Güncelleme Tarihi:
Türkiye dağıtımcılığını D Productions’ın yaptığı Umut Işığım tüm oyuncu kategorilerinde Oscar’a aday. Filmin asıl parlayan yıldızı şüphesiz Jennifer Lawrence. Güzel oyuncu rol arkadaşlarına övgüler yağdırıyor.
Umut Işığım filminde sizi en çok heyecanlandıran neydi?
- Senaryoyu okumadan önce, David O. Russell’in yönetmen olacağını duydum ve kendi kendime “Evet bu filmde yer almak istiyorum” dedim. Senaryoyu okuduktan sonraysa bu isteğim iki katına çıktı. David benim için en büyük faktördü. Büyük hayranıyım. Bugüne kadar yönettiği bütün işleri gördüm. Favorim, ‘I Heart Huckabees’ izlediğim en komik film. Bir hafta içinde 11 kez seyrettim.
Bu kadar sevdiğiniz bir yönetmenle çalışmak nasıl bir his?
- Oyuncu, neyi iyi neyi kötü yaptığını bilmek ister. Ben set sırasında herkesin birbirine karşı dürüst olmasını seviyorum ve David’de bunu görüyorum. Aynı zamanda kendini de kontrol edebilen, oyuncunun ne isteyebileceğini tahmin edebilen bir yapıya sahip.
Gelelim canlandırdığınız Tiffany karakterine…
- Gizemli bir tip. Güçlü ama kendini güvende hissetmeyen; hangi hareketinin altından ne çıkacağı belli olmayan biri. Böyle biriyle daha önce karşılaşmamıştım, böyle bir karakter daha evvel okumamıştım.
Filmin en etkileyici sahnelerinden biri Robert De Niro ile karşılıklı oynadığınız ilk sahne. Zor muydu?
- İnanılmaz bir sahneydi. Komik bir olay da yaşadım aslında.
Ne yaşandı?
- Normalde o gün çekilecek olan sahneleri, çekim sabahında okurum. Bu sahneden bir gün önce ertesi gün hangi sahnelerin olduğuna baktım ve üç sayfalık bir monoloğumun olduğunu görüp hemen ezbere başladım. Tabii ki çok gergindim.
Neden?
- Çünkü spordan anlamam. Dolayısıyla o sahnede ağzımdan çıkan hiçbir şeyi hatırlamıyorum; ama ortaya güzel bir sahne çıktı. Robert De Niro beni çok rahatlattı. Onun inanılmaz olduğunun ve bir efsane olduğunun farkındaydım, ama bunlar beni heyecanlandırmadı. Çünkü karşımdaki insan bunları aşmış. Bu duygulara kapılıp heyecanlanmana izin vermiyor. Bunun dışında çok tatlı, herkes gibi normal ve sıcakkanlı. Söz konusu film olduğunda, teknik açıdan da duygusal açıdan da çok zeki, çok pratik olabiliyor.
Filmde fazlasıyla dans sahnesi var. Dansla aranız nasıl?
-Pek iyi sayılmaz. Dans sırasında vücudumu kontrol edemediğimi düşünürüm.
Her konuda yetenekli biri değilim, bu bir gerçek. Rol arkadaşım Bradley Cooper ise tam tersi. Sayesinde ne kadar beceriksiz olduğum daha da belli oldu.
Bütün çalışmalarımızı birlikte yaptık çünkü. Birlikte çok iyi bir iş çıkardık. Profesyonel anlamda uyumlu olduğun oyuncuyu bulmak, ruh eşini bulmak gibi bir şey. Birbirimize karşı dürüst olabiliyoruz. Aynı zamanda sürekli yanınızda olmasını isteyeceğiniz türden komik biri.
Bu yıl şansım daha yüksek. Çünkü...
JESSICA CHASTAIN
(Zero Dark Thirty – En İyi Kadın Oyuncu Adayı)
Jessica Chastain’in canlandırdığı karakter Bin Ladin’in yakalanmasında kilit rol oynayan Maya. Oyuncuya göre filmin yönetmeni Kathryn Bigelow ile rolü arasında çok benzerlik var
Oyunculuğa daha çok küçükken karar verdiğiniz doğru mu?
- Evet. Çocukluğumda oyuncu olacağımdan adım gibi emindim.
Yani kaç yaşlarında?
- Sekiz. “Ben bir oyuncuyum” diyerek gezinirdim ortalıkta. İnsanlar da “Evet tabii, ben de eskiden balerin olmak isterdim” derdi. Sanki beni dinlemiyorlarmış gibi hissederdim.
Neden o yaşlardan oyunculukta ısrar ettiniz? Şan, şöhret? Para, pul?
- Benim için oyuncu olmak demek başka bir insan olmak, başka biri gibi hissedebilmek, başka bir ruha dokunmak demek. İnsan ruhundaki o karmaşıklığı keşfetmeyi sevdim.
Oscar’a ikinci kez adaysınız. Sizce bu kez kazanır mısınız?
- ‘The Help’ filmiyle gelen ilk Oscar adaylığım bence tamamen şans eseriydi.
Bence birlikte çalıştığım mükemmel oyuncular sayesinde adaydım.
Bu filmdeyse tek başımayım resmen. Kendimi daha olgun, daha yeterli bir oyuncu gibi hissediyorum. Bu yıl sanki benim yılım. Hayatımda bir daha böyle güzel bir yıl geçirmeyebilirim.
LADIN OPERASYONUNUN GERÇEK KAHRAMANI
Gerçek yaşamdan uyarlanmış bir hikâyeyi anlatmak nasıl bir his?
- Gerçek hayattan bir karakteri canlandırmak büyük bir sorumluluk. Filmde benim canlandırdığım karakter ‘Maya’ gizli görev CIA ajanı ve hikâye onun 10 yıllık bir dönem içinde takip ettiği ipuçlarını, yaptığı sorgulamaları ve onlar sonucu ulaştığı yerleşke ve en sonunda Bin Ladin’i yakalamasını içeriyor. Gizli görevde olduğu içinde övgüsünü kabul edemiyor. Birçok kişinin varlığından haberdar olmayan bu kadının kabullenilmesi ve “Bunları gerçekleştiren inanılmaz bir kadın var” denmesi büyük bir sorumluluktu.
Altın Küre’de ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülünü kazanırken ‘Maya’ karakterini filmin yönetmeni Kathryn Bigelow’a benzettiniz. Hangi açıdan benziyorlar?
- Filmi izleyene kadar ‘Maya’ ve ‘Kathryn’ arasında ki bağlantıyı görememiştim. Oyuncu olarak karakterin etkisi altında o kadar çok kaldım ki, Maya’yı herkesten iyi biliyordum. Sanki artık Maya olmuştum. Ama sette Kathryn’i gördükçe bilinçaltımda bağlantıyı kurmuş olmalıyım ki filmi ilk gördüğümde “Vay! İki kadın da erkekler tarafından domine edilmiş sahalarda şahane işler çalışıyorlar” diye düşündüm. Üstelik kadın erkek eşitsizliğinden yakınmıyorlar. Örneğin Kathryn Bigelow’u sette hiçbir zaman “Hollywood’da bir kadın yönetmen olarak çalışmak çok zor” diye söylenirken görmedim.
Oynadığım en zor, en ödüllendirici rol
HUGH JACKMAN (Sefiller- En İyi Erkek Oyuncu Adayı)
Hugh Jackman, Sefiller filminde canlandırdığı Jean Valjean karakterinin hakkını vermek adına günde üç kez spor yaptı, gece gündüz durmadan bağıra çağıra şarkı söyledi. Hâlâ Oscar’ı hak etmediğini düşünenler Sefiller’i bir kez daha izlemeli.
Önce Wolverine, şimdi Valjean... Rol için kaslanmak, zayıflamak, şişmanlamak sizin için bir ritüel gibi artık.
- Ve emin ol bu durum hiç eğlenceli değil. Üstelik bu kez Wolverine’i canlandırdığım zamandan daha da zayıftım. Yönetmenimiz Tom Hooper, “Senden çok güçlü, kaslı bir karakter çıkarmanı, aynı zamanda insanı endişelendirecek kadar da zayıf olmanı istiyorum” dedi. Hem zayıf, hem de kaslı olmak hiç kolay olmazdı.
Peki nasıl başardınız?
- Günde üç kez spor yaparak, bunun yanında çok az yiyerek. Muhtemelen normal kilomdan yedi kilo daha zayıftım. Daha önce hiç olmadığım kadar form da tutmuştum.
Filmin ilerleyen sahnelerindeyse sağlıklı görünmek için bu kez kilo almanız gerekiyordu sanırım...
- Aynen öyle.
- Gerçekten bir hafta falan önüme ne gelirse durmadan yedim.
SEFİLLER MORAL VEREN BİR HİKÂYEYE SAHİP
Sizce yıllardır Sefiller’in insanlara bu kadar dokunmasının sırrı ne?
- Sanırım hikâyenin insanın ruhundaki iyiyi bulmasıyla ilgili olması bu kadar etkiliyor.
Nasıl yani?
- Hikâyedeki her karakterin üstesinden gelmesi gereken büyük bir engel var. Hepsi zaman zaman çuvallıyor ama hiçbir zaman pes etmiyorlar. Bana göre hikâyenin kahramanı olan Valjean ilk başta çuvallıyor ve sonra eline bir şans daha geçiyor, sonra bir şans daha… O da eline geçen bu fırsatların çoğunu değerlendiriyor. Savaşıyor. Tüm karakterler savaşıyor.
Siz bana savaşan ve başaran insanlardan bahsediyorsunuz. Oysa hikâyenin adı ‘Sefiller’…
- Evet ama sen adına çok bakma! Bence Sefiller inanılmaz moral veren bir hikâyeye sahip.
Filmde canlı şarkılar seslendiriyorsunuz. Birkaç kerede çekilen sahnelerde canlı şarkı söylemek sesiniz için yorucu olmadı mı?
- Sabahın köründe çok güzel bir mabette şarkı söylediğimi hatırlıyorum. Hava o kadar soğuktu ki, ağzımdan duman çıkıyordu. Her çekimde canlı şarkı söylemek hiç kolay değil. Ayrıca sesinize de iyi bakmanız gerekiyor. Sabah 7’den gecenin 1’ine kadar durmadan şarkı söylediğiniz oluyor. Tiyatroda olduğu gibi günün bir kısmında sesinizi dinlendirip devamında oyuna hazırlanma gibi bir lüksünüz yok. Bu yüzden bu iş benim yaptığım muhtemelen en zorlu ama en ödüllendirici iş oldu.
Ödülü nedir?
- Canlı şarkı söylemek fikri başta korkutuyor ama bir yandan size müthiş bir özgürlük sağlıyor. Her çekim birbirinden farklı oluyor, her seferinde farklı duygularla oynayabiliyorsunuz. Bazen hızlanıyor, bazen yavaşlıyorsunuz. Her seferinde başka bir cümleye farklı bir vurgu yapabiliyorsunuz. Bir oyuncu için olağanüstü heyecanlı bir durum.
Akademi’nin kara listesinde kimler var?
Oscar’ın yıllar geçtikçe daha sıkıcı, daha sürprizsiz ve taraflı bir ödül törenine dönüşmesinin iki sebebi var. Önce 2001’e dönelim, sonra da jüri üyelerinin kimliğini inceleyelimReha ERUS / Los Angeles
Ödül töreninin ritmini değiştiren tarih 11 Eylül 2001. İkiz Kuleler’e yapılan saldırı sonrası Oscar ödül törenleri bir paranoya gecesine dönüştü. Aşırı güvenlik önlemleri, kısıtlamalar, terör kuşkusu ve korkusu yüzünden zamanla kırmızı halının rengi soldu. Kurallar her zamankinden daha katı. Salona cep telefonu bile sokmak yok. Görüntülerin telif hakları milyonlarca dolara yayıncı kurullara satılmış hem de yıllarca süren anlaşma paketleri halinde.
‘DİNOZORLARIN’ ETKİN ROLÜ
İki yıldır Hollywood’da ciddi bir silkinme yaşanıyor. Medya, ‘dinozorlar’ olarak bilinen yaşlı ve ısrarcı jüri üyelerinden kurtulmanın zorunluluğundan yakınıyor. Tutucu bir zihniyete sahip üyelerin, yerlerini genç ve dinamik zihinlere bırakmaları konusunda Hollywood’da herkes hemfikir. Haksız değiller. Dinozorların önünde bir ‘kara liste’ var. Listenin başındaki isim Leonardo DiCaprio. Ağzıyla kuş da tutsa bir türlü başarılı sayılmıyor, aday gösterilmiyor. Bu yıl Tarantino’nun ‘Django Unchained’ filminde hayatının rolünü oynadı, yine de aday olamadı. Kara listede DiCaprio’dan sonra gelen isimler yönetmen Quentin Tarantino, Kara Şövalye Yükseliyor’un yaratıcısı Christopher Nolan ve bu yıl ‘Anna Karenina’ performansıyla resmen döktürmüş Keira Knightley. Hollywood sorguluyor: Bu haksızlıklar nereye kadar sürecek? Yanıt belli: Leonardo DiCaprio heykelciği havaya kaldırana dek!
Sahnedeki yıldızlar
Geceye ödül sunmak için katılacak yıldızlar listesi bu yıl epey kalabalık. Açıklanan isimler şöyle: Salma Hayek Pinault, Melissa McCarthy, Liam Neeson, John Travolta, Ben Affleck, Jessica Chastain, Jennifer Lawrence, Halle Berry, Sandra Bullock, Nicole Kidman, Reese Witherspoon, Mark Wahlberg, Jean Dujardin, Christopher Plummer, Octavia Spencer, Meryl Streep, Richard Gere, Queen Latifah, Rene Zellweger, Joseph Gordon-Levitt, Daniel Radcliffe, Channing Tatum ve Charlize Theron.
Reyting oyunu
Geçen yıl Billy Crystal’ın sunduğu Oscar törenini ABD’de 39.3 milyon kişi izledi. 2010’da bu rakam 41.7 milyondu. Bu yıl Seth MacFarlane’in çoğunlukla 18-30 yaş arası erkeklerden oluşan erkek hayran kitlesinin töreni baştan sona izleyip izlemeyeceği merak konusu. Reytingleri en çok etkileyen ise En İyi Film adayları. Adaylar daha ‘sanatsal’ taraftansa reytingler düşüyor. 2008’de ‘No Country For Old Men’in ödül aldığı tören 32 milyon izleyici toplarken ‘Titanic’in zaferle ayrıldığı geceyi 55 milyon kişi izlemişti. Ama bu yıl yeni yapımcılar Craig Zaldan ve Neil Meron’un vaat ettiği coşkulu eğlenceyle beklentiler daha yüksek.
Oscar’ı kurtarmanın 5 akıllı yolu
Tören 30 yıldır üç saat sınırını tutturamıyor. Beş saate yaklaşan, uzun ve yorucu bir geceyi daha izlenilebilir kılmak için birkaç önerimiz var
Ceren ŞEHİRLİOĞLU
1 Papyonlu, smokinli ciddi adamların uzun konuşmaları her törende uyuklama sebebi. Altın Küre sunumunda başarısını kanıtlayan Tina Fey gibi isimlerin ortamı renklendiren ‘kadın gücüne’ ihtiyaç var.
2 Teşekkür konuşmalarına prodüksiyon asistanları el atmalı. O uzun teşekkür listeleri toplamda bir saatten fazla zaman alıyor. Ekran başında kimse makyözden asistana, uzak akrabalardan rol arkadaşlarına tanımadıkları onlarca ismin bitmesini beklemek istemiyor.
3 Kategoriler azalmalı. Kamera arkasındaki teknik ekibin ödülleri ayrı bir ‘teknik gecede’ verilebilir, böylece zaten hızlı hızlı geçiştirilmeye çalışılan uzun bölüm töreni ferahlatır.
4 Son yıllarda iyice abartılan en iyi
film adaylarının kabarık listesi, eski günlerdeki gibi beşe düşmeli.
5 Eski film montajları kısalmalı. Bu yıl da içinde ‘Rüzgâr Gibi Geçti’ olan 10 dakikalık melankolik bir slayt şov izlemek istemiyoruz.
Daniel bana geldiğinde Lincoln’ü çoktan yorumlamıştı
STEVEN SPIELBERG (Lincoln – En İyi Yönetmen Adayı)
ABD’nin 16’ncı Başkanı Abraham Lincoln’ün yaşamını anlatan ‘Lincoln’ 12 dalda Oscar adaylığıyla bu senenin şampiyonu. Filmin yönetmeni Spielberg, “İşimi tamamını izledikten sonra değerlendirin” diye uyarıyorHakan GENCE
Neden Lincoln’ün hayatını filme çektiniz?
- Film Abraham Lincoln’ün hayatının son dört ayını anlatıyor. Lincoln herkesin algısında anıtsal bir başkan. Ama biz onu bir anıt olarak değil, bir insan olarak ele aldık. Bana öyle geliyor ki, izleyicilerin tümü filmin bu ruhunu anlayacak. Ama filmi en başından sonuna değerlendirmeliler.
Yani filmin yarısında karar vermeyelim…
- Evet, tamamını izlemelisiniz. Bu işler böyle yürür.
Bu bir tarihi film. İçinde yeni neslin ilgisini çekecek neler var?
- Filmde iç savaşı veya köleleri kapsayan büyük aksiyon sahnelerinden kaçındık. Ama filme giderken, yanınızda bir parça da tarih bilgisi götürürseniz daha sağlam bir bağ kurabilirsiniz.
Lincoln’ün en çok konuşulan yanı Daniel Day-Lewis’in performansı. Başkan rölü için onu nasıl yönlendirdiniz?
- Daniel’ın her rol için inanılmaz bir hazırlık sürecinden geçtiğini zaten biliyordum. Rolü öğrendikten sonra, Lincoln’ün hayatıyla ilgili o kadar fazla araştırma yapmış ve okumuştu ki bana geldiğinde onu çoktan yorumlamıştı bile. İş bitince de herkesin hayal ettiği Lincoln’ü canlandırdığını gördük. Ben onun dünyanın en büyük aktörlerinden biri olduğunu düşünüyorum.
İşleri sinema tarihine geçti
ABD’li yönetmen, senarist ve yapımcı Steven Spielberg tüm zamanların en çok gişe yapan işlerine imza attı. Jaws, E.T, Jurassic Park ve Schindler’in Listesi gibi sinema tarihine geçen filmleri yönetti ve birçok kez BAFTA, Oscar ve Altın Küre ödülü kazandı.
EN ÖNEMLİ ALTI DALDA KİMLER ADAY
En iyi film: Aşk (Amour), Pi’nin Yaşamı (Life of Pi), Lincoln, Argo, Düşler Diyarı (Beasts of the Southern Wild), Zincirsiz (Django Unchained), Zero Dark Thirty, Sefiller (Les Miserables)
En iyi erkek oyuncu: Bradley Cooper (Umut Işığım), Joaquin Phoenix (The Master), Daniel Day-Lewis (Lincoln), Denzel Washington (Uçuş / Flight), Hugh Jackman (Sefiller)
En iyi yönetmen: Michael Haneke (Aşk), Benh Zeitlin (Düşler Diyarı), Ang Lee (Pi’nin Yaşamı), Steven Spielberg (Lincoln), David O. Russell (Umut Işığım / Silver Linings Playbook)
En iyi yardımcı kadın oyuncu: Amy Adams (The Master), Sally Field (Lincoln), Anne Hathaway (Sefiller), Helen Hunt (Aşk Seansları / The Sessions), Jacki Weaver (Umut Işığım)
En iyi kadın oyuncu: Jessica Chastain (Zero Dark Thirty), Quvenzhané Wallis (Düşler Diyarı), Naomi Watts (Kıyamet Günü / The Impossible), Jennifer Lawrence (Umut Işığım), Emmanuelle Riva (Aşk)
En iyi yardımcı erkek oyuncu: Alan Arkin (Argo), Robert De Niro (Umut Işığım), Philip Seymour Hoffman (The Master), Tommy Lee Jones (Lincoln), Christoph Waltz (Zincirsiz)
Gerçeği yansıtmakta zorluk çektik
BEN AFFLECK (ARGO - Yönetmenliğini yaptığı, başrolünde oynadığı yapıtı, en iyi film dalında aday)
Bir yanda ABD’deki başkanlık seçim yarışı, diğer yanda Ortadoğu’daki Arap Baharı... Affleck’in İran’daki altı Amerikan vatandaşını kurtarmak için düzenlenen operasyonu anlatan Argo’yu tüm şeffaflığıyla çekmesi kolay olmamışHakan GENCE
Canlandırdığınız karakteri oynamayı gerçekten istediniz mi yoksa filmi siz yönettiğiniz için oynamaya mecbur mu kaldınız?
- İstedim. Çünkü senaryo gerçekten ilginçti. Biraz komedi, gerçek yaşam, CIA ajan hikâyesi ve üstelik hepsi gerçeğe dayalı.
Tony Mendez rolüne hazırlanırken kendisiyle tanışıp birlikte zaman geçirdiniz mi?
- Evet. Bu onun hikâyesiydi. Georgetown’daki eski ünlü CIA barında buluştuk. Buranın Aldrick Ames’in Rusya’daki Amerikan ajanlarının isimlerini Rus denetimcilere verdiği yer olduğunu söylüyordu. Orada, o an söylediğinin gerçek olduğunu hissettim. Olay sadece çatıdan kaymak, pencereyi tekmelemek veya üç adamı öldürmek değildi.
Ortadoğu’da elçiliklerde yaşanan olaylar sizi endişelendirdi mi?
- Filmin politik olmaması önemliydi. Birleşik Devletler’de seçim öncesi olduğunu bildiğimizden, tam olarak gerçeğe dayalı bir hikâye yapmakta büyük sıkıntılar çektik. Filmi yapmaya başladığımızda Arap Bahar’ı ülkelerinde kargaşalar vardı. Bazı protestolar gördük.
70’ler imajınızı eşiniz, çocuklarınız nasıl buldu?
- Oybirliğiyle nefret ettiler. Ufaklıklar aylarca “Sakallarını kesebilir misin?” diye direttiler. “İş için böyle olmam gerek” desem de anlatamadım.
Çektiğiniz üç film, sinemaya dair size ne öğretti?
- Hikâyenin ve kelimelerin özünü asıl yorumlayan oyunculardır. Onlara odaklanmalısın. Bu felsefe beni istediğim yere getirdi.
Türkiye’deki sahneler çok gerçekti
En çok büyük çaplı sahnelerin çekimi zorladı. Türkiye’deki binlerce insanı bir araya getirmeyi denemek uzun bir yoldu. Sahneleri olabildiğince gerçekçi tutmaya çalıştık. Birçok insan ve çekişme gerçeklik için gerekliydi.
Daha genç daha komik daha uzun bir Oscar gecesi
Akademi geçen yıl Billy Crystal ile yaşanan sıradan geceyi parlak çocuk Seth MacFarlane ile telafi etmek istiyor. Tema ‘Müzik ve Hollywood’. Yeni yapımcılar bol gösteri ve müzik vaat etse de bu, son yılların en uzun töreni anlamına gelebilir
Ceren Şehirlioğlu
Törenin sunucusu Seth MacFarlane’den beklentiler
Utanmaz esprileriyle tanınan 38 yaşındaki MacFarlane’in gecede birkaç edepsiz lafı ağzından kaçırması sürpriz olmaz. Ama yapımcılar Oscar’ın ruhuna saygı duyacağına söz veriyor. Şimdilik.
MacFarlane’in müzik yeteneği televizyon başarıları tarafından gölgelense de tören gecesi ondan gizli numaralarını sergilemesini bekleyebiliriz. Grammy’ye aday olmuş ‘Music is Better than Words’ adlı bir albümü olduğunu unutmamak gerek.
Genç sunucu ‘Bu gece benimle değil, Oscar’la ilgili’ dese de, birkaç Family Guy, American Dad ve son filmi Ted esprisi bekleyin.
Canlı izleyin
NTV’nin özel yayını bu gece saat 23.00’te, Yekta Kopan’ın sunacağı, sinema eleştirmenleri Mehmet Açar, Tuğrul Eryılmaz, modacı Arzu Kaprol ve Vogue Türkiye editörü Zeynep Yapar’ın değerlendirmeleri ile katılacağı ‘Oscar’a Doğru’ programı ile başlayacak. Aynı kadro saat 24.00’te ‘Kırmızı Halı’dan geçecek yıldızların kostümlerini yorumlayacak. Saat 03.30’dan 07.00’ye kadar devam edecek geceyi NTV simultane çeviriyle ekrana getirecek. Tören CNBC-e’den orijinal sesiyle takip edilebilecek. Tekrarı pazartesi akşamı NTV ekranlarında.
Başrolde müzik
Adele’in ‘Skyfall’ı söyleyeceği gecenin en büyük sürprizi Barbara Streisand’in 36 yıl sonra Oscar sahnesine dönüşü oldu. 70 yaşındaki diva geceye çok özel bir performansla katılıyor. Ayrıca yeni albümü mart ortasında çıkacak Justin Timberlake ve Ted’in müziğini yapan Norah Jones da törenin beklenen konukları.
Gecenin 5 sürprizi
1 Her yıl ‘En İyi Film’ ödülünün açıklanmasıyla sona eren tören bu yıl farklı bir finalle perdeyi kapatacak. Muzaffer ekibin klasik kutlaması yerine Seth MacFarlane ve Kristin Chenoweth’in kapanış şarkısı, sinemada müziği kutlayan gecenin son numarası.
2 James Bond’u anan bir gece Shirley Bassey’siz olmazdı. Unutulmaz Bond şarkısı Goldfinger’ı seslendiren Bassey, gecede sürpriz bir performansla 007 havasını doruğa çıkaracak.
3 Bugüne kadar gizemini korusa da, James Bond’u canlandıran altı aktörün bir arada sahneye gelmesi bekleniyor. Sean Connery, George Lazenby, Roger Moore, Timothy Dalton, Pierce Brosnan ve Daniel Craig’in gövde gösterisi tören tarihinde unutulmaz bir an olabilir.
4 Müzik ve sinema aşkına adanan gecede Oscar ödüllü ‘Chicago’ ekibi, 10 yıl sonra özel bir gösteri için bir araya geliyor. Richard Gere, Queen Latifah, Renée Zellweger ve Catherine Zeta-Jones müzikali anmak içn sahnede olacak.
5 Scarlett Johansson’ın eksikliği üzse de, ‘Avengers’ ekibi Oscar gecesi için bir araya geliyor. Robert Downey Jr., Chris Evans, Samuel L. Jackson, Jeremy Renner ve Mark Ruffalo birlikte ödül verecek.
Kırmızı halı, her zamankinden daha farklı
ABC kanalı, törenden 90 dakika önce kırmızı halı yayınına başlıyor. Bu yıla kadar sadece gelen ünlülerin fotoğrafçılar ve kısa röportajlar için yürüdüğü yolun, ilk kez bir konsepti var. Akademi’nin arşivlerinden ilham alan gecenin yapımcıları Craig Zaldan ve Neil Meron, klasik filmlerden ikonik görüntüleri dev çizimler halinde ünlü yola yerleştirecek. ‘Roma Tatili’, ‘Bonnie ve Clyde’ gibi filmlerin stilleri yıldızların ışıltılı kostümlerine eşlik edecek. Ön seremoninin sunuculuğunu ‘Promises’in yıldızı Kristin Chenoweth üstlendi. Yapımcılar bir gazeteci yerine bir yıldız seçerken, halıda yürüyecek oyuncularla arkadaş olan, onları anlayan birinin samimiyetinin fark yaratacağını düşündüklerini söylüyorlar.