Depresyon arttıkça kalp krizi riski artıyor

Güncelleme Tarihi:

Depresyon arttıkça kalp krizi riski artıyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 08, 2002 02:12

Belçikalı araştırmacılar, negatif düşünen ve sürekli endişe içinde yaşayan kişiler arasında kalp krizi geçirenlerin oranının yüksek olduğunu kanıtladılar.

Dengeli beslenme, kalp ve damarların sağlığına önem vermek elbette gerekli. Ama bu önlemler kalp hastalıklarından korunmak için yeterli olmayabilir. Çünkü meselenin bir de ruhsal yanı var. Daha birkaç yıl öncesine kadar doktorlar kalp hastalıklarının beyinle, duygularla ilişkili olabileceğini kabul etmiyorlardı. Oysa bugün negatif duyguların kalp hastalıkları için birer risk faktörü olduğunu biliyoruz.

Bir adam, iş yerinde can sıkıcı bir durumla karşılaşır. Öfkelenip, bağırır çağırır ve bir süre sonra kalp krizi geçirir. Bunun için ‘‘rastlantı’’ diyebilir misiniz? Daha birkaç yıl öncesine kadar doktorlar kalp hastalıklarının beyinle, duygularla ilişkili olabileceğini kabul etmiyorlardı. Bu söylemlerin halk arasında yaygınlaşmış ve bilimsel bir temele dayanmayan iddialar olduğu kanısındaydılar. Bugün ise kalbin de kendine ait bir beyine sahip olduğuna inanmamız için yeterli kanıt ve bulgu var. Duyguların en az şu tehlike sınırını aşmış kolesterol oranları kadar sakıncalı olduklarını biliyoruz. 1960'lı 70'li yıllarda doktorlar, duygularla kalp hastalıkları arasında bir bağ bulunabileceğini kabul etmek istemediler. Aradan geçen zaman içinde yapılan çalışmalar, negatif duyguların kalp hastalıkları için birer risk faktörü olabileceklerini kanıtladı.

PAZARTESİLER TEHLİKELİ

İnsanların duygularını kolesterol ya da kan basıncı gibi ölçmek mümkün olmadığı için tıp dünyası kalp hastalıklarından korunmak için hangi duyguların ne ölçüde olması gerektiğini belirtemiyor.

Ama duygularınızın kalbiniz üzerinde büyük etki yarattıklarını bilmenizde yarar var. Büyük bir düş kırıklığına uğradığımız zaman göğüs kafesimizin içinde kalbimizin aşağı çöktüğünü hissederiz. Öfkelendiğimiz ya da endişelendiğimiz zamanlar kan basıncımız yükselir.

Peki kalp krizleri en çok ne zamanlar yaşanır? Yapılan incelemelerden sonra, stresli bir haftaya başlanırken, pazartesi günü kalp krizi geçirenlerin sayısı çok fazla.

Yıllardan beri sürdürülen bilimsel çalışmalar, öfkenin kalp krizi geçirmeye neden olabileceğine doktorları nihayet inandırdı. Sigara, diyabet, kolesterol ve aşırı kilo gibi faktörlerin yanında öfkeye de yer ayırmak gerekiyor.

Yedi yıl süren bir çalışmanın sonunda özellikle yaşlı kişilerin kişilik testlerinde öfke oranları yükseldikçe kalp hastalığına yakalanma ihtimalinin arttığı anlaşıldı.

1995 yılında ABD'deki 55 değişik tıp merkezinde yapılan çalışmaların sonucunda doktorlar, yüksek dozdaki öfkenin insanı bir anda öldürebileceğini saptadılar.

KAN BASINCINI ETKİLİYOR

Çağımızın hen yaygın hastalıklarından biri sayılan depresyon, sadece ruhsal bir sorun olmakla kalmıyor, aynı zamanda kalp hastalıklarına yol açan nedenler arasında da yer alıyor. Ayrıca kalp krizi sonrasında da ölümlere neden olabiliyor.

Danimarkalı doktorlar 1996 yılında yayınladıkları bir raporda depresyonun çok önemli bir risk faktörü olduğunu belirttiler. Depresyonun şiddeti arttıkça, hasta kişinin kalp krizi geçirme ihtimali de giderek artıyor. Kısa süreli, hafif geçen depresyonların bile kalbe zarar verdiği kesin.

Depresyon, kan basıncının yükselmesinde önemli rol oynuyor. Yüksek kan basıncından yakınan pekçok hastanın ruhsal durumları incelendiğinde bu kişilerin depresyon geçirdikleri öğrenildi. Bu nedenle de bir psikiyatriste baş vurduğunuz zaman, doktor önce kan basıncınızın ölçülmesini ister. Hastalığın tedavisinde sonuca yaklaşıldıkça, kan basıncının da düştüğü saptanır. Kuşkusuz bu durum başka nedenlerden dolayı kan basıncı yükselen kişiler için geçerli değildir.

Belçikalı araştırmacılar, yaptıkları çalışmalar sonucunda negatif düşünen, özgüvenden yoksun ve sürekli endişe içinde yaşayan kişiler arasında kalp krizi geçirenlerin büyük bir çoğunluğu oluşturduğunu kanıtladılar. Duygularını kendilerine saklayan kişilerde kalp krizi tehlikesi çok daha yüksekti. Negatif duyguları bastırmak, kendinizi oyalamak için bir de zengin bir sofrada karnınızı tıka basa doyurursanız, gerçekten hayatınızı tehlikeye atmış olursunuz.

Sigara ya da yüksek tansiyondan daha tehlikeli

Depresyon, dillerden hiç düşmeyen bir sözcük. Ruh sağlığınızın hiç de mükemmel olmadığını simgeliyor. Herkesin çok sık kullandığı ama çok da fazla bilgi edinemediği sözcük ile ilgili önemli bazı gerçekleri sıralamak istiyorum.

ABD'de John Hopkins Üniversitesi'nin tıp fakültesi öğrencileri 1948'den 1995'e kadar süren bir çalışma yaptılar. Kuşaklar boyu devam eden bu çalışmanın amacı, kalp hastalıklarını tetikleyen ruhsal sorunları araştırmaktı. Çalışmalara katılan 1200 erkek arasında 46 yaşlarında depresyona girdikleri saptananların oranı yüzde 20 idi.

Depresyon, sigara alışkanlığı ve yüksek tansiyon gibi önemli risk faktörlerinden üç misli daha büyük tehlike oluşturuyor. Hele sigara içen, kan basıncı yüksek olan ve aynı zamanda depresyondan yakınan kişilerde kalp krizi tehlikesi çok fazla.

Pek çok duygusal nedeni bünyesinde toplayan depresyonun mutlaka bir uzman kontrolunda tedavi edilmesi gerekir. Kalbinin sağlığını düşünenler, öncelikle depresyondan kurtulmalıdırlar.

Felç tehlikesinde de depresyonun parmağı olduğu artık biliniyor. Yıllar süren çalışmalardan sonra ortaya çıkan sonuç hiç de iç açıcı değil. Kan basıncının yükselmesi felce neden olabilir. Ama depresyonun felce neden olma ihtimali, yüksek tansiyonunkinden çok daha yüksektir.

Öfke, üzüntü, korku

Yıllar süren araştırmalar, kişilerin ruhsal durumlarının fiziksel sağlıklarını etkilediği gerçeğini ortaya çıkardı.

Öfke krizleri, korku, boşanma, ve iflas gibi üzücü durumlar, kalp hastalıklarını tetikliyor. Stresin, vücutta kimyasal madde üretimini birdenbire artırdığı biliniyor. Bu kimyasal maddelere adrenalin ve kortizol gibi kalbin atışlarını hızlandırıp kan basıncını yükselten maddeler de var.

Daha önce kalp krizi geçirmiş kişilerin stresten uzak durmaları gerekir. Çünkü stres, ikinci kez çok daha şiddetli bir krize yol açabilir ve bu da hayati tehlike demektir.

Pozitif düşünce egzersizi

Elde ettiğiniz başarılara değer verin. Harcadığınız çabanın ödüllendirildiğini düşünün.

Başkalarının sizi takdir etmelerinden gurur duyun.

Zihninizdeki negatif düşünceleri, bir radyonun paraziti sayın ve üzerinde durmayın.

Geçmişte yaşadığınız güzellikleri düşünün ve negatif düşünceler aklınıza geldiği zaman da onları, geçmişin güzellikleriyle değiş tokuş edin.

Geçmişi ve geleceği düşünüp kendinizi sıkıntıya sokmak yerine içinde yaşadığınız zamanı değerlendirmeye çalışın.

Stresi biraz da hava durumuna benzetebiliriz. Herkes hava koşullarından söz eder, ama etkisinden korunmak için bir önlem almaz.

YARIN: EYVAH TANSİYONUM YÜKSELDİ
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!