Demi Moore gerilimle döndü

HALF LIGHT
ALACAKARANLIK
Yön: Craig Rosenberg
Oyn: Demi Moore, Hans Matheson, Kate Isitt
Tür: Romantik / Gerilim
Süre: 110 dk.

Yaz aylarında gerilim filmlerinde görülen artış sizin de dikkatinizi çekmiştir.

Hafta geçmiyor ki, vizyona bir ya da iki gerilim filmi merhaba demesin.

Ağustos’un sonunda payımıza düşen gerilim ise Alacakaranlık (Half Light).

Filmin en önemli özelliklerinden biri başrolünde yıllardır sinemalarda görmediğimiz için özlediğimiz, biraz da ne hale geldiğini merak ettiğimiz Demi Moore’un olması.

Önce şunu söyleyeyim, geçtiğimiz günlerde güney sahillerimizde çekilen fotoğraflarda güzel görünen Demi Moore dev perdede de yine hoş ve alımlı duruyor. Yüzü biraz çökmüş, yaşlılığın izleri kendini göstermiş tabii, ama Moore genel anlamda o etkileyici havasından, güzelliğinden bir şey kaybetmemiş, dedikten sonra geçelim Alacakaranlık’a.

KENDİNİ SUÇLUYOR

Puslu, gizemli bir Galler kasabasındayız.

İki hafta önce vizyona giren bir diğer gerilim The Dark’ın çekildiği mekanları tekrar ziyaret etmek bizler için hoş bir nostalji oluyor hiç kuşkusuz.

Beyaz dalgaların farklı desenler oluşturduğu gri bir deniz, dik kayalıklara vuran azgın dalgalar, güneşin yüzünü göstermediği sisli, puslu günler gerilim yaratmak için mükemmel bir atmosfer oluşturuyor.

Oğlunu talihsiz bir kazada kaybeden ünlü yazar Rachel (Demi Moore) hem kafasını toplamak hem de yeni romanını yazmak için ıssız bir eve taşınıyor.

Oğlunun ölümünden kendini sorumlu tutan ve kocasıyla ilişkisini kopma noktasına getirerek şehirden ayrılan genç kadının oğlunun da içinde olduğu tuhaf kabuslar görmesi izleyicilere anlık korkular olarak yansıyor.

Oğlanın; “seni nerede olursan ol yakalayacağım” sözlerini tekrarlayan oyuncağı, buzdolabında kendi kendine mesaj yazan mıknatıslı harfler derken Rachel kırılma noktasına doğru yaklaşıyor.

Kasabanın meczubu olarak görülen bir kadının oğlunun ona ulaşmak istediğini söylemesi ise olaylara iyice tuz biber ekiyor.

Bu arada Rachel ve ıssız sahildeki deniz fenerinde bekçilik yapan Angus McCulloch arasında kendi kayıplarından doğan bir yakınlaşma oluyor.

YÜK DEMI MOORE’UN OMUZLARINDA

Bir ölüm olayıyla açıldığı için annenin suçluluk duygusu üzerinden gidecekmiş gibi duran Alacakaranlık, hikaye Galler'e taşıdıktan sonra doğaüstü gerilim sularında yüzmeye başlıyor.

Araya giren aşk hikayesinin, Rachel’ın kendi evi ve fener arasında motorlu bir kayıkla yaptığı gel gitlerin tempoyu düşürdüğü bir gerçek.
Bu aralarda gerilim namına da bir şey olmayınca sıkıntı daha da artıyor.

Alacakaranlık’ı toparlayan, bundan sonra meydana gelen sürpriz dönemeçler aslında.

Oyunculuklar konusunda filmin yükü büyük ölçüde Demi Moore’un omuzlarında. Moore, neyse ki Rachel’ın çıkmazlarını, ikilemlerini, şaşkınlıklarını ve öfkesini olması gerektiği gibi perdeye yansıtmayı başarıyor.
Beyaz ve donuk yüzünde masmavi gözlerinin etkileyici bir hava yarattığı İskoç aktör Hans Matheson da Angus rolünde ona ayak uydurarak romantik sahnelerin tadını çıkarmamızı sağlıyor.

Alacakaranlık, akıllara yer edecek, yıllar sonra da konuşulacak bir film değil tabii.

Ama Demi Moore farkı, bir noktadan sonra farklı yönde ilerleyen sürprizli senaryosu ve filmin tekinsiz atmosferine katkıda bulunan müthiş doğa manzaraları sayesinde keyifle izleniyor.

Gerilim filmlerinden hoşlananlar aradıklarını içinde az da olsa romantizm ve doğaüstü öğeler de barındıran Alacakaranlık’ta bulabilirler.

GEZGİNLERE TÜYO

Siz de benim gibi Alacakaranlık’ın gizemli, puslu havasına katkıda bulunan manzaralara ve perdede gördüğünüz doğal güzelliklere hayran kaldıysanız çekimlerin nerede yapıldığını merak ediyorsunuzdur. Alacakaranlık, Gallerin en kuzey ucundaki Ynys Llandwynn Adası'nda bulunan Anglesey sahilinde çekilmiş. Doğal güzelliği bozulmamış yerlere gitmekten hoşlananlar Anglesey adını mutlaka bir yere not etmeliler.

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

OVER THE HEDGE
ORMAN ÇETESİ
Yön: Tim Johnson-Karey Kirkpatrick
Tür: Animasyon / Komedi
Süre: 83 dk.

Minik hayvanlardan mesajlar

Bu hafta çocuklarınızı da sinemaya götürebileceksiniz.

Yaşam alanları insanlar tarafından kısıtlanan bir grup minik hayvanın komik ve eğlenceli yaşam mücadelesini anlatan Orman Çetesi hem eğlendiriyor hem de alt metinleriyle önemli mesajlar veriyor.

Dünyayı sadece kendine ait sanan insanoğlunun zaaflarını hayvanların gözünden perdeye aktaran bu eğlenceli animasyon sevimli küçük hayvanlarıyla da hoş vakit geçirtebilecek bir film.

ARSENE LUPIN
ARSEN LÜPEN
Yön: Jean-Paul Salome
Oyn: Romain Duris, Kristin Scott Thomas, Pascal Greggory
Tür: Aksiyon/Macera/Komedi/Romantik
Süre: 131 dk.

Arsen Lüpen’i anlamak zor

Asla adam öldürmeyen, centilmen hırsız Arsen Lüpen beyazperdede.

Film, babası cinayete kurban giden Arsen Lüpen’in, babasının katilini bulma ve mücevheri ele geçirme hikayesini anlatıyor.

Robin Hood’un cömertliği, Sherlock Holmes’un yeteneği ve Don Juan’ın cezbediciliğiyle donanmış olduğu söylenen bu hünerli hırsızın hikayesi izleyenleri Normandiya’nın yeşil kır manzaralarından alıp, Paris’in sanayi devriminin keşmekeşli kalbindeki en heyecanlı yerlere götürüyor.�

Büyüler, büyücüler, doğaüstü olaylar ve gizemlerle süslenmiş filmin en belirgin dezavantajları karmaşık senaryosu ve bir türlü bitmek bilmiyor olması.

LITTLE MAN
KÜÇÜK ADAM
Yön: Keenen Ivory Wayans
Oyn: Marlon Wayans, Shawn Wayans, Tracy Morgan
Tür: Komedi-Suç
Süre: 90 dk.

Bebek elmas peşinde

Korkunç Bir Film serisinin yaratıcısı olan Afro Amerikalı Wayans Kardeşler yine kırıp geçiren bir komediyle karşımızdalar.

Soygun filmlerini ti’ye alan Küçük Adam’da Marlon Wayans, elmasın peşinde bebek kılığına gimek zorunda kalan bir soyguncuyu canlandırıyor.

1.90 ’lık Wayans, 75 cm boyundaki bu karakter için sadece başını oynatmak zorunda kalmış ve yeşil perde önünde tek başına rol yapmış.

QUATRE ETOILES
TATLI HAYAT
Yön: Christian Vincent
Oyn: Isabelle Carré, José Garcia, François Cluzet
Tür: Komedi
Süre: 106 dk.

Cannes’da para oyunu

Tatlı Hayat, hiç beklemediği anda mirasa konan Parisli bir kızın hikayesi.

İngilizce öğretmeni olan Franssou, bir anda 50.000 Avro’su olunca soluğu Cannes sahillerinde alıyor ve Fransız Rivierası’nda bu parayı yemeye başlıyor. Başkalarının parasına özel bir ilgisi olan Jose ile tanışması tatilinin gidişatını etkiliyor tabii.

Büyüleyici ve renkli mekanlarıyla göz dolduran Tatlı Hayat daha çok Fransız durum komedilerinden hoşlananlara hitap ediyor.