Dans etmeye anne karnında başladım

Güncelleme Tarihi:

Dans etmeye anne karnında başladım
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 05, 2010 00:00

Müzik dünyasının son keşiflerinden biri o... Hem şarkıları hem de kıvrak danslarıyla hayran kitlesini hızla genişletiyor, yerini sağlamlaştırıyor. Bu hızlı yükselişin kendisini de şaşırttığını gizlemeyen Atiye, Elele dergisine verdiği röportajda “Ben daha annemin karnındayken dans etmeye başladım. Başarılı olacağımı biliyordum ama bu kadar genç yaşta olacağını düşünmüyordum” dedi.

Haberin Devamı

FOTOĞRAFLARLA ATİYE DENİZ (FOTO-GALERİ)

“Daha çok küçücüksün/ yeni bir hayat var önünde/ kendini bilirsen/ yürüdüğün yol seninle” diye sesleniyor Teoman, düet yaptıkları parçada Atiye’ye... Bu, sadece şarkı sözünde kalmıyor; Atiye tam da bu sözleri yaşıyor gerçek hayatta!

Genç, güzel, ünlü, başarılı, süper dans ediyor ve beş dil biliyor! Kim olsa, “Hayat benim hayatım, en güzel zamanlarım” der! O da aynen öyle diyor zaten: “Hayatım şu ankinden daha iyi olamazdı!”      
 
Atiye de pek çok şarkıcı gibi, çocukluğunda başlamış bu hayali kurmaya... Hatta söylediğine göre daha annesinin karnındayken ritim tutmaya başlamış: “Annem hamileyken babam hep darbuka çalarmış ona. Sanırım ben, daha annemin karnında dans etmeye başladım. Çünkü doğduğumdan beri meraklıyım müziğe. Büyüdükçe, babamla karşılıklı darbuka çalmaya başladık. Ailece bir araya geldiğimizde şarkı söylüyoruz, dans ediyoruz, çok eğleniyoruz. Antakyalı olduğumuz için oryantallik de ağır basıyor. Küçüklüğümden beri şarkı söylediğim, dans ettiğim için, hayalim bu işi yapmaktı. Ama ünlü olayım diye bir derdim de yoktu. Şu an hayalimi gerçekleştirmiş olmamın mutluluğunu yaşıyorum.”

Atiye, genç yaşta ünlü olmanın avantajlarını yaşarken dezavantajlarıyla karşılaşmamış; en azından şimdilik... “Ben yine aynı benim. Hayatımdaki bazı standartlar değişmiş olabilir ama özel hayatım değişmedi” diyor. Görünüşe göre bu söylediği sadece klasik bir ünlü demeci de değil, tamamen gerçek!

ÇOCUKLUĞUM ZOR GEÇTİ  

Hollandalı anne ve Türk bir babanın kızı olarak çocukluğunu Almanya’da geçirmiş Atiye... Dolayısıyla, farklı kültürlerin karışımı hem müziğinde hem de karakterinde hissediliyor.

Buna rağmen, Türkçe’yi inanılmaz düzgün ve güzel konuşuyor: “Biraz enteresan bir durumdu. Çocukluğumdan beri annem benimle Hollandaca, babam da sadece Türkçe konuştu. Okulda ise Almanca öğrendim. Çocukluğum güzel ama biraz da zor geçti; çünkü sürekli taşınmak zorunda kaldık. Almanya’da doğdum, sekiz yaşındayken Amerika’ya taşındık, altı ay orada kaldık, sonra Türkiye’ye geldik. İlkokulu İzmir’de okudum, sonra Hollanda’ya taşındık, oradan tekrar Almanya’ya geçtik. Liseyi bitirdim ve sonunda İstanbul’a yerleştim.”
Atiye, hayatının en önemli dönüm noktası olarak, 19 yaşındayken çıkardığı “Gözyaşlarım” adlı ilk albümünü ve “Don’t Think” adlı çıkış parçasını görüyor. “Bir şekilde başarılı olacağımı biliyordum ama bu kadar çabuk ilerleyeceğimi bilmiyordum. Bu kadar genç yaşta olacağını ise hiç düşünmüyordum. Şu anda hayatımda hiç beklemediğim bir yerdeyim” diyor...

Kendi adıyla çıkardığı ikinci albümü ise geçen yıl piyasadaydı. Atiye’ye, bu çok kültürlülük içinde neden Türkçe albüm diye sorulduğunda, damarlarında dolaşan Türk kanı iyice kendini gösteriyor:

“Ben albümümün Türkiye’de çıkmasını istedim. Neticede burası benim ülkem. Burada çok mutluyum. Müziğimi burada tanıtmak, burada kariyerime başlamak, ilk adımımı burada atmak istedim. Yurt dışında da elbette müziğimle ülkemizi temsil etmek istiyorum. Zaten sık sık yurt dışında konserler veriyorum.”

ASLA ESTETİK YAPTIRMAM

Atiye, güzel kelimesinin hakkını fazlasıyla veren bir genç kız, ama biliyorsunuz güzel olmak ayrı, kendiyle barışık olmak ayrı konu...
Atiye, aynaya baktığında kendini çok iyi hissettiğini söylüyor. “Ben kendimle çok mutluyum. Herkes de öyle olmalı. Kendine güvenmek, kendini olduğun gibi kabul etmek ve çok çalışkan olmak başarının altın kuralları bence!”

Akrep burcu olan Atiye, estetiğe de karşı olduğunu belirtiyor. “Psikolojini gerçekten bozuyorsa, çocukluğundan beri büyük sorunlar yaşıyorsan, bunu anlayabilirim. Ama sırf daha güzel olmak için bir yerini değiştirmek bana mantıklı gelmiyor. Burnunun büyük olması ya da kulaklarının kepçe olması karakteristik bir şey. Hepimiz birbirimizden farklıyız ve bunları değiştirmeye kalktıkça birbirimizden farkımız kalmayacak. Benim göğüslerim daha büyük olabilirdi ama ben daha büyük olsun diye estetik yaptırmam.”

Haberin Devamı

ATİYE’YE YAKIN MARKAJ

* Türkiye’de onu en çok şaşırtan şey: İnsanların hayvanlara değer vermemesi, ama aynı zamanda da çok yardımsever ve sıcakkanlı olmaları...

* En büyük destekçisi: Ailemden sonra, ekibim. Doğru ekibi bulmak kolay değil ve ben ekibime çok güveniyorum. Sahnede canlı çalıyor, CD’den gelen sound’larla destekliyoruz. Bu çok fazla yapılmaz, yani bizimki enteresan bir kombinasyon.

* Boş zamanlarında neler yapıyor: Haftada iki-üç gün spor yapıyorum. Yoga, ağırlık çalışmaları ve kardiyo... Koşu bandında koşuyorum. Dans ediyorum. “Sex and the City”nin tüm sezonlarını izledim. Yemek yemeyi ve yemek yapmayı seviyorum. Üç tane kedim var, onlarla vakit geçiriyorum.

* En çok neye para harcıyor: En çok ayakkabılara para harcıyorum sanırım. Sahnede dans ettiğim için rahat olmam gerekiyor.

* En büyük hayali: Yeni albüm çıktıktan sonra Kuruçeşme Arena’yı doldurmayı çok isterim.

Haberin Devamı

SEKSİ KIYAFETLERE İHTİYACIM YOK

Modayı çok seviyorum ve takip ediyorum. Elif Cığızoğlu, Zeynep Tosun, yabancılardan Alexander Wang ve Balenciaga en sevdiğim tasarımcılar... Sahnede ihtiyaç olsa da, genellikle açık saçık giyinmiyorum. Seksi kıyafetlere normal hayatta ihtiyacım yok, doğal halimi ve rahat kıyafetleri seviyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!