Dedem bana ayaklar konuşur, derdi
Güncelleme Tarihi:
Sibel ARNA İLE MODA GÜNDEMİ
Oluşturulma Tarihi: Haziran 07, 2008 00:00
El yapımı İtalyan ayakkabısı deyince akla gelen ilk markalardan biri. Salvatore Ferragamo, ilk ayakkabı mağazasını açtığında yıl 1914’tü. Her zaman kusursuz ayakkabılar üretmeyi kendine ilke edindi.
Mantardan yapılmış sivri topuklar ve platform ayakkabılar ile üne kavuştu. 1938’de eski bir Çin fikri olan apartman topukları tekrar canlandırdı. Ve tüm dünyayı salladı. Ayakkabıda yılan derisi, dantel, kristal gibi malzemeleri ilk o kullandı. 1960 yılında 62 yaşındayken ve dünya çapında ünlüyken vefat etti. James Ferragamo onun torunlarından biri. Dedesinin mirasına sahip çıkarak markanın aksesuvar bölümünü yönetiyor. "Geniş bir İtalyan ailesinin içinde, geçmişteki başarılarla yetinmemem gerektiğini dinleye dinleye büyüdüm. Bu göreve gelebilmek için çok çalıştım" diyor.
Çocukluk deyince gözünüzün önüne nasıl bir fotoğraf karesi geliyor?
- Çocukluk deyince aklıma dedemin Sophia Loren ile birlikte çektirdiği fotoğraf geliyor. O fotoğrafa ne kadar çok bakmıştım, yarabbim!
Nerelisiniz?
- Yarı İtalyan, yarı İngiliz’im.
Kişiliğinizin öne çıkan özellikleri ne zaman ve nasıl oluştu?
- Kişiliğimin oluşmasında büyükannem Wanda Ferragamo’nun ciddi rolü var. Çocukken bana verdiği "kazanılan şöhretle yetinme" öğüdü sayesinde hayatım boyunca çok çalıştım ve daha iyisini yapmak için gayret gösterdim. Aile ayda iki üç kez büyükannemin Floransa’daki evinde bir araya gelirdi. Ferragamo ailesinin genetik kodlarından biri olan titizlik ve etik çalışmayı o yıllarda, o evde öğrendim.
İlk iş deneyiminiz Los Angeles’ta bir Ferragamo mağazasında satış danışmanlığı...
- Evet. 1990’larda mağaza ilk açıldığında çalışmıştım. Ayrıca Saks mağazasında da çalıştım. Ama zaten 10 yaşından itibaren her yaz tatilimi firmada geçiriyordum. New York Üniversitesi Stern School of Business’ta eğitim alırken, tatillerde Beverly Hills butiğinde çalıştım. Mezun olduktan sonra dört yıl boyunca Saks Fifth Avenue’de satın almadan sorumluydum. Sonra New York Üniversitesi’ne MBA yapmak için döndüm. Profesyonel olarak 1998’de başladım. Yönetici yetiştirme eğitimiyle başladım işe. Oradan kadın ayakkabı geliştirme ve üretimi kısmına geçtim. Bugün kadın ayakkabıları ve çantaları direktörlüğü görevini yürütüyorum.
Salvatore Ferragamo’nun yenilik yaratan ayakkabı dizaynlarına, İtalya’da bir zanaatkarın yanında geçirdiği çıraklık günlerinin kaynaklık ettiğini biliyoruz. Sizin de ufkunuzu genişleten böyle bir ustanız var mıydı?
- Kesinlikle babam. Babam yatırımını benim eğitimime yaptı. Şirketin işleyişi ve görevler konusunda eğitim aldım. Ama tasarım ve sanat konusunda da ondan çok şey öğrendim.
Şu anda aksesuvarların tasarımından sorumlusunuz. Sizce bir kadınının en önemli aksesuvarı hangisidir?
- Ayakkabı ve çanta tabii ki.
AYAKLAR KONUŞUR!
Bir kadın için ayakkabı nedir, ne olmalıdır?
- Dedem bana "Ayaklar konuşur" derdi. Her ayakkabı bir stili ve giyen kişinin karakterini sembolize eder. Mesela mütevazı kadınlar düz babetleri tercih eder, gösterişi seven kadınlar ise topuklu giyer. Bu bakımdan her zaman ilk izlenim benim için önemlidir. Kişinin ayağına baktığınızda çekingen mi, dışa dönük mü olduğunu anlayabilirsiniz.
Salvatore Ferragamo dantel, kristal, balık derisi gibi alışılmadık malzemelerle çalışan bir tasarımcıydı. Sizin tasarım ilkelerinizi sorsam?
- Şu anda Ferragamo çok dinamik bir gelişme içinde. Dedemin açtığı yoldan yürüyoruz. Markanın her zaman canlı ve kıpır kıpır olmasını, yeniliklerin peşinden koşmasını çok önemsiyoruz. Mesela bu yıl aksesuvarlara saati de ekledik. Çok beğenildi. Ayrıca Çin, Hindistan ve Güney Amerika gibi genişleyen pazarlara hızlı bir giriş yaptık.
Dedenizin mirasına sadık kalıyor musunuz?
- Dedem İtalyan ustalarının yeteneklerini kullanmasına çok büyük önem verir ve üretimimizin yüzde 100 İtalyan olmasından dolayı gurur duyardı. Halen birçok ayakkabı ve çantamız elle yapılıyor. Böylece müşterilerimiz ürünümüzün kalitesine güveniyor.
Nelerden ilham alıyorsunuz?
- Diğer İtalyanlar gibi futbol ve müzikten. Benim işim ayaklarla, futbol da ayaklarla oynanan bir oyun. Maç izlerken inanılmaz derecede işime konsantre oluyorum.
Peki kadınlar için tasarım yaparken? Hayalinizde bir kadın canlandırıyor musunuz?
- Tabii. Salvatore Ferragamo markası baştan çıkarıcılığın en iyi ifadesidir. Cazibenin stil ile birleşmesidir. Bu marka mizahı, tılsımı, sıcaklığı ve yaratıcılığı temsil eder. Kadın ayakkabılarını tasarlarken kararlarında bağımsız ve stil sahibi kadınları düşlüyorum.
Sizce hangi ünlü, Ferragamo ayakkabılarını en güzel kullanıyor ?
- Kesinlikle Keira Knighntley. Kendi modern stilini yaratan zarif, çok güzel bir kadın. Ve tabi ki Nicole Kidman. Yıllardır harika giyiniyor.
Markanızın bu kadar yıldır dimdik ayakta kalmasının, kendini sürekli yenileyebilmesinin sırrı nedir?
- Ferragamo’nun en büyük avantajı zengin bir tarihe sahip olması, işçiliğin değeri, yenilikçi ve üstün kalitesi. Bunlar markamızın kimliğinin birer parçası. Biz bir moda şirketiyiz ve her zaman kendimizi geliştiriyoruz. Her ne kadar köklerimizden esinlenmişsek de modern olmak için gayret gösteriyoruz. Mesela Salvatore Ferragamo’nun en önemli ürünü stiletto her sezon tekrar tasarlanıyor. Ürünlerimizin bir hikayesi var ve bizim müşterilerimiz bu hikayelerin alışveriş deneyimlerinin önemli bir unsuru olduğunu anladı.
ÇANTA HAYATTIR!
Çanta bir kadın için hayatının ikonudur. Bir kadının çantasını açtığınızda o kadının iç dünyası hakkında bir fikir sahibi olursunuz. Çanta hayattır! Çantalar ve ayakkabılar her zaman uyum içinde olmayabilirler. Tabi bu, bulunulan ortama göre değişir.
BALERİN PABUCU ÇOK SATIYOR
2008 ilkbahar /yaz ayakkabı koleksiyonumuzda detayların önemine odaklandık. Detayı, çağdaş, feminen bir şekil ve hacimlerle geliştiriyoruz. Geçen sezonun en hit ürünü Varina adlı modeldi. Düz balerin pabucunun modern yorumuydu. En çok satan ayakkabılarımızdan oldu. Gelecek sezon farklı renklerini de tasarlayacağız. Aslında Varina, teyzem Fiamma’nın 1978’de yarattığı Vara adlı ayakkabının bir türevi. Vara’nın altın plakasını, kumaştan fiyongunu, tabandan yukarı doğru gelen kurdelesine sadık kalarak, yumuşak çizgisini balerin stiline dönüştürdüm. Varina, birçok ünlünün olmazsa olmazları arasında olan bir modelimiz. Drew Barrymore ve Kirsten Dunst birer çift sipariş ettiler. Demi Moore ve Cameron Diaz da istiyor.
Çocukluk deyince gözünüzün önüne nasıl bir fotoğraf karesi geliyor?
- Çocukluk deyince aklıma dedemin Sophia Loren ile birlikte çektirdiği fotoğraf geliyor. O fotoğrafa ne kadar çok bakmıştım, yarabbim!
Nerelisiniz?
- Yarı İtalyan, yarı İngiliz’im.
Kişiliğinizin öne çıkan özellikleri ne zaman ve nasıl oluştu?
- Kişiliğimin oluşmasında büyükannem Wanda Ferragamo’nun ciddi rolü var. Çocukken bana verdiği "kazanılan şöhretle yetinme" öğüdü sayesinde hayatım boyunca çok çalıştım ve daha iyisini yapmak için gayret gösterdim. Aile ayda iki üç kez büyükannemin Floransa’daki evinde bir araya gelirdi. Ferragamo ailesinin genetik kodlarından biri olan titizlik ve etik çalışmayı o yıllarda, o evde öğrendim.
İlk iş deneyiminiz Los Angeles’ta bir Ferragamo mağazasında satış danışmanlığı...
- Evet. 1990’larda mağaza ilk açıldığında çalışmıştım. Ayrıca Saks mağazasında da çalıştım. Ama zaten 10 yaşından itibaren her yaz tatilimi firmada geçiriyordum. New York Üniversitesi Stern School of Business’ta eğitim alırken, tatillerde Beverly Hills butiğinde çalıştım. Mezun olduktan sonra dört yıl boyunca Saks Fifth Avenue’de satın almadan sorumluydum. Sonra New York Üniversitesi’ne MBA yapmak için döndüm. Profesyonel olarak 1998’de başladım. Yönetici yetiştirme eğitimiyle başladım işe. Oradan kadın ayakkabı geliştirme ve üretimi kısmına geçtim. Bugün kadın ayakkabıları ve çantaları direktörlüğü görevini yürütüyorum.
Salvatore Ferragamo’nun yenilik yaratan ayakkabı dizaynlarına, İtalya’da bir zanaatkarın yanında geçirdiği çıraklık günlerinin kaynaklık ettiğini biliyoruz. Sizin de ufkunuzu genişleten böyle bir ustanız var mıydı?
- Kesinlikle babam. Babam yatırımını benim eğitimime yaptı. Şirketin işleyişi ve görevler konusunda eğitim aldım. Ama tasarım ve sanat konusunda da ondan çok şey öğrendim.
Şu anda aksesuvarların tasarımından sorumlusunuz. Sizce bir kadınının en önemli aksesuvarı hangisidir?
- Ayakkabı ve çanta tabii ki.
AYAKLAR KONUŞUR!
Bir kadın için ayakkabı nedir, ne olmalıdır?
- Dedem bana "Ayaklar konuşur" derdi. Her ayakkabı bir stili ve giyen kişinin karakterini sembolize eder. Mesela mütevazı kadınlar düz babetleri tercih eder, gösterişi seven kadınlar ise topuklu giyer. Bu bakımdan her zaman ilk izlenim benim için önemlidir. Kişinin ayağına baktığınızda çekingen mi, dışa dönük mü olduğunu anlayabilirsiniz.
Salvatore Ferragamo dantel, kristal, balık derisi gibi alışılmadık malzemelerle çalışan bir tasarımcıydı. Sizin tasarım ilkelerinizi sorsam?
- Şu anda Ferragamo çok dinamik bir gelişme içinde. Dedemin açtığı yoldan yürüyoruz. Markanın her zaman canlı ve kıpır kıpır olmasını, yeniliklerin peşinden koşmasını çok önemsiyoruz. Mesela bu yıl aksesuvarlara saati de ekledik. Çok beğenildi. Ayrıca Çin, Hindistan ve Güney Amerika gibi genişleyen pazarlara hızlı bir giriş yaptık.
Dedenizin mirasına sadık kalıyor musunuz?
- Dedem İtalyan ustalarının yeteneklerini kullanmasına çok büyük önem verir ve üretimimizin yüzde 100 İtalyan olmasından dolayı gurur duyardı. Halen birçok ayakkabı ve çantamız elle yapılıyor. Böylece müşterilerimiz ürünümüzün kalitesine güveniyor.
Nelerden ilham alıyorsunuz?
- Diğer İtalyanlar gibi futbol ve müzikten. Benim işim ayaklarla, futbol da ayaklarla oynanan bir oyun. Maç izlerken inanılmaz derecede işime konsantre oluyorum.
Peki kadınlar için tasarım yaparken? Hayalinizde bir kadın canlandırıyor musunuz?
- Tabii. Salvatore Ferragamo markası baştan çıkarıcılığın en iyi ifadesidir. Cazibenin stil ile birleşmesidir. Bu marka mizahı, tılsımı, sıcaklığı ve yaratıcılığı temsil eder. Kadın ayakkabılarını tasarlarken kararlarında bağımsız ve stil sahibi kadınları düşlüyorum.
Sizce hangi ünlü, Ferragamo ayakkabılarını en güzel kullanıyor ?
- Kesinlikle Keira Knighntley. Kendi modern stilini yaratan zarif, çok güzel bir kadın. Ve tabi ki Nicole Kidman. Yıllardır harika giyiniyor.
Markanızın bu kadar yıldır dimdik ayakta kalmasının, kendini sürekli yenileyebilmesinin sırrı nedir?
- Ferragamo’nun en büyük avantajı zengin bir tarihe sahip olması, işçiliğin değeri, yenilikçi ve üstün kalitesi. Bunlar markamızın kimliğinin birer parçası. Biz bir moda şirketiyiz ve her zaman kendimizi geliştiriyoruz. Her ne kadar köklerimizden esinlenmişsek de modern olmak için gayret gösteriyoruz. Mesela Salvatore Ferragamo’nun en önemli ürünü stiletto her sezon tekrar tasarlanıyor. Ürünlerimizin bir hikayesi var ve bizim müşterilerimiz bu hikayelerin alışveriş deneyimlerinin önemli bir unsuru olduğunu anladı.
ÇANTA HAYATTIR!
Çanta bir kadın için hayatının ikonudur. Bir kadının çantasını açtığınızda o kadının iç dünyası hakkında bir fikir sahibi olursunuz. Çanta hayattır! Çantalar ve ayakkabılar her zaman uyum içinde olmayabilirler. Tabi bu, bulunulan ortama göre değişir.
BALERİN PABUCU ÇOK SATIYOR
2008 ilkbahar /yaz ayakkabı koleksiyonumuzda detayların önemine odaklandık. Detayı, çağdaş, feminen bir şekil ve hacimlerle geliştiriyoruz. Geçen sezonun en hit ürünü Varina adlı modeldi. Düz balerin pabucunun modern yorumuydu. En çok satan ayakkabılarımızdan oldu. Gelecek sezon farklı renklerini de tasarlayacağız. Aslında Varina, teyzem Fiamma’nın 1978’de yarattığı Vara adlı ayakkabının bir türevi. Vara’nın altın plakasını, kumaştan fiyongunu, tabandan yukarı doğru gelen kurdelesine sadık kalarak, yumuşak çizgisini balerin stiline dönüştürdüm. Varina, birçok ünlünün olmazsa olmazları arasında olan bir modelimiz. Drew Barrymore ve Kirsten Dunst birer çift sipariş ettiler. Demi Moore ve Cameron Diaz da istiyor.