OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 05, 2004 00:00
Dünyanın en prestijli sivil toplum örgütlerinden biri olan Yolsuzluk İnceleme Uzmanları Örgütü (ACFE), çalışmalarından ötürü ona yolsuzlukla mücadelede büyük ödülü verdi. Seneler önce yurtdışında yaşamayı tercih eden Haluk Ferden Gürsel, şu anda örgütün İsviçre Ülke Başkanlığını yapıyor. Birkaç günlüğüne Türkiye’ye gelen Gürsel’e hem yaptığı işi hem de hayat hikayesini konuştuk. Dünyada en fazla yolsuzluk yaşanan ülkelerden biri olarak bilinen Türkiye’den çıkıp İsviçre gibi bir ülkede nasıl yolsuzlukla mücadele örgütünün başına geçebildiğini öğrenmeye çalıştık. Yolsuzlukla mücadelenin püf noktaları nedir, örgütün Endonezya’da bile ofisi var da niye Türkiye’de yok, diye sorduk. Türkiye’nin yolsuzlukla mücadele konusunda çok geri olduğunu düşünüyor. Ofis açma konusunda ise TÜSİAD’dan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a kadar başvurmadığı yer kalmamış ama kimseden bir cevap alamamış.Yolsuzlukları inceleme uzmanlığı gibi bir meslek mi var artık?- Tabii. 1990’ların sonuna kadar yolsuzluğun ülkelere maliyeti tam anlaşılamamıştı. ENRON skandalı ve İtalya’nın süt ürünleri şirketi Parmalat’taki gibi yolsuzluklardan sonra yaptığımız işin önemi daha iyi anlaşıldı. Bu meslek eskiden beri var ama organizasyonu yeni. Şu anda inanılmaz bir hızla genişliyor örgüt. Çünkü dünya uyandı.Siz örgütün İsviçre ofisinin başkanısınız. Nasıl oldu bu?- 1998’te üye oldum. Tam üye olmak için bir sınavı geçmeniz gerekiyor. Önce elinize 4 bin soru ve bir ay çalışma süresi veriyorlar. Sonra o 4 bin sorudan kurayla çekilmiş 250 soruyu 250 dakikada cevaplamanızı istiyorlar. Bunun sonunda bir sertifika alıyorsunuz. 1999’da Almanya’daki ACFE’nin eğitim direktörlüğüne getirildim. O sırada European Council on Occupational Fraud (Avrupa Çalışanların Yolsuzluğu Konseyi) kuruldu. İsviçre’nin o konseye girmesi için hazırlık kurulundaydım. Sonra da secimle ACFE’nin İsviçre başkanı oldum.Örgütte çok hızlı yükselmişsiniz.- Ben artık bizzat tahkikat yapmaya gitmiyorum. Aynı zamanda BM Dünya Sağlık Örgütünün müfettişi olduğum için buna zamanım olmuyor. İsviçre’deki Webster Üniversitesi’nde yolsuzluk inceleme dersleri veriyorum. Bir sanıkla nasıl konuşmak gerek, niçin böyle bir mesleğe ihtiyaç var, bir şirkette yolsuzluk olduğu zaman ne yapacaksınız gibi tahkikat teorisine ve pratiğine katkıda bulunacak makaleler yazıyor, yayınlıyorum. Seminerler veriyorum.Bu makaleler, seminerler kimler için?- 30 bin üyemizi belirli aralıklarla sürekli eğitiyor, güncelliyoruz. Eğitim konferanslarına şirketlerin üst düzey yöneticileri, polisler, özel mali denetim şirketleri, savcılar, yargıçlar, muhasebe müdürleri, maliye görevlileri geliyor. Hepsinin ihtiyaçlarına göre özel programlar hazırlıyoruz. Ayrıca şu ana kadar en büyük yolsuzluk suçlarını işlemiş adamları getirip anlattırıyoruz, nasıl yaptıklarını.İçinde uygulama yöntemleri bile olan çok geniş bir program yani.- Evet, aynen öyle. Bizim ACFE’yi yolsuzlukla mücadele üniversitesi gibi düşünün. Eğitimin en temelinde dört bölüm yer alıyor. Yolsuzluğu önleme, bulma, inceleme, en sonda da verileri rapora dönüştürme kısmı var.ÜCRETSİZ TELEFON HATTI VAR İHBARLAR ORAYA GELİYORYolsuzluğu önlemenin yolu nedir peki?- Şirket ya da devlet çalışanlarının eğitimi. Bulmanın ise farklı bir sürü yolu var. Eğer küçük bir şirketse kimse şikayete gelmiyor. Benim söylediğim belli olur, diye. O yüzden ‘hotline’ diye ücretsiz bir telefon hattı kuruluyor. İnsanlar isimlerini vermeden hattı arayıp yolsuzluğun yerini ve zamanını söylüyor.Ne yapıyorsunuz ihbar geldiğinde?- İhbarın geldiği şirketin sahibini ya da tepe yöneticisini arayıp
haber veriyoruz. EÄŸer isterse incelemeye gidiyoruz.Karşılıksız mı?- Biz kár amacı gütmeyen bir kuruluÅŸuz ama incelemeyi yapan uzmanlar çalışma sırasında saatine 450 Euro ücret alıyorlar.Tahkikat yöntemi nedir sizin örgütünüzün?- Bana en son Sırbistan’daki bir demir ÅŸirketinin patronundan telefon geldi. ‘Ben ÅŸirketimde yolsuzluk olduÄŸundan şüpheleniyorum, müfettiÅŸlerime de güvenmiyorum, gelip araÅŸtırın’ diye. Böyle bir durumda önce bir ay ÅŸirketin hesaplarına bakıyoruz, ikinci ayda kapıyı çalıyoruz. O noktada bizim mesleÄŸin iki yalanı devreye giriyor. Birinci yalan bizden, ‘Size yardım etmeye geldik’. Ä°kinci yalan onlardan, ‘HoÅŸgeldiniz’... Bir ay boyunca onların yanında hesapları kontrol ediyoruz. Sonra gidiyoruz. Bir ay daha onlardan habersiz gene hesaplara bakıyoruz. Sonuç olarak elimizde 3 aylık bir araÅŸtırma oluyor. Verileri karşılaÅŸtırıyoruz. Yolsuzluk olduÄŸunu tespit edersek daha detaylı inceleme baÅŸlatıyoruz ki bunun için Ä°ngilizce’de Fraudit diye bir kelime geliÅŸtirildi. Yani Fraud (yolsuzluk) ve audit (denetleme) kelimelerinin birleÅŸimi. Peki sizin uzmanlar kimliklerini gizleyerek mi giriyor ÅŸirketlere?- Hayır. Patronlar ÅŸirketlerinde bizim uzmanımızın çalışmasını istiyor. Herkes biliyor onun kim olduÄŸunu.Çalışmanız sırasında nasıl bir metod izliyorsunuz?- Birinci amaç yolsuzluÄŸu bulmak deÄŸil, ÅŸirketi yolsuzluklara karşı korumak. Mesela kasaya ve bankaya aynı kiÅŸi bakıyorsa, bu bizim için red flag (kırmızı bayrak) dediÄŸimiz bir alarm. Bizim uzman o zaman diyor ki, hakim de sen, savcı da sen, böyle olmaz, bu çeliÅŸen iÅŸleri ayıralım.AMERÄ°KA’DA HER YIL 600 MÄ°LYAR DOLARLIK YOLSUZLUK OLUYORACFE’nin yaptırımı var mı? Buldunuz yolsuzluÄŸu, ne oluyor?- Bizim görevimiz ÅŸirketin en üstüne bildirmek. Diyelim ki, ÅŸirketin belli elemanlarının çete gibi 100 bin dolar çaldığını ortaya çıkardık. O adamlara ne yapılacağı tamamen ÅŸirketin tasarrufu.Yargıya götürmeniz gerekmiyor mu?- Mahkeme açılır, hakim bu yolsuzluÄŸu nasıl buldunuz diye çağırırsa gidip ifade veririz. Åžirketin çeÅŸitli seçenekleri var: 1. içerde disiplin tedbiri alabilir, 2. hukuk davası açar, 3.ceza davası açar, 4. yolsuzluÄŸu yapanla bir nevi anlaÅŸmaya varır, 5. hiçbir ÅŸey yapmaz. Avrupa ve Amerika’da hukuk davası açmak oldukça pahalı. Åžirket yönetimi yolsuzlukla kaybettiÄŸinden daha fazla para kaybedebilir, o zaman baÅŸka tedbirler almaya çalışıyor. Ama bir ÅŸirketin bizim bulduÄŸumuz yolsuzluÄŸa karşı sessiz kalması da, onun prestijini düşürür tabii.Åžirketler yolsuzluk söz konusu olduÄŸunda da neden özel mali denetçileri çağırmıyor?- Çünkü bazen yolsuzluÄŸun sebebi bizzat o denetçiler olabiliyor da ondan. Tıpkı ENRON skandalında yaÅŸanan Arthur Andersen rezaletinde olduÄŸu gibi. Zaten artık Amerika’da da bu durumlara karşı bazı düzenlemeler yapıldı. Åžirketler, denetçileriyle çok içli dışlı olmasınlar diye yeni bir kanun çıkardılar. Artık bir ÅŸirket, mali denetçisi ile en fazla 5 yıl çalışabiliyor. Åžu anda Amerika’da yapılan yolsuzlukların durumu nedir peki?- Amerika’da her yıl 600 milyar dolar yolsuzluklarla buhar olup uçuyor.TÃœRKÄ°YE’NÄ°NKÄ° ‘ARAMIZDA KAZ VAR’ SÄ°STEMÄ°Türkiye’de yolsuzlukları yargılama ile iliÅŸkili yasal sistem güncel deÄŸil, iç denetim sistemi anlayışı yetersiz. Son zamanlara kadar bankalar büyük ölçüde saÄŸlıklı denetim dışında kalmıştı. Denetleme yapanların formasyonu zayıf. Bankalar yeminli murakıplarının sayısı az. BDDK’nın elemanları yetiÅŸmiyor. TeftiÅŸler çok yavaÅŸ oluyor. Halbuki para çok hızlı akıyor. Türkiye’de hep her ÅŸey olup bittikten sonra olay mahaline gidiliyor. John Wayne filmlerindeki gibi. Banka iflas ettiÄŸinde anlıyoruz olup biteni. Türkiye’ninki ‘Aramızda kaz var’ sistemi. Bu Anadolu’da oynanan bir oyundur. Herkes gözünü kapatıyor ve nedensiz devamlı ‘Aramızda kaz var’ diye bağırıyor. Gözünü açan, ebe tarafından susturuluyor. En son gözünü açan kaz oluyor. Hiçbir yolsuzluk bir belgede iz bırakmadan veya birileri tarafindan bilinmeden yapılamaz.Yani Türkiye’de uzun süre birileri olan biteni biliyor ve göz yumuyor. Yapılan bir araÅŸtırmaya göre Türkiye’de bir yolsuzluk ortalama 24 ayda ortaya çıkıyor. 6 ayda ortaya çıkan çok az.1 MÄ°LYON YOLSUZLUK ORTAYA ÇIKARDILARACFE (Association of Certified Fraud Examiners) Yolsuzluk Ä°nceleme Uzmanları Örgütü, FBI ajanı ve kriminoloji uzmanı Joseph T. Wells tarafından kuruldu. Devletlerden bağımsız bir organizasyon. Merkezi Teksas’ta. Dünya çapında 30 bin yolsuzlukla mücadele uzmanı, çoÄŸunluÄŸu Amerika’da olmak üzere 104 ofisi var. Kanada, Ä°ngiltere, Arjantin, Endonezya, Avustralya, Hong Kong, Hindistan, Ä°srail, Kore, Malezya, Yeni Zelanda, Filipinler, Polonya, Suudi Arabistan, Singapur, Güney Afrika, Ä°sviçre, BirleÅŸik Arap Emirlikleri’nde ofisleri bulunuyor. Birincil amacı yolsuzlukla mücadele konusunda bilgi dağıtımı, diÄŸeri de eÄŸitim. 100’den fazla üniversiteye yolsuzlukla mücadele eÄŸitim paketleri gönderiyor. Kitaplar basıyor, seminerler veriyor. Ãœyeleri, ÅŸu ana kadar 1 milyon şüpheli vaka ve yolsuzluÄŸu açığa çıkardı. Wall Street Journal, New York Times ve CNN gibi medya organları tarafından en güvenilir ve prestijli örgüt seçildi.50 ülkeden sadece 2’sinde hiç yolsuzluk olmadığı ortaya çıkıyor: Türkiye ve Rusya!Sizin örgütünüzün Türkiye’de niye ofisi yok?- Çünkü Türkiye’de kimse buna yanaÅŸmamış ÅŸimdiye kadar. Maliye müfettiÅŸi arkadaÅŸlarıma söyledim, TÃœSÄ°AD’a dört-beÅŸ kere yazdım. Maliye Bakanımız Kemal Unakıtan’a ÅŸahsen yazdım. Cevap bile vermediler. Haklılar tabii Türkiye’de hiç yolsuzluk yok! Bu zaten kayıtlara da geçti.Nasıl yani?- PricewaterhouseCoopers dünyanın 50 ülkesinde ekonomik suçları araÅŸtıran bir çalışma yapıyor. Sizin ÅŸirketinizde yolsuzluk var mı, nerede ve nasıl, yolsuzluÄŸu yapanlar kaç yaşındaydı, kaç yıldır sizinle çalışıyorlardı filan diye ülkelerin en büyük ÅŸirketilerine soruyorlar. 50 ülkeden sadece 2’sinde hiç yolsuzluk olmadığı ortaya çıkıyor, yani ÅŸirket yöneticileri öyle diyor. Türkiye ve Rusya. Türkiye’de 52 büyük ÅŸirketle konuÅŸulmuÅŸ.Yorumu size bırakıyorum.Türkiye’nin yurtdışındaki prestiji nasıl?- Çok kötü. Yolsuzlukların en çok yapıldığı, sistemin buna en müsait olduÄŸu ülkelerden biri olarak görülüyor.Sizi yolsuzlukla mücadele eden bir örgütün başına getirmeleri çok ironik o zaman?- Tek pasaportum Türk pasaportu olduÄŸu halde, benim Türk olduÄŸumu pek kimse bilmez. Ama Türküm diye de şüpheyle bakacak deÄŸiller.HALUK GÃœRSEL1967 yılında Mülkiye’yi (Ankara Ãœniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültresi) birincilikle bitirdi. Maliye müfettiÅŸliÄŸi sınavını da birincilikle kazandı. MüfettiÅŸliÄŸi sırasında Maryland Ãœniversitesi’nde master yaptı. O dönemde yazdığı para bazı analizi (reserve money) tezi, ÅŸu anda IMF’nin kullandığı parasal kontrol kavramını dayandırdığı ilk 5 çalışmadan biri. 1977’de Hazine genel müdür yardımcısı oldu. Hükümet deÄŸiÅŸip, BaÅŸbakan Süleyman Demirel, maliye bakanlığına Ä°smet Sezgin’i getirince daire baÅŸkanlığından, daire baÅŸkan yardımcılığına indirildi. Gerekçe olarak da önceki hükümete (Ecevit) hizmet etmesini gösterdi. Gürsel, bunun üzerine istifa etti. Bir ara Erol Sabancı’yla çalışmaya baÅŸladı. Londra’da Türkiye’nin ilk dış bankası olan Ak International Ltd.’i kurdular. Tam o sırada Financial Times’da BirleÅŸmiÅŸ Milletler teftiÅŸ elemanı arıyor diye bir ilan gördü, baÅŸvurdu. 327 kiÅŸi içerisinden seçilerek göreve kabul edildi. 11 Eylül 1980’de Türkiye’den ayrıldı. O günden beri BM SaÄŸlık Örgütünde müfettiÅŸ ve ACFE’nin Ä°sviçre BaÅŸkanı olarak çalışıyor. BM adına çoÄŸu Latin Amerika ve Afrika’da olmak üzere 70-80 ülke gezmiÅŸ. Åžu anda 59 yaşında ve Ä°sviçre’de yaşıyor.Â
button