DEMEK SEKSİ DE OLABİLİYORMUŞUM

Güncelleme Tarihi:

DEMEK SEKSİ DE OLABİLİYORMUŞUM
Oluşturulma Tarihi: Ocak 28, 2013 09:18

Ece Uslu, aşksız bir hayat düşünemiyor. Ama aşkın da Elif Şafak’ın “Aşk” romanında bahsettiği gibi olmadığını söylüyor: “Öyle olsa insanların karakteri ne olurdu?” Uslu, aşka bakışını ve hakkında merak edilenleri Seninle dergisine anlattı.

Haberin Devamı

* “Patron Kim?” oyununda hayli bıçkın ama bir o kadar da yakışıklı bir erkek oldunuz. Sizce kadın gözüyle erkek olmanın zorlukları neler?
- Ben oyunda Begüm karakterini canlandırıyorum. Ancak Begüm bazı kişileri kandırmak amacıyla ölmüş ikiz erkek kardeşinin kılığına girmek durumunda kalıyor. Dolayısıyla ben oyunda erkek kılığına girmiş bir kadını canlandırıyorum, birebir erkek rolü oynamıyorum. Gelen izleyici oyunun başından itibaren benim bir kadın olduğumu bilerek oyunu izliyor. İşin komedisi de zaten burada ortaya çıkıyor.
Kadın gözüyle erkek olmanın zorluklarını ise maalesef hâlâ keşfedemedim. 
* Sizce kadın olmak mı, erkek olmak mı zor?   
- Gerçek hayatta bence kadın olmanın zorlukları hâlâ devam ediyor. Acımasız olmamakta da fayda var. Erkeklerin de yaşamda muhakkak kendilerine göre yaşadıkları zorluklar vardır. Aslında cinsiyet olarak ayırmayıp yaşamda insan olmanın, ‘doğru yaşayabilme mücadelesi vermenin’ zor olduğunu söylemek daha doğru olur diye düşünüyorum.
* Bu rol sonrasında sizde ve duygularınızda neler değişti?
- Oyuncu olmanın en önemli noktası, bir karakteri en doğru ve en inandırıcı şekilde canlandırıp, işiniz bittikten sonra rolden çıkıp tekrar kendi yaşamınıza dönmektir. Bunun yanı sıra oynadığımız oyun zaten komedi, hatta absürt komedi. Doğal olarak prova sürecinde de oyun çıktıktan sonra da hep eğlendim. Özellikle bir komedi oyunu icra ederken yapmamız gereken en önemli şey sahnede işimizi icra ederken eğlenmek. Kısacası bu karakteri canlandırırken bende ve duygularımda herhangi bir değişiklik olmadı.

Haberin Devamı

DEMEK SEKSİ DE OLABİLİYORMUŞUM

* Erkek kılığına girmek, dişi yönünüzü ortaya çıkarmış ama. Ne oldu da seksi yanınızı keşfettiniz?
- Erkek kılığına girmek, özellikle dişi yönümü ortaya çıkarmayı tetiklemedi. Biz oyuncular her zaman her kılığa girebilmeliyiz. Nasıl bu seneki yeni oyunum “Patron Kim?”de erkek kılığına büründüysem, başka işlerde de farklı farklı hallere girmek benim işimin bir parçası. Yeri geldi mağdur kadını oynadım, yeri geldi ayakları yere basan güçlü bir kadın oldum, kanser hastası bir kadını da canlandırdım, kızı kaybolmuş acı çeken bir kadını da... Rolüm için 10 kilo alıp devamında yine 10 kilo verdim. Güzel, çirkin, seksi görünmek benim işimin bir parçası.
* Evet biliyorum, ikisi de Ece ama hangisini daha çok seviyorsunuz; kendi halinde sessiz, güzel, başarılı Ece’yi mi, yoksa tüm bunların yanına biraz da seksapaliteyi katmış Ece’yi mi?
- Öncelikle ben özel hayatımda seksi kıyafetler giyip dolaşan bir insan değilim. Ancak özel davetler ve moda çekimleri gibi işlerde konsepte bağlı olarak farklı kıyafetlerle görünebiliyoruz. Bu da işimizin bir parçası bence. Hangisini daha çok sevdiğime gelince; ben olduğum gibi olmayı seviyorum. Ama bunun yanı sıra son fotoğraflarımın da beğenilmesi beni mutlu etti. Demek ki seksi de olabiliyormuşum, ne mutlu bana...

Haberin Devamı

MAALESEF HER AŞK EVLİLİKLE BİTMİYOR
* Bir süre öncesine kadar çok güzel bir aşk yaşıyordunuz ve anne olmak istediğinizi söylemiştiniz. Geçmişe dönüp baktığınızda, o günleri ve hissettiklerinizi nasıl yorumlarsınız?
- Aşık olmak çok güzel bir duygu ama bazen de çok yorucu olabiliyor. Ben aşkı seven bir ruha sahibim. Duygularımla yaşarım, bu yüzden kendimi çok şanslı buluyorum. Yaşamda mantıklı olmak da çok gereklidir. Ama aşkta mantık yok derler, çok da doğru... Evliliğe gelince, maalesef her aşk evlilikle bitmiyor. Anne olmak ise her kadının istediği ve yaşaması gereken bir mucize diye düşünüyorum. Bu mucizeyi ben de hâlâ istiyorum, kısmet olursa tabii.
* “Her hakiki aşk, umulmadık dönüşümlere yol açar. Aşk bir milat demektir. Şayet ‘aşktan önce’ ve ‘aşktan sonra’ aynı insan olarak kalmışsak, yeterince sevmemişiz demektir. Birini sevebiliyorsan, onun için yapabileceğin en anlamlı şey değişmektir. O kadar çok değişmelisin ki sen, sen olmaktan çıkmalısın” diyor Elif Şafak... Geçtiğimiz yıllarda sırılsıklam aşık olduğunuzu söylemiştiniz. Siz aşkla ne kadar değiştiniz ya da ne kadar aynı kaldınız?
- Aşk, kişiye göre değişir. Ben aşkın ve sevginin karşısında kişilerin değişmesi ve bambaşka biri olması taraftarı değilim. Aşk sevgili Elif Şafak’ın ifade ettiği gibi olsa, insanların karakterleri ne olacak? Bence aşk insana duygularının yok olmadığını hatırlatır. Aşk maalesef çoğu zaman geçici oluyor. Kalıcı olan ise sevgi, güven ve saygı. İnsanlar yaşadıklarıyla sadece olgunlaşır ve hayatı tanır ama aynı kalır. Kişi ne ise odur. İyi ve yanlış taraflarıyla sevmek ve sevebilmek aşktan daha büyüktür bence.

Haberin Devamı

ÖNEMLİ OLAN AŞKI SEVGİYE DÖNÜŞTÜRMEK
* Bütün sevdalarınızı düşünün ve bu soruya öyle yanıt verin: Bugün olsa yine bu aşkları yaşar mıydınız?
- Yine bu aşkları yaşayamazdım, kimse de yaşayamaz. Aşk başlar ve biter. Önemli olan aşkı yaşarken karşılıklı olarak bunu sevgi ve saygıya dönüştürüp kalıcı hale getirebilmektir.
* Yüreğinizin bir köşesinde sevdaya dair ‘keşke’ler var mı?
- Genelde ‘keşkelerim yoktur’ denir. Ama bence herkesin keşkeleri vardır. Aşkla ilgili aklıma böyle bir şey gelmedi, demek ki bu konuda keşkelerim olmamış. Ben de bunu şimdi düşününce anladım.
* Gerçi üzerinden zaman geçti, duygularınız ilk günkü gibi taze değildir ama sormak istiyorum; sevdiğinizden ayrıldıktan sonra ne hissettiniz? Ayrılık acısını neye benzetirsiniz? Yoksa ‘20. yüzyılda ölüm acısı bile üç gün sürer’ diyenlerden misiniz?
- Kimi acıyı üç gün yaşar, kimi de hayatı boyunca... Bu tamamen o kişinin algısı ve karakteriyle ilgilidir. Bana gelince, daha toy iken uzun süre acı çektiğimi hatırlıyorum. Ama dediğim gibi hayat insanı olgunlaştırıyor ve hataları tekrar etmemeyi öğretiyor. Ölüm acısı ise bambaşka bir şey. Allah kimseye bu acıyı tattırmasın diyenlerdenim.
* Aşka tövbe mi ettiniz?
- Aşka tövbe etmedim ama şimdilik aşkı sevgiden ayırabilmeyi öğrendiğimi düşünüyorum. Aşksız bir hayat çok zor. Aşk illa bir ilişkide yaşanmayabilir. Hayatta başka şeylere de aşık olursunuz. Hayranlık da aşk gibidir. Çoğu zaman doğanın mucizeleri ve güzelliklerine de aşık olabilirisiniz. Aşk zaman zaman acı çektirse de, zaman zaman harika bir duygudur. İnsan kendini bu duygudan asla mahrum etmemeli.
* Herkes hayal kurar. Gece yastığa başınızı koyduğunuzda sizin kurduğunuz hayaller nedir?
- Öncelikle başımı yastığa koyar koymaz, uykudan önce içimden geçirdiğim dilek şudur; “Tanrım bize doğru yolu bulmamız için güç ver.” Devamında ise yaşadığım olumlu, olumsuz şeyleri düşünüp bunları sanki rüyadaymış gibi pozitife çevirip her şeyin güzel olduğu bir dünya hayal ediyorum ve uykuya öyle geçiyorum. Savaşların olmadığı, sevgi dolu, mutlu insanların bir arada yaşadığı bir dünya hayal ediyorum.

Haberin Devamı

İYİ Kİ KENDİME “BEN NEREDE HATA YAPIYORUM” DİYE SORMUŞUM
* Hiç “Ben nerede hata yapıyorum?” dediğiniz oluyor mu?
- Zamanında bunu kendime çok sordum. Nadiren de olsa hâlâ sorduğum oluyor. Ama ben bir başkasını suçlamanın ne kadar yanlış olduğunu öğrendim. Başımıza ne geliyorsa biz seçtiğimiz, biz istediğimiz için, kısacası kendi yüzümüzden geliyor. Yanlış bir şey yaşıyorsak, bu bizim yanlış seçimlerimizden kaynaklanıyor aslında. İyi ki kendime “Ben nerede hata yapıyorum?” diye sormuşum...

Boşlukları doldurdu
* Hep ÇOCUK kalmak isterdim.
* Bakmayın böyle göründüğüme ben aslında ÇEKİNGEN’im.
* Elime bir fırsat geçse ilk yapacağım şey DOĞA VE HAYVANLARLA İÇ İÇE YAŞAMAK olurdu.
* Yolda yürüyen iki aşığı gördüğümde aklıma ONLARIN YAŞLILIKLARI VE YİNE BU KADAR MUTLU OLDUKLARI gelir.
* Zamanı geriye sarabilseydim, 20’Lİ YAŞLARIM’da kalmayı isterdim.
* Annem bana hep İNSANLARA ÇOK FAZLA GÜVENMEME’mi söylerdi, şimdi onun ne demek istediğini daha iyi anlıyorum.
* Bir gün çocuğum olduğunda onu KENDİ DOĞRULARIYLA BÜYÜTMEYİ isterim.
* Ben kendimi SEKSİ bilmezdim, bu yönümü yeni keşfettim. :)
* Kısa sarı saçlı Ece TOY, uzun, koyu renk saçlı Ece OLGUN...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!