Güncelleme Tarihi:
Televizyonun "şirin ama asi kız"ı İpek Değer, "Peri Tozu" filmiyle izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Film gösterime girmeden kısa süre önce Tempo dergisine röportaj veren genç oyuncu, ilginç açıklamalarda bulundu. Onu "İkinci Bahar" dizisinin Ceren’i olarak tanıdığımızda 22 yaşındaydı. Zengin bir ailenin, sevgilisiyle ABD’ye kaçma planları yapan kızını canlandırıyordu. Hepimizin gönlünde taht kuran dizinin oyuncusu, sonra "Kampüsistan" dizisinin Ilgın’ı oldu. Hatta bu arada Jackie Chan’le "Altın Yumruk İstanbul" filminde başrolü bile paylaştı. 28 Mart’ta da "Peri Tozu" adlı sinema filmiyle çıkacak karşımıza. İpek Değer’den bahsediyoruz. Onu biraz daha yakından tanımaya ne dersiniz?
Mimar Sinan Üniversitesi’nde modern dans eğitimi aldı. Sonra Şahika Tekand’dan oyunculuk dersleri... Şimdi dansa devam etmiyor. Neden mi? İpek Değer yanıtlıyor: "Profesyonel dansçı olarak, günde minimum sekiz saat çalışmak gerekiyor. Şu anda buna zamanım yok."
Ferzan Özpetek hayranlığı
Uluslararası set ortamında çalışmanın heyecan verici olduğunu söylüyor genç oyuncu. Ferzan Özpetek ile çalışmayı çok istiyor. Çünkü izlediği her filmi, onu tatmin ediyor.
Özpetek hayallerini bir yana bırakıp, 28 Mart’ta izleyiciyle buluşacak olan "Peri Tozu" filmini konuşmaya başlıyoruz İpek Değer ile... Filmin ismi, Peter Pan hikáyesinden geliyor. Çocukları düşler ülkesine götürmek için kullanılan sihirli bir toz, peri tozu... Gerisini İpek Değer anlatıyor: "Bizim hikayemizde peri tozu, Deniz ve Emre arasındaki kuvvetli dostluk bağını simgeliyor. İsmi, fantastik bir filmi çağrıştırsa da romantik drama olduğunu söyleyebilirim."
"Peri Tozu" filminde Deniz’i canlandırıyor İpek Değer. Deniz, hayatı boyunca çok şeyle karşı karşıya kalmış, ancak tüm olumsuzluklara rağmen her şeye pozitif bakabilen biri. Peki İpek Değer, canlandırdığı karakterle, bu anlamda benzerlikler taşıyor mu? İşte cevabı: "Hayır. Biri bir şey söylediği zaman, onu yapmak zorunda olduğumu düşünüyorum. Ya da dengelemeye çalışmam gerektiğini. Mesela, ’Nasıl görünüyorum?’ diye bana sorarsa, ’Çok güzel görünüyorsun, ama saçın şöyle olsaydı, daha iyi olurdu’ diyorum. Herhangi bir duruma kaptırıp yol almıyorum.
Dışarıdan enerjik ve pozitif görünüyor değil mi? Ancak genç yıldız, gerçekte hiç de böyle olmadığını söylüyor. Hatta daha da ileri gidiyor ve "Ben bir süre sonra çekilmez biri oluyorum" diyor. İpek Değer, senaryoyu okuduğunda çok hoşuna gittiğini anlatıyor. Deniz karakterine bir şeyler katabileceğine inandıktan sonra kolları sıvıyor.
Eskisine göre daha fazla sinema filmi ve dizi çekiliyor. Ama onun gönlünde sinema yatıyor... Dizilerde, rolün üzerine yapışma riskinden rahatsız. Bu, Değer’in başına gelmiş, bakın neler anlatıyor: "İkinci Bahar’dan sonra ne kadar deli rolü var, herhalde hepsi bana önerildi. İlk zamanlar, ’Başka rollerde oynayabiliyorum. Niye bir tek bu rol geliyor?’ diyordum. Daha sonra anladım ki deli rolü bana yapışmış. Bu, yurtdışında da öyle. Örneğin, Meg Ryan her rolü dört dörtlük oynayabilecek biri. Ama ben onu komşu kızı rolünde görmek istiyorum."
Onun da kuralları var
Sinemaya dair onun da kuralları var. Ama Türkan Şoray kuralları değil bunlar. Mesela dublör kullanmayı sevmiyor. Çünkü bedenine hakim biri... Yapılacak bir şey varsa, kendisi yapıyor. Atlanacaksa atlıyor, zıplanacaksa zıplıyor. O, bir karakteri ortaya çıkardıysa, onu beş saniyeliğine bile başka birine emanet edemeyeceğini söylüyor. Hayalindeki rol sorulunca da "Romantik aşk filmlerinde oynamak isterdim" diyor.
"Çekilmez biriyim" dese de arkadaşlarıyla olmayı seviyor. Bu aralar hayatında bir de bilgisayar oyunu ’Warcraft’ var.
Herkesin hayatında bir "kale"si olması gerektiğine inananlardan; ona ait ve güvende bir kale... İstediği zaman dışarı çıkıp geri dönebileceği... Bu arada İpek Değer’in bir başka hayali de yılın üç ayı Tayland’da, üç ayı Akdeniz’de, geri kalanında da Ege’de yaşamak. Ne diyelim, hayalleri gerçek olsun.
Aşk umduğun anda gelmez
"Peri Tozu" filminde, ummadığı bir anda aşkla karşı karşıya kalıyor. Peki güzel oyuncunun başına böyle bir şey gelmiş mi? Cevap verirken bir yandan da gülüyor. "Ne zaman umduğun anda gelmiş ki aşk" diyor. Şikayet ettiğini sanmayın. O, çok güzel bir aşk yaşıyor. Mutlu olduğunu söylüyor.