OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 07, 2001 00:00
Görüşme öncesi bizi peÅŸin peÅŸin uyarmışlardı, ‘‘Canı istemezse konuÅŸmayı yarıda kesiverir’’ diye. Biz de bu güzel güvercin elimizden uçmasın diye tatlı tatlı alttan alıp bir telefon röportajı yaptık. Görüşmenin vesilesi kızımızın yeni albümü ‘‘Subject to Change’’ ve albümden çıkan ilk single ‘‘Destiny/White Bird’’.Vanessa Mae'in Türkiye'ye ilk geliÅŸi bundan birkaç yıl önce bir güzellik yarışmasında keman çalmak içindi. Epey zaman yarışmacıların çoÄŸundan daha güzel olduÄŸu konuÅŸuldu. Daha sonra Açıkhava Tiyatrosu'nda bir konser vermiÅŸliÄŸi var bu UzakdoÄŸulu meleÄŸin. Annesi Çinli, babası Tayvanlı kendisi Singapur doÄŸumlu Vanessa Mae üç yaşından beri Londra'da yaşıyor. Vanessa Mae ile konuÅŸmamıza ilk önce ÅŸehirlerden baÅŸlıyoruz. O ve kemanı neredeyse bütün dünyayı dolaÅŸmış ve tabii ki Ä°stanbul'u çok beÄŸenmiÅŸ. Zaten bu ÅŸehre gelenler arasından bir kiÅŸi de burada büyülendiÄŸini söylemezse çok ÅŸaşıracağız. Ä°stanbul'u bir tarafa bırakırsak, onun için büyüdüğü yaÅŸadığı Londra'nın yeri bambaÅŸka. Burada müzikal kariyerini sürdürmek için her türlü olanaÄŸa ve ilhama sahipmiÅŸ, ayrıca Londra'nın enerjisine ve kozmopolitliÄŸine de bayılıyor.Sadece 22 yaşında (neredeyse çıtır) olan Vanessa Mae henüz 11-12 yaşındayken elinde kendisi kadar büyük (tamam biraz abarttık) kemanıyla ‘‘dahi çocuk’’ olarak düştü müzik dünyasına. Yaşı büyüdükçe klasik müzik camiasında pek de hoÅŸ karşılanmayan hatta kıyasıya eleÅŸtirilen icraatları oldu, ıslak tişörtlerle keman çalarken poz vermek, New York'un o meÅŸhur keÅŸmekeÅŸi içinde taksi tepelerinde keman çalmak gibi. DIANA ROSS DÄ°NLÄ°YORVanessa klasik müziÄŸi bu kadar poplaÅŸtırdığı için kendisine yöneltilen eleÅŸtirileri pek umursamıyor, tam tersine klasik müzikten bihaber insanların bu sayede bu müzikle ilgilendiÄŸini düşünüyor.Küçük bir ‘‘dahi’’yken Çaykovski ve Beethoven yorumlarıyla ün kazandı Vanessa, dahası yeteneÄŸi Mozart, Beethoven ve Mahler gibi isimlerle kıyaslandı. Kendisine ‘‘dahi çocuk’’ olarak anılmak nasıl bir ÅŸey diye sorduÄŸumuzda aldığımız yanıt ÅŸu oluyor: ‘‘Ben dahi çocuk olduÄŸumu hiç hissetmedim. Her zaman çalışan çocuktum. Çok küçük yaÅŸlardan beri hiç durmadan çalıştım, durmadan seyahat ettim, konserler verdim. Her zaman yaşıtlarımdan çok farklı bir hayatım oldu’’ diyor. Neyse ki ÅŸimdilerde biraz biraz yaşının gereklerini yerine getiriyor da rahatlamış kızcağız; mesela bir erkek arkadaşı var (Adı Gaston hatta son albümünü ona ithaf etmiÅŸ), kulüplere gidip dans ediyor ve deÄŸiÅŸken ruh haline göre bol bol Diana Ross, Bee Gees, Daft Punk, Destiny's Child ve Aphex Twin dinliyor. Vanessa Mae'in 1995 yılında çıkardığı ilk albümü ‘‘The Violin Player’’ ÅŸimdiye kadar pek az klasik müzik albümünün baÅŸarabildiÄŸi bir ÅŸey yaptı, milyonlarca sattı. Vanessa kendisine büyük ün kazandıran ÅŸeyin erotik fotoÄŸrafları ya da güzelliÄŸi deÄŸil bu albüm olduÄŸunu söylüyor.Arkasında klasik müzikle dolu bir on yıl bıraksa da son albüm ‘‘Subject to Change’’in Vanessa Mae için çok büyük anlam ve önemi var. Ä°lk defa bu albümle ÅŸarkıcılığa soyundu, zaten albüm de pop müzik sularına meylediyor. Hatta albümden çıkan ilk single ‘‘White Bird’’ ÅŸu sıralar gece kulüplerinde en çok istek alan parçaymış. Bu albümün kendisi için bir tür milat olduÄŸunu söyleyen Vanessa Mae: ‘‘Subject to Change benim yepyeni bir baÅŸlangıç yapmamı saÄŸladı. Benim için çok farklı kapılar açtı ve kafamdaki bazı kalıpların yıkılmasını saÄŸladı. Geride bıraktığım on yıllık müzikal geçmiÅŸimden, bütün o eÄŸitimden ve birikimden sonra bambaÅŸka bir iÅŸ yapmak beni çok heyecanlandırıyor. Ayrıca ÅŸimdiye kadar hiç ÅŸarkı söylememiÅŸtim, ki bu benim hep çok istediÄŸim bir ÅŸeydi. Ä°lk kez bu albüm sayesinde sesimin ve ÅŸarkıcılığımın sınırlarını keÅŸfetme imkanı buldum. Sonuçtan çok ama çok memnunum’’ diyor.GÃœZELLİĞİNE TAKILMIYORHayatı boyunca baÅŸarıdan baÅŸarıya koÅŸmaya alışık bir genç hanım olan Vanessa Mae, nasıl derler, yıldız kumaşından yapılmış. Sanatçının hayranları zaten biliyordur ama bir kez daha hatırlatalım, kendisi People Dergisi tarafından ‘‘dünyanın en güzel 50 insanı’’ndan biri seçilmiÅŸ, sayısız dergiye kapak olmuÅŸ, Paris Moda Haftası'nda Jean-Paul Gaultier'nin ÅŸovuna elinde kemanıyla gelinlik giyerek çıkmış ve ‘‘Arabian Nights’’ adlı Walt Disney yapımında prenses rolü oynamış. Hafif bir kadın kıskançlığıyla güzelliÄŸinin iÅŸlerini kolaylaÅŸtırıp kolaylaÅŸtırmadığını soruyoruz. Önce tatlı ve utangaç bir ÅŸekilde teÅŸekkür ediyor, sonra da bizzat kendisinin bu konuya herkes kadar takılmadığını ve bunları aÅŸtığını, pek fazla kafa yormadığını söylüyor.Â
button