.’

Fiziğimize göre araçlar seçiyoruz

2.08 metre boyundaki Kerem Gönlüm alışveriş yaparken sıkıntı çektiğini söylüyor. Çoğu zaman beğendiği kıyafetleri bedenleri olmadığı için alamadığından dert yanan milli basketbolcu, fiziksel özelliklerinin otomobil tercihlerini de belirlediğini anlatıyor. ‘İçine girebilsem Ferrari, Porsche alırdım ama giremiyorum’ diyen Gönlüm otomobillerle ilişkisini şöyle aktarıyor: ‘BMW hastasıyım. BMW 325’im vardı. Onu sattım, ama genel olarak BMW’yi marka olarak beğeniyorum. Aslında, hayalimdeki otomobil Ferrari ve Porsche fakat içine sığamıyorum. Sığabiliyor olsam kesinlikle bir Ferrari alırdım. Şu anda 4X4’lere fazlasıyla ilgi duyuyorum. Belki bir 4X4 alırım. Spor otomobilleri tercih ediyorum. Çok klasik otomobiller pek ilgimi çekmiyor.

Uzun boylu olduğumuz için fiziğimize göre araçlar seçmek zorundayız. Rahat, konforlu ve güvenli araçlar olması önemli. Şu anda nişanlıyım, ancak evlenmeye hazırlanıyorum. Bir aile kurunca daha güvenli, büyük araçlar almak gerekiyor. Bu yüzden 4X4’ün ideal olacağına inanıyorum. Büyük ve güvenli otomobil istiyorum. Her zaman koyu renkleri tercih ederim.

Sakin bir sürücüyüm. İstanbul trafiğinde hangi birisiyle uğraşacaksınız? Hepsiyle sorun olur. Sakin olmaya çalışıyorum. Çok sinirlendiğim zaman da kendimi yatıştırmaya çalışıyorum. Her ne olursa olsun aracımdan inmemeyi tercih ediyorum. Kendimi koruyorum. Sporcuların hayatı biraz da böyle; kendinizi, bedeninizi korumanız gerek. Bir tartışma çıksa, biri beni bir şeyle yaralasa, bütün profesyonel hayatım biter. Olaylara bulaşmamaya çalışıyorum. Pardon diyorum hata karşıdakinde olsa da.

Genelde kurallara uyarım. Zorunlu anlarda, bir yere geç kaldığımda biraz sürat yaptığım, makas attığım oluyor. Kırmızı ışıkta çok zorunlu olmadıkça geçmem.’

Yuva kurunca büyük ve güvenli araçlara yöneldim

Ülkerspor’un kaptanı 1.92 boyundaki Serkan Erdoğan ise, çok uzun boylu bir insan olmadığını dolayısıyla alışveriş yaparken de otomobil seçerken de zorlanmadığını söylüyor. ‘Her erkek gibi ben de otomobillere çok düşkünüm’ diyen Erdoğan, otomobillerle ilişkisini, araç tercihlerini ve nasıl bir sürücü olduğunu şöyle anlatıyor:

‘Volvo S60 T5 kullanıyorum. Şu ana kadar üç değişik Volvo kullandım. Volvo’nun C70 modeli ilk çıktığında kullanmıştım. Ondan sonra Volvo’dan vazgeçemedim. Çok sağlam, güvenli ve motoru çok güçlü bir araç. Volvo Türkiye’de yeterince tanınmıyor, ama ben çok memnunum.

C70’in kasası çok güzeldi, spordu. Benim favori arabamdı. Çok ciddi bir kaza geçirdi o araba. Park halindeyken çarptılar. Ben içinde değildim. Sonra onu satmak zorunda kaldım. Daha sonra aile kurunca, çocuk olunca daha güvenli, geniş aile arabasına yöneldim. Şu anda siyah kullanıyorum. Siyah bence arabaya yakışan bir renk.

Fırsat buldukça Formula 1’i izlemeye çalışıyorum. Bu tür sporları yapmamız sakıncalı sonuçta biz basketbolcuyuz. Vakit bulursam Dünya Ralli Şampiyonası’nı da izlemeye çalışıyorum. Çocukken otomobil maketleri biriktirirdim. Hálá da evimde otomobil maketleri var. Porche 911 Turbo hayalimdeki araba.

Kontrollü bir sürücü olduğumu düşünüyorum, ama bu tempoda antrenmanlara geç kaldığımda biraz kontrolü kaybediyorum. Bazen sürat yapabiliyorum ama bu fazla olmuyor. Neticede trafiktesiniz. Şehirlerarası bir yolda eğer müsaitse, 180 kilometre hız yapabilirim. Sabırlı bir sürücü değilim. Yani sürekli şerit değiştiren, trafik kurallarına pek uymayan bir sürücüyüm. Trafikte çok sinirli değilim. Karşımdaki hatalı da olsa ben özür dilerim. Bu tür olaylar sebebiyle çıkan kavgalardan hoşlanmıyorum.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!