Denizkestanesi köşe yazarlar

Güncelleme Tarihi:

Denizkestanesi köşe yazarlar
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 2004 16:18

(Kestane’yi görünce nasıl da atladınız. Başlıkta yer olmadığı için ‘deniz’ini ekleyememiştim oysa başına...) İlahi Gülsün Hanım, insan Serdar’ın söylediğini, yazdığını böyle ciddiye alır da, verdiği söze Ahtiencedit muamelesi yapar mı! “Denizkestanesi köşe yazarı kime derler, bize söyleyecektiniz, nerede kaldı?” diyor. Allah iyiliğinizi versin, ben bile unutmuştum, arayıp o yazıyı bulmam gerekti...

Haberin Devamı

Bir ara Hürriyet’in Spor Servisi’ne takıldım. Spor Servisi Müdürü arkadaşım Esat (Yılmaer), Galatasaraylıdır ya, bütün servisi GS’li olmakla suçladım. “Yoksa sizin mutfakta GS’liler mi var?” diye başlık attım... Sonra da şöyle bir not düştüm bir diğer yazının dibine:

“Yoksa sizin mutfakta GS’liler mi var?” başlıklı yazı üzerine çok soran oldu : “Spor servisindeki arkadaşların sana kızmadı mı, küsmedi mi?” diye. Olur mu hiç! Gazeteciliğin bir kuralı vardır : fikir kavgası yaparsın, birbirine yüklenirsin, sonra akşam beraber içmeye gidersin. Çünkü kavgalar, şakalaşmalar hep fikir düzeyinde kalır, şahsî saldırı, terbiyesizlik halini almaz. Bir gazeteci abimin hep kullandığı örneği anlatayım: “Basın kavgası boks müsabakası gibi olmalıdır, der hep. Ringde kıyasıya - ama kurallara uyarak - dövüşürsün, maç bitince sarmaş dolaş olursun. Yoksa, maçta beni yendin diye dışarıda tabancayla beklersen, onun adına eşkıyalık derler.”

Haberin Devamı

Söz konusu yazının arkasından, Spor Servisi Şefi arkadaşım Mehmet (Arslan) aradı zaten, “Yahu Serdar, fena bindirmişsin bize...” dedi, haberi konuştuk ve gülüştük. İşte bu kadar!

(Tabii ben burada “gazetecilerden” bahsediyorum. Aramıza karışmış “denizkestanelerinden” değil. Size bir gün “denizkestanesi köşe yazarı” kime derler, anlatırım...)

*

İşte ta Eylül 2002’den kalma, parantez içindeki bu son sözü unutmamış Gülsün Hanım,

“Denizkestanesi köşe yazarı kime derler, bize söyleyecektiniz, nerede kaldı?” diye soruyor...

Gülsün Hanım’ın niye bugün aklına gelmiş, diye sormayın. Hangi gazeteyi açsanız, en az bir tane denizkestanesi çıkıyor karşınıza, küçüğü büyüğü, uzunu kısası... unutmak mümkün mü?

*

Efendim, bu benzetmekten maksadım şuydu:

Bir yerde okumuştum, DENİZKESTANELERİNİN AĞIZ VE ANÜS DİYE AYNI DELİĞİ KULLANDIĞINI...

Ağzı lağım gibi olan kimi köşe yazarları için “denizkestanesi” benzetmesini işte bu yarım yamalak bilgi üzerine yapmıştım.

Lağım ağızlılar konusunda şüphem yok da, denizkestaneleri hakkındaki bilgimi doğrulayacak kaynağa ulaşamadım.

Haberin Devamı

Onun için sözümü tutamamıştım, Gülsün Hanım dostum...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!