Güncelleme Tarihi:
Deli Dumrul bir çayın üstüne bir köprü yaptırmış. Köprüden geçmek isteyenden 30 akçe alırmış. Vermeyeni bir güzel döver, bu sefer 40 akçesini alırmış.
Bunu niçin böyle edermiş? Onun için edermiş ki, benden deli, benden güçlü er var mıdır ki çıksın benimle savaşsın der imiş; benim erliğim, bahadırlığım, kahramanlığım, yiğitliğim Rum’a, Şam’a gitsin, ün salsın der imiş...
İsteyen var ise, Hânım, Deli Dumrul’un deliliğini aşağıda, bizzat Dedem Korkut’tan dinlesin.
Ben uzatmadan lafı derim ki, bu Deli Dumrul’un tuttuğu köprünün başında bir gün bir er ölmüş. İşbu erin anasının bacısının çığlığına koşan Deli Dumrul ‘Kim vurdu bunu’ deyince, ‘Azrail aldı erin canını’ demişler.
Boşuna Deli dememişler, ‘Bre Azrail kimse çıksın karşıma’ diye efelenmiş. Bu söz Allahü-teâlâ’nın ağırına gitmiş, Azrail’e buyurmuş: ‘Git, bunun gözünü korkut, canını al gel...’
Azrail bu Deli Dumrul’a önce ak sakallı bir ihtiyar gibi görünmüş. Dumrul kılıcını kınından sıyırmış. Azrail güvercin olup uçmuş. Dumrul şahiniyle peşine düşmüş. Derken, Azrail bu deli yiğide Azrail gibi görünmüş.
Deli Dumrul’un dili kurumuş, benzi atmış, gözü kararmış, yalvarmış ‘Bildim Allah’ın birliğin, ey Azrail, kıyma bana, alma canımı...’
Allahü-teâlâ Azrail’e buyurmuş: ‘Deli Dumrul’un canını bağışla ama sana bir can borcu var, cana karşılık bir can versin sana...’
Deli Dumrul, önce ak sakallı babasına, sonra ak bürçekli anasına yalvarmış. Can kıymetli, can oğullarına canlarını çok görmüşlür.
Deli Dumrul iki çocuğunun anası, helalliğine sığınmış çareşiz.
Bakalım yavuklusu Deli Dumrul’a ne demiş?
Ne diyecek garibim...
Bir canda ne var ki sana kıyamamışlar
Arş şahit olsun, sekizinci kat gök şahit olsun
Yer şahit olsun, gök şahit olsun
Kadir Tanrı şahit olsun
Benim canım senin canına kurban olsun!
... demiş.
Demiş, dediği Allahü-teâlâ’nın hoşuna gitmiş. Azrail’e emretmiş:
‘Deli Dumrul’un canını bağışla. Anasının, babasının canını al, al bu yiğitle helâlinin canına ekle...’
Rivayet edenler riyavet ederler ki, Deli Dumrul ile helâli 140 sene mutlu, huzurlu bir ömür sürmüşler...
*
Bu Dede Korkut masalını size anlatmamın sebebi...
TBMM Çocuklarda ve Gençlerde Artan Şiddet Eğilimini Araştırma Komisyonu Başkanvekili AKP Milletvekili Recep Garip’in...
Milli Eğitim uzmanlarının kişilik çözümlemesi niyetine ‘Güçlü, herşeyi kaba kuvvetle çözümleyebileceğini düşünen evli, iki çocuk babasi yiğit bir bey oğlu. Ölümle karşılaşıncaya kadar korkusuz görünen, canı tatlı bahadır, savaşçı bir karakter’ diye tahlil ettiği...
Kuru bir çayın üstündeki tek köprünün başını tutan, fakir fukaradan 30 akçe haraç alan, vermeyeni üstüne bir de döven, canını kurtarmak için anasının babasının canını isteyen bu DELİ DUMRUL karakterini
... ŞİDDETİ ÖNLEMEK ÜZERE ÇOCUKLARA VE GENÇLERE GÖSTERMESİ!
Üstelik...
AKP Recep Garip ceheleden de değil.
AKP Adana Milletvekili - Tarsus 1956, Ahmet - Ayişe - İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü - İngilizce, Arapça - İlahiyatçı, Eğitimci, Yönetici, Şair, Gazeteci-Yazar, Ressam - Adana Erkek Lisesi ve Fen Lisesinde Öğretmen ve Yönetici, Türkiye Yazarlar Birliği, İLESAM ve Dünya İslami Edebiyat Vakfı Üyesi, TİYEMDER 2. Başkanı, YİMDER Kültür Başkanı, Birlik Vakfı Adana Şube Kurucusu, Yayıncı, Radyo ve Televizyon Program Yapımcısı, İstanbul Eminönü, Ümraniye Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü - Evli, 4 Çocuk.
Aynı Garip, Türk çocuklarına, babasının gözlerine mil çektiren Bolu Beyi’ne isyan edip dağa çıkan, yol kesip haraç alan, can alan, ‘Tüfek icad oldu, mertlik bozuldu / Eğri kılıç kınında paslanmalıdır’ diyen Köroğlu’nu; Osmanlı’ya başkaldıran Türkmenler’in davasını süren, ‘Dadaloğlum bir gün kavga kurulur, Öter tüfek davlumbazlar vurulur. Nice koçyigitler yere serilir, Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir’ diyen Dadaloğlu’nu da öneriyor.
Türk gençlerini şiddetten uzak tutmak için!...
TBMM Çocuklarda ve Gençlerde Artan Şiddet Eğilimini Araştırma Komisyonu Başkanvekili AKP Milletvekili Recep Garip’in (Emin Çölaşan’ın dediği gibi) başarılarının devamını diliyorum!