Derinliğin katmanları

Güncelleme Tarihi:

Derinliğin katmanları
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 27, 1999 00:00

Haberin Devamı

Uzun yıllardır Viyana'da yaşayan, yurtdışında 15 kişisel sergi açan ve eserlerinden bazıları Linz Modern Sanatlar Müzesi'nde bulunan Ahmet Oran, son dönem yapıtlarını İstanbul Milli Reasürans Sanat Galerisi'nde sergiliyor.

Milli Reasürans Galerisi'ne girdiğinizde, monokrom izlenimi veren tablolar karşılıyor sizi. Tek renk üzerine yoğunlaşmış tablolar, yanyana geldiklerinde bir renk paletine bakıyormuş izlenimi uyandıran bir sergi. Ama tablolara daha yakından baktığınızda, bu ilk izlenimin yetersiz kaldığını görüyorsunuz. İlk bakışta sizi dışına atsa da, baktıkça içindeki katları farkettiğiniz tablolar bunlar. Nitekim ressam Ahmet Oran da doğruluyor bu tesbiti. ‘‘Benim resimlerin sadece içine baktıran resimler değildir. Bunlar bakan gözü, kendi dışına yönlendiren tablolar. Resim bakanı mekanla ilişki kurmaya zorluyor. Bu resimlerin içi kadar dışı da var. Bu tabloları yaparken iç ve dış arasında sürekli bir gelgit olsun istedim.’’

Yağlı boyanın bol kullanıldığı ve aynı renk tayfında dolaşan çok katmanlı resimler bunlar. Oran, yırtılmaması için tuvalini tahta bir zemin üzerinde geriyor, çünkü fırçayla değil bir lastik silindir ve spatulayla çalışıyor. Oran'ın çalışma tekniğini sergi salonunun bir köşesine yerleştirilmiş videodan izlemek mümkün. Bu tekniği kullanarak istediği etkiyi yakalayabilmek için epey çalışması gerekmiş.

‘‘Daha önce formlar, biçemler, nesneler vardı resimlerimde, bunlar mekanı tanımlamamda da yardımcı oluyorlardı. Tabii ki bunlar sayesinde derinliği vermek kolaşlaşıyordu. Oysa tek renkle ve figür kullanmadan çalışırken o resimsel derinliği ve çok katmanlılığı verebilmek çok zor. Ben giderek sadeleşmeye başladıkça, bütün bunlardan kurtulmaya, resimlerimi giderek daha az malzemeyle oluşturmaya başladım. Bu yeni bir macera aynı zamanda. Benim resim serüvenim de bu maceradan geçti. Beni tam olarak neyin beklediğini bilmediğim bir yoldan gitmeyi tercih ettim.’’

20 Haziran'a kadar izlenebilecek sergi, Ahmet Oran'ın bu yeni döneminin ürünlerini getiriyor izleyicinin karşısına. Oran, yıllardır Viyana'da yaşıyor. 1977-80 yılları arasında üç yıl Akademi'de okuduktan sonra Viyana Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'na gitmiş. ‘‘Biz Akademi'de usta olmanın yolunun eski ustaları en iyi şekilde kopya etmekten geçtiğini sanarak çalışıyorduk’’ diyor, ancak Viyana'ya gidince herkesin kendi bildiği gibi resim yaptığını, kendi kişisel yolunu aradığını görerek şaşırmış ve o da kendi yolunu aramaya başlamış. Bugüne kadar sekizi Viyana'da, diğerleri Berlin, Linz, Innsbrück gibi kentlerde olmak üzere 15 kişisel sergi açan ve sekiz karma sergiye katılan ve eserlerinden bazıları Linz Modern Sanatlar Müzesi'nde yer alan sanatçının Türkiye'deki ikinci sergisi. Oran Türkiye'deki ilk sergisini henüz 26 yaşında bir öğrenciyken açmış.

İlk bakışta bu resimlerde rastlantı payının fazla olduğu düşünülebilir. Oysa Oran, kısa bir süre o tarz çalıştıktan sonra, resimlerini önceden düşünsel olarak tasarlanmış bir düzlemde gerçekleştirmeye başlamış. ‘‘Rastlantı hiç yoktur diyemem, ama bunu minimuma indirmeye çalışıyorum. Resimlerimde renk var, ama benimkisi renkçi bir tavır da değil.’’ diyor ve sergilendiği yerdeki ışığın, resimlerdeki farklı derinliklerin ortaya çıkmasına olanak verdiğini söylüyor.

Bazı tablolarda yer alan ikinci bir düzlem, insana, sanki tablo yırtılmış izlenimi veriliyor. Tablonun üzerinde bir ikinci alan açılıyor. Bu neden?

‘‘Bu felsefi bir boyut katmak ya da bir yorum getirmek amaçıyla konmuş bir şey değil. Resmin katlarını göstermek, resmin katlardan oluştuğunu sergilemek amaçıyla yaptığım bir şey. Kalın boyayla çalıştığım için, son aşamada spatulayla çekip, tablonun üzerindeki boyayı kullanarak yarattığım bir etki’’ diyor Oran.

Küçük boyutta resimler de yer alıyor sergide. Bu resimlerde benzer bir derinliği oluşturmanın büyük boyutlardakilere oranla çok daha zor olduğunu ve bunu ilk kez bu sergi öncesinde başarabildiğini söylüyor Oran.

Sergiyi gezdiğinizde ister istemez, peki ya bundan sonra, bu tablolar daha ne kadar sadeleşebilir sorusu beliriyor zihninizde. Soruyu Oran'a yöneltiyoruz: ‘‘Bunu ben de merak ediyorum. Birtakım açık kapılarım var, ama onlar nereye varacak, bunu zaman gösterecek.’’

Haberin Devamı

İstanbul Milli Reasürans Sanat Galerisi. Teşvikiye Cad. 43-57. Teşvikiye. Tel: (0212) 230 19 76. Fax: 230 86 08.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!