Gülden AYDIN
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 29, 2006 00:00
Tarihte binlerce yıldır bütün uygarlıkların evden ibadethaneye her türlü yapıda kullandığı niş, Fransızca bir sözcük. Duvar içindeki oyuk, göz, hücre anlamına geliyor. Shape Mimarlık ve İç Mimarlık bürosunun iki ortağı İç Mimar Mete Övür (29) ve Mimar Meral Bağcı (32) ile son on yıldır büyük talep gören niş üzerine konuştuk.
Övür’e göre nişin modern kent yaşamına dönüşünün en büyük nedeni, on yıl önce yayınlanmaya başlayan korasyon dergileri.
Bir sinemadaki afişle kuyumcudaki gerdanlığı etkili bir biçimde sergilemek, uzun ve düz bir koridoru hareketli hale getirmek, güzel bir antika objeyi evin kör noktasında değerlendirmek için niş yapılıyor. Avrupa’da olduğu gibi Selçuklu ve Osmanlı mimarisinde de sık görülen nişler, Anadolu evlerinde yaşıyor. Gaz lambası ya da Kur’an konduğu gibi bazen yatak ve yorganların üst üste dizildiği "yüklük" olarak günlük hayatın sıradan bir parçası oluyor.
Safranbolu evlerinde usta ahşap oymalarla, Mardin evlerinde de dantel gibi işlenmiş taşlarla süsleniyor. Günümüzde niş, hep kullanılmak istenen ama her zaman da isabetli kullanılamayan bir unsur. Ehil olmayan eller tarafından mesela alçıpancılar tarafından modern kent yapılarına uygulanmaya kalkışıldığında pek başarılı sonuçlar vermiyor. Estetik bir yana duvarın incelmesine, yapıda taşıyıcılığın azalmasına neden olabiliyor. Bu nedenle mimari maharet gerektiriyor.
Mimar Mete Övür, "Niş ev, restoran, ofis dekorasyonlarına girdi. Projede olmasa da duvarlar, yalancı kolonlar yapılarak yerli yersiz nişler yaratıldı" diyor. Eskiyen dekoru yenilemek için gittiklerinde karşılaştıkları bazı niş manzaralarını anlatıyor: "Aydınlatma sistemi var ama içine konacak obje bulunamamış. Fonksiyonel olmadığı gibi alan kaybettirmiş. Oysa mimarinin temel çıkış noktası ihtiyaçtır." Bağcı, "Ya kapatıyoruz ya da işlevli hale getiriyoruz" diyor.
Galata, Cihangir ve Şişli’deki eski yapılar niş zengini. Yeni mekan sahiplerinin ise proje ya da dekorasyon aşamasında talep etmeleri gerekiyor.
HEM İHTİYAÇ HEM DEKOR
Evde çok güzel bir tablo vardır ama ona uygun bir yer bir türlü bulunamamıştır. O tablo bir nişin içine asıldığında dikkatleri üzerinde toplamakla kalmaz, bütün atmosferi de değiştirdiği gibi derinlik de katar. Övür ve Bağcı’nın, dekore edecekleri evdeki çok güzel antika objeler nedeniyle niş açtıkları çok olmuş. Nişler modern mimaride bazen spontane de çıkabiliyor. Yatak odasındaki darlık, yatağın başındaki duvara açılan iki nişle hem gideriliyor, hem iki komodine dönüşebiliyor. Mesela iki duvar birleştiğinde ortaya çıkan açı farkı, kullanılamayan bir alan yaratıyorsa bir nişe dönüştürülebiliyor. Ancak, içine koyacak uygun bir obje varsa...
Görselliği ön plana çıkarırken fonksiyonelliği kaybedip zarara uğramamak gerekiyor. "Ben bu duvara niş açtırayım, sonra da gidip Çukurcuma’dan bir antika obje alayım" olmuyor. Bağcı, "O zaman kartpostal gibi yapay duruyor" diyor.
METE ÖVÜR (MİMAR)
Ev kadınları sevdi
Dekorasyon dergileri 90’lı yıllardan itibaren hayatımıza girdi. Ev kadınları dergiye baktıklarında ’Ne kadar güzelmiş bu nişler. Benim evim de böyle olsun’ demeye başladı. Modern mimaride 1950 ve 60’larda çok güzel nişler yapıldı. Ama kaç kişi gidip gördü? Ama medya aracılığıyla gören ve benimseyenler bu furyayı yarattı.