Melda NARMANLI ÇİMEN
Oluşturulma Tarihi: Kasım 18, 2004 00:07
Desen çılgınlığının ulaştığı zirvede, her şey, her şeyle güzel duruyor. Yapraklar yuvarlaklara karışıyor, etnik baskılar barok kıvrımlarla buluşuyor. Evlerin bu yeni ‘karıştır-yakıştır’ hali içinde karmaşa yaratmak, kişiliğinizi açığa çıkarıyor. Cesurum ama yine de kuralları bilmeliyim diyorsanız, işte desen kullanma sanatından bazı ipuçları...
Bu kış iç mekanlara renk ve desen taaruzu var. Renklerdeki özgürlük, desen seçimine ve kombinasyonlara da yansıyor. Sadece kumaşlarda değil, duvar kaplamalarında, seramik karolarda, halılarda, aksesuvarlarda ve sofra takımlarında da desen odaklı tasarımlar ağırlıkta.
Trend gurularından Li Edelkoort, ‘Şu anda geleneksel desenlere ve damask, dantel ve tüvit gibi klasik kumaşlara rağbet ediyorsak, bunun en önemli nedeni genç nesillerin modanın hızına ve hiçbir şeyin kalıcı olmamasına verdiği tepkidir’ diyor.
Gerçekten de gençler, hem evlerinde hem de kıyafetlerinde sadece kendilerine özel olan, az ama öz sahipliklerin peşindeler. Kullanılan desenlerin esin kaynakları ve kökenleri çok çeşitli kültürlere ve zamanlara inebiliyor.
Ortaçağ mozaiklerinden art deco formlara, Hint ipeklerinden geleneksel Afrika çizgilerine, Çin minyatürlerinden klasik İngiliz çiçeklerine kadar pek çok kaynak, bu desen definesine katkıda bulunuyor. Cesur tasarımlarıyla sallan-yuvarlan 60’ları sembolize eden Verner Panton’un optik desenleri bile yeniden kullanılıyor.
Profesyonellerden ‘Altın kurallar’
Basit gibi görünen pek çok desen, aslında kontrol edilmesi çok zor bir simetri ve ritim taşıyor. Desenlerin evlerdeki serbest dolaşım hakkı, yapılan düzenlemelerin birbirine benzememesini de sağlıyor.
Yine de desen seçiminde ve kullanımında profesyonellerin önerdiği bazı altın kurallar var:
Çok fazla çiçekli deseni bir arada kullanmak tehlikeli olabilir. İki büyük desenli kumaş arasında biraz mesafe bırakmak gerekir.
Örneğin, pembe çiçekli duvar kağıdıyla kaplı bir duvarın önüne yerleştireceğiniz kırmızı çiçekli bir kanepe, biraz Stepford Kadınları etkisi yaratacaktır.
Ama aralarında düz renkli yüzeylerin bulunması koşuluyla, damask kumaş kaplı bir koltuğu desenli duvar kağıdıyla aynı odada kullanabilirsiniz.
Baskılı kumaşları, tıpkı kıyafetlerinizde kullanırmış gibi kombinleyin mekanlarda.
Nasıl ki bol desenli bir eteği düz bir üst ve sade aksesuvarlarla birleştiriyorsanız, göz alıcı desenlerdeki bir duvar kağıdını veya halıyı da natürel mobilya ve objelerle daha da dikkat çekici duruma getirebilirsiniz.
Aynı mekanda birden fazla farklı desen kullanacaksanız (örneğin ekose, çiçekli ve çizgili), renkleri doğru seçmelisiniz.
Renk tonları ve yoğunlukları birbirini tutuyorsa keşmekeş yaratmaktan kurtulursunuz. Farklı desenlerde aynı renklerin devam etmesi de önemli.
Yine de maksimum etki sağlayabilmek için tek bir cesur desen tercih etmekte yarar var.
Özellikle dar mekanlarda, desenli mobilyanın arkasına beyaz bir duvarı fon yapmak hem deseni daha çok ortaya çıkartır, hem de odayı küçültme etkisinden kurtarır.
Küçük alanda büyük desenlerin görsel dezavantajını yaşamamak için, tavanın yüksek olmasına ve bolca ayna-cam kullanmaya dikkat edin.
Spiraller, çiçekler ya da çizgiler... Kendinize bir tema seçin, mümkün olduğu kadar cesur olun ve farklı biçim ve desenleri bir arada kullanma sanatında kendi kurallarınızı kendiniz yazın.
Bu kış böyle söylüyor!
TAKİP
Yerde seksek oynayın
STEP’in 2004 Color Therapy Koleksiyonu’na 56 farklı renk ve desende Touch me halı eklenmiş. 85x150 cm boyutunda olanı 475.000.000 TL. 135x200 cm olanı 1.095.000.000 TL. Üstünde yürüme, dokunma ve seksek oynama hissi uyandırıyor! Tel: (0212) 336 04 88
KEŞİF
Renkler&duygular
Her renk farklı bir duyguya yol açıyor. Bunu bilen Penelope, yeni kış koleksiyonunda çok farklı renk tonlarıyla farklı duygular yakalamayı başarmış. Kırlentler, koltuk şalları, örgü throw’lar, şallar, nakışlar ve yatak örtüleri de kumaşlarla bütünlük oluşturuyor. Tel: (0212) 236 42 00
FİKİR
Evet, buraya da...
Evi çiçeklendirmek için her yol mübah. Vazolar mı dolu, uygun büyüklükte şişe mi yok, saksılara sığmıyor mu? Eski çizmeleriniz ne güne duruyor? Daha ‘güzel’ olabilirler miydi?