Deniz bana biraz demode geliyor

Güncelleme Tarihi:

Deniz bana biraz demode geliyor
Oluşturulma Tarihi: Ekim 29, 2009 00:00

Hem ressam, hem tiyatrocu, hem dizi oyuncusu hem de bir anne... Hani derler ya 10 parmağında 10 marifet diye, işte Zerrin Tekindor da böyle bir sanatçı. 2004’te Afife Jale Tiyatro Ödülü’nü alan, bugün ise “Aşk-ı Memnu”nun Matmazel’i Deniz de Courton olarak tanınan Tekindor, hakkında merak edilenleri internetten yayın yapan Womenist dergisi ile paylaştı.

Haberin Devamı

* Sokakta yürürken insanlar sizi ilk tanıdığında ne hissettiniz?       

- Bana selam verdiğine göre mutlaka tanıdık biri olduğunu düşünüp, “Hay Allah kimdi bu” diye çıkarmaya çalıştım.   

* “Aşk-ı Memnu” dizisi son zamanlarda çok popüler oldu. Kitabı daha önceden okumuş muydunuz?

- “Aşk-ı Memnu”nun ilk versiyonunu seyretmiştim televizyonda yayınlanırken. Kitabını okumamıştım, diziye başlamadan önce okudum. İlk düşündüğüm, “Bu koca roman nasıl senaryolaştırılacak” oldu.  

* Dizide sizi en etkileyen karakter hangisi? 

- Her karakterin kendine göre sevdiğim, sevmediğim yönleri var. Tek bir karakterden bahsedemeyeceğim.

* Matmazel rolüne nasıl hazırlandınız?  

- Romanı okuduğumda haliyle kafamda şekillendi. Daha sonra senaristlerimiz Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu’yla, çekimler başladığında da yönetmen Hilal Saral’la konuşmalarımız, Deniz de Courton’u bir yere oturttu.

* Bu rolde sizi en çok zorlayan neydi?

- Değişkenliklere fazla izin vermemesi nedeniyle Deniz bana sıkıcı, biraz da demode geliyor. Daha yeni, espriye açık bir şeyler yapabilmesini isterdim. ıçimden gelen Deniz’e uymayan bazı şeyleri dizginlemekte bazen zorlanıyorum.

ŞÖHRET OLMAK İSTEYEN TİYATROYU SEÇMEZ

* Bugün birçok tiyatrocu yıllarca sahneye çıkmasına rağmen, bir dizide rol aldıktan sonra tanınıyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?


- Tiyatrocu sahnede olmayı sever en çok. şöhret beklentisi olan biri tiyatroyu seçmez bence. Oyuncunun televizyonla tanınması doğaldır. Ama hayatını sahneye adamış oyuncular için şöhret çok etkileyici değildir.

* Örnek aldığınız yerli veya yabancı oyuncular var mı?

- Örnek aldığım demeyeyim de, hayranlıkla izlediğim ve takip ettiğim oyuncular var. Yerli kadın oyunculardan Tilbe Saran, ıpek Bilgin, Sumru Yavrucuk, Özlem Ersönmez, Berrin Demir, Canan Ergüder ve Esra Bezen Bilgin’i sayabilirim. Erkek oyunculardan da Bülent Emin Yarar, Ali Atay, Çetin Tekindor, Burak Sergen, Tardu Flordun, Erdem Akakçe ve Yetkin Dikinciler’i beğenirim. Yabancı oyunculardan Emma Thompson, Isabelle Huppert, Emily Watson, Meryl Streep, Marion Cotillard, Bette Midler, Diane Keaton’ı çok severim, erkeklerden de Marlon Brando, Benicio Del Toro, Philip Seymour Hoffman, Robert De Niro, Al Pacino, Edward Norton, Jack Nicholson, Jamie Foxx ve Dustin Hoffman’ı...

* Sinema filmi yapmayı düşünüyor musunuz?

- Uygun zamanlama, uygun senaryo, uygun yönetmen olursa yapmak isterim.

* Gündeminizde olan bir senaryo var mı?

- Sinemayla değil, tiyatroyla ilgili olan var.

'KEŞKE OYNASAM" DEDİĞİM BİR KARAKTER YOK

* Sinemada, televizyonda ya da tiyatroda “Keşke bir gün oynasam” dediğiniz bir karakter var mı?


- Hayır yok. Konservatuvar yıllarında bile olmamıştı. Her rolün bana sürprizlerle gelmesini istediğimi ve her rol kişisiyle yeni tanışmayı daha çok sevdiğimi biliyorum.

* Bilkent Üniversitesi Resim Bölümü’nde eğitim aldınız, bugüne kadar dokuz kişisel sergi açtınız. Resim yaparken nelerden ilham alıyorsunuz?

- Gezdiğim yerlerden, izlediğim, oynadığım oyunlardan, kulisten, arkadaşlarımdan, oğlumdan, yediğim yemeklerden...

* Özellikle çizdiğiniz kadınlar çok çarpıcı. Nasıl kadınlar onlar?

- Sanıyorum portrelerden bahsediyorsunuz. Akıllı, özgüvenli, cesur, gizemli, esprili kadınlardır onlar. Diğer resimlerimse sahneden, oyunlardan, provalardan bahseder.

* Zerrin Tekindor bir oyuncu ve bir ressam olmasının yanında aynı zamanda bir anne. Çetin Tekindor ile Hira adında bir oğlunuz var. Anne olmak nasıl bir duygu?

- Şahane bir duygu! Hele benim oğlum gibi iyi kalpli, komik, yakışıklı bir oğlunuz varsa...

* Annelik sanatınıza nasıl yansıdı?

- Sadece sanatıma değil, hayatıma olağanüstü bir yaşama sevinci olarak yansıdı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!