Güncelleme Tarihi:
MELİSA ASLI PAMUK FOTOĞRAFLARI
Mankenlik yapmaya nasıl başladınız? Azra Akın’dan ilham aldığınız doğru mu?
- Azra Akın, Türkiye ve dünya güzeli seçildikten sonra, mankenlik yapmak istediğime karar verdim. “Ben de bir Türk kızı olarak, Azra Akın’ın başardıklarını yapabilirim” diye düşündüm ve fotoğraflarımı bir ajansa gönderdim.
Kaç yaşındaydınız o zaman?
- 14... Hollanda’da kısa filmlerde ve reklam filmlerinde de rol alıyordum. Çok hoşuma gidiyordu bunları yapmak. Bir taraftan da okula devam ediyordum. Sonra etrafımdakiler “Türk kızısın, çok güzelsin. Neden şansını Türkiye’de denemiyorsun? Orada şansın daha açık olur” demeye başladı.
Siz de böylece Hollanda’dan Türkiye’ye gelmeye karar verdiniz...
- İstanbul’a gidip geliyordum zaten. İstanbul’u ve Türkiye’yi çok seviyorum. Üniversitede Psikoloji okumaya başlamıştım. Okulu dondurdum ve İstanbul’a gelip şansımı burada denemeye karar verdim.
Bu kararda aldığınız bir iş teklifinin mi etkisi oldu, yoksa aniden “Ben gidiyorum” mu dediniz?
- Hayır, bir iş teklifi almamıştım. Zaten ilk amacım buradaki insanları tanımaktı. Nasıl çalıştıklarını merak ediyordum, çünkü Hollanda ve Türkiye çok farklı. Hollanda’da daha açık konuşabiliyorsun, daha rahatsın...
HOLLANDA’DA DAHA RAHAT GİYİNEBİLİYORSUNUZ
Hollanda hangi açıdan daha rahat? Burada bir sorun mu yaşadınız?
- Hayır, burada bir sorun yaşamadım ama Hollanda’da daha rahat giyinebiliyorsunuz mesela, burada dikkatli olmanız gerekiyor. Burada birileriyle konuşurken çok samimi olmamak gerektiğini, karşı tarafın farklı düşüncelere kapılabildiğini gördüm. Hollanda’da böyle bir şey yok. Orada herkesle arkadaşlık kurabiliyorsun, daha samimi olabiliyorsun.
Ne kadar oldu İstanbul’a geleli?
- Dokuz ay... İlk olarak 2009’da Best Model of Turkey yarışmasına katıldım. Oradaki model arkadaşlarım sayesinde modacılarla tanıştım. Etrafımda “Miss Turkey’e katılsana” diyenler çoğaldı. Benim de aklımda vardı ama kendimi hazır hissetmiyordum. Sonra Uğurkan Erez’le çalışmaya başladım ve onun ekibindeki kişilerden de böyle şeyler duyunca, şansımı denemeye karar verdim.
Bu kararınıza ailenizin tepkisi nasıl oldu?
- Ailem önce çok korktu. “Genç bir kız İstanbul’da tek başına ne yapacak?” diye düşündüler. Ama sonra kararım onları da sevindirdi. Buradaki akrabalarım zaten oyunculuk ve mankenlik yapmak istediğimi biliyordu, bu konuda bana hep destek oldular. Babam da (Kadir Pamuk) geçmişte oyunculuk yaptı, ayrıca halam da (İnci Pamuk) oyuncu. Onlar bana sürekli “İstediğin işi, düzgün bir şekilde yap” diyordu. Desteklerini hiçbir zaman esirgemediler, şimdi de günde en az 10 kez telefonda konuşuyoruz.
AKBAĞ’IN AZARLAMASI BENİ MOTİVE ETTİ
Kamp sürecinde dokuz kilo verdiğiniz yazıldı, doğru mu bu?
- Dokuz kilo değil. O kadar da kilolu değildim. (Gülüyor) Üç haftada dört-beş kilo verdim. Jüri bana sık sık “Kilo vermen gerekiyor” diyordu. Son sekiz kız varken, Demet Akbağ biraz kızdı, “Kaç haftadır buradasın, kilo veremiyorsun. Ne yapacağız seninle?” diye. O zaman çok moralim bozuldu ama bu durum beni motive de etti.
Neler yaptınız kilo vermek için?
- Demet Akbağ’ın o konuşmasından hemen sonraki gün spora başladım. Normalde yediklerimin yarısının yarısını yedim, günde üç litre su içmeye başladım. Evde diğer kızlarla “Koşu bandına ben bineceğim” diye kavga ediyorduk resmen. (Gülüyor)
Diyetisyeniniz yok muydu?
- Vardı, eve de diyet yemekleri geliyordu ama ben yemiyordum, çünkü tatlarını sevmemiştim. Ben yemek yemeyi seven bir insanım. Ailem Hataylı, bizim oranın yemeklerini bilirsiniz... İşin kötüsü, yediğim zaman kilo alıyorum ama artık sürekli dikkat edeceğim.
İKİNCİ YA DA ÜÇÜNCÜ OLURUM DİYE DÜŞÜNDÜM
Kamp süreci nasıldı? Diğer kızlarla aranızdaki rekabet ne durumdaydı?
- Kamp boyunca 15 kız bir evde kaldık. Her hafta bir kişi eleniyordu. Yarışmadan önce kızlarla pek iyi geçinemezdim, erkek arkadaşlarımla erkek gibi takılırdım. Ona rağmen kamp süreci benim için rahat geçti. Rekabet tabii ki vardı, neticede herkes birinci olmak için katılmıştı o yarışmaya. Dedikodu da oluyordu. Bütün bunların dışında, ailemden uzak kalmak ve kilo vermek beni zorladı.
Hiç “Ben çok güzel bir kızım, kesin birinci olacağım” dediniz mi?
- Yok, öyle anlarım olmadı. Başlarda kendime güveniyordum ama daha sonra birincilikten vazgeçip “İnşallah derece alırım” demeye başladım. Çünkü herkes çok güzel geliyordu bana. Son haftalarda ise kendime “Sen ne diyorsun? Birinci olmak için bu yarışmaya katıldın!” dedim ve biraz daha sıkı çalışmaya başladım. Yine de ikinci ya da üçüncü olurum diye düşünüyordum. Son üçe kaldığımda, Ecehan’ın birinci olacağını düşündüm. Sahnedeki o anlar insana çok uzun geliyor. İsmimi duyduğumda bir garip oldum, ağladım, güldüm...
Kraliçe seçildikten sonra neler hissettiniz?
- İlk üç gün kendime gelemedim. Dışarı çıktığımda insanlar beni tanımaya başladı. Yere bakarak yürüyordum ama artık alıştım...
MISS UNIVERSE İÇİN KAS YAPMAM LAZIM
Bundan sonraki planlarınız neler?
- Miss Universe’e katılacağım. İnşallah o yarışmadan güzel bir sonuçla dönerim. Sonra oyunculuk dersleri almaya başlayacağım ve mankenlik yapmaya devam edeceğim.
Miss Universe’de dereceye gireceğinizi düşünüyor musunuz?
- İki ayda yoğun bir tempoda çalışıp kendimi hazırlarsam olabilir. O yarışmaya 110 ülke katılıyor ve kızlar acayip güzel ama ben de Türkiye için güzel bir derece almak istiyorum. Son altıda olsam bile güzel olur. Bunu için spor yapıp diyetime devam edeceğim.
Daha da kilo vereceksiniz yani...
- Üç-dört kilo daha verirsem güzel olabilir. Bir de oradaki kızlar çok kaslı, benim de biraz kas yapmam lazım.
İSTANBUL’DA HAYAT VAR!
Oyunculuk dersi alacağınızı söylediniz, sizce yeteneğiniz var mı? Bu alanda başarılı olabilir misiniz?
- Kendime oyunculuk konusunda inanıyorum. Eğitimini aldıktan sonra neden olmasın?
İleride kendinizi nerede hayal ediyorsunuz?
- Çok iyi bir manken ve oyuncu olduğumu hayal ediyorum. İlk önce kariyer yapacağım ama 10 sene sonra da evlenip çocuk sahibi olmuş bir kadın olmayı istiyorum.
Psikoloji bölümünde okurken, okulu dondurduğunuzu söylediniz. Üniversite eğitiminize devam edecek misiniz?
- Önceleri Hollanda’ya dönüp okuluma devam ederim diye düşünüyordum ama sonra Türkiye’de kalmaya karar verdim. Dokuz aydır İstanbul’dayım, buradaki yaşam çok değişik. Hollanda’da saat 20.00’den sonra hayat duruyor. Burada ise 24 saat hayat var. Bu çok hoşuma gidiyor. Okula burada devam etmek istiyorum. Psikoloji bölümüne devam etmeyeceğim ama...
SEVGİLİM DEĞİL, ARKADAŞIM
Beğendiğiniz mankenler var mı?
- Tuğçe Kazaz ve Çağla Şıkel’i beğeniyorum. Yüksel Ak da zamanında çok iyiydi.
Manken sevgiliniz olduğu söyleniyor, doğru mu?
- Hayır, erkek arkadaşım yok. Aynı ajansa kayıtlı olduğum bir arkadaşım var, o da bana her konuda destek oluyor ama sevgilim değil, arkadaşım. Erkek arkadaşım olsaydı, çok zorlanırdım şu dönemde. Ben öncelikle kariyerimi düşünüyorum.
TÜRKAN ŞORAY’A BENZETİYORLAR
Sizi Türkan Şoray’a benzetiyorlar...
- Ben benzetmiyorum ama çok benzeten var. Bu da beni çok mutlu ediyor, çünkü Türkan Şoray’ı çok severim.
Yarışma için bir şekilde hırslanıp kilo verdiniz. Hırslı bir kişiliğiniz mi var?
- Çok hırslıyım. İstediğim şeyi mutlaka elde etmeliyim.