Güncelleme Tarihi:
Denize boğulmak için giriyoruz
17-25 Şubat tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan 26. Boat Show’un yüzü olan Gani Müjde ile Ataköy Marina’da konuştuk.
Öncelikle deniz tutkunuzdan biraz bahseder misiniz?
- Ben Haliç’te, deniz kenarında büyüdüm. Orada bir karakol vardı. Arkadaşlarımızla karakolun bahçesinden denize girerdik. Karakoldan "Haliç’te denize girmeyin, zehirleneceksiniz" diyerek elbiselerimizi alırlardı. Biz de sonra gidip elbiselerimizi geri alırdık. Denizle olan keyfimiz böyle başladı.
Türkiye’de denizcilik çok gelişmiş durumda değil...
- Üç tarafı denizlerle çevrili olan bir ülkede yaşamamıza rağmen sırtımızı denize dönmüş durumdayız. Denize bu kadar sırtımızı dönmüş olmamızı yadırgıyorum. Sonuçta Barbaros çıkmış bu topraklardan. Turgut Reis, Piri Reis var. Böyle bir tarihimiz var ama nedense denizcilikte çok geriyiz.
Deniz sporlarında da adımızı göremiyoruz.
- Yelken sporunda da yokuz. Denize sadece boğulmak için giriyoruz.
Halkımızda denize karşı bir korku var sanki...
- Evet bir korku var. Eskiden ben de denizden uzak bir adamdım. Fenerbahçe’de otururken bir gün marinaya gidip tekneleri seyretmeye başladım. "Ya ne kadar güzel, içinde oturuyorlar, yemek yiyorlar" falan derken gidip beş metrelik, iki ayda bir batan bir tekne aldım. Delikti dibi çünkü ve delik olan yeri bir türlü bulamıyorduk. Onunla çok güzel zaman geçirdim. Denizde "Aldığın tekne her zaman bir sonra alacağının küçüğüdür" derler, ben de daha büyük bir tekne aldım. Sonra benzin parası ağırıma gitti yelkene geçtim. Hakikaten bedava, rüzgar bir üflüyor gidiyorsun. Okyanusu bile bedava geçebilirsin. Türkiye’de ikinci bir ev, ikinci bir yazlık peşinde olan insanlar keşke zamanlarını denizde geçirseler. Hem daha mutlu yaşarlar hem de daha mutlu ölürler.
TUZLU SU KAÇSIN YETER
Tehlikeli deÄŸil mi denizlerde yaÅŸamak?
- Kara yolculuğu kadar tehlikeli değil. Artık 15 güne kadar hava durumunu almak mümkün. Büyük bir fırtınaya yakalanmadığınız sürece deniz tehlikeli değil. Şu ana kadar benim başıma hiçbir şey gelmedi. 10 yıldır dolanıyorum. Akdeniz’i avucumun içi gibi biliyorum. Tabi ki, büyük dalgalarla karşı karşıya kaldım, tabi ki, haritayı iyi okuyamadığım için kayalara bindiriyordum ama bu benim eşekliğim. Denizin bir suçu yok. Yine de Piri Reis’e layık bir Türk olmaya çalışıyorum. Denizciliğe çok adam kazandırdığımı düşünüyorum. Denizcilikle hiç alakası olmayan arkadaşlarıma turlar düzenleyerek, programlar yaparak, Boat Show’un yüzü olarak ve Boat Show’lara destek vererek en azından Türkiye’de böyle bir sektörün gelişmesine katkı sağlamaya çalışıyorum.
Lüks bir zevk değil mi teknecilik?
- Teknecilik senelerce hep zengin eğlencesi olarak sunulmuş. Bence Türkiye’de herkesin bütçesine uygun tekne var. Yeter ki denize ayağınızı sokun, gerisi gelir. Denizcilerin bir tabiri vardır "Poposuna tuzlu su kaçmış" diye. Yeter ki insanın poposuna tuzlu su kaçacak bir ortamı olsun. İşte o zaman üç tarafı denizlerle çevrili olan bir ülkenin, az gerilimli denizci evlatları olacağız. Çünkü denizcilik gerilimi azaltan bir şey. Mesela Ege ve Akdeniz insanları, hayata daha hoş görülü bakıyor. Ben bu durumun denizden kaynaklandığını düşünüyorum.
Boat Show afişlerinde omzunuzda bir yengeç var. Genelde papağan olur kaptanlarda. Bunun anlamı nedir?
- Yengeç çok dayanıklı bir canlı. Nasıl karada hamam böcekleri radyasyona karşı direniyorlarsa, denizde de yengeçler radyasyona karşı dirençliler. Direnç meselesi, Boat Show’da da 26 senedir süren bir gelenek. Omzumdaki yengeç biraz o direnci simgeliyor. Boat Show’un çok daha uzun yıllar yaşayacak bir fuar olmasını istiyoruz. Eskiden ben de denizcilik fuarlarına gidiyordum.
İdolünüz var mı?
- Sadun Boro’dur en büyük idolüm. Türkiye’nin kıyılarını koruyan, çevreci bir insan. Üstelik "Vira Demir" adlı müthiş bir belge kitapta bıraktı. Sadun Boro süper bir insan. Onun gibi olmak isterdim.
Dünyayı dolaşan 20 Türk aile var
- Dünya denizlerini dolaşan Türkler var değil mi?
Tabii. Åžu anda dünya denizlerini dolaÅŸan 20’ye yakın Türk var. Eskiden bir Sadun (Boro) Abi gezmiÅŸti ne tantana kopmuÅŸtu. Geçenlerde üç Türk aile Filipinler’de buluÅŸtular. Gerçekten gurur verici bir olay bu.Â
- Sizin dünyayı dolaşmak gibi bir hedefiniz var mı?
Korkuyorum, tırsıyorum. Ama dünyayı dolaşacak denizcilik bilgisine sahibim. Denizden korkacaksın zaten, korkacaksın ki tedbirini alacaksın. Bu durum biraz da tecrübeyle alakalı. Denizde kötü bir tecrübe yaşamamak için kendimi geliştirmen gerekiyor. Yani bir kasırga da ne yapman gerekiyor, bunun önceden yaşayıp, öğrenmen lazım.
- Belki Türk gruplarla açılırsınız dünyaya?
Röportaj: Servet YILMAZ Foto: Sinan ÖZBALKAN