Güncelleme Tarihi:
Önce önemli bir hatayı daha doğrusu bir ‘önceleme’yi düzeltelim: 2006 yılında ‘yüzyılın bilmemnesi’ diye başlık atmak abestir. Yüzyılın bitmesine 93 sene 4 ay 3 hafta var... Henüz % 6’sı tamama ermemiş bir yüzyılın ‘en bilmemne’si mi olur?
Ayrıca bu, Türk milletini küçümsemektir. Önümüzdeki 93 senede daha ne gerzeklikler yapacaktır, güveniniz!
*
Ancak, meseleye bakış açısı % 100 doğru. İstanbul tamamen sahipsizdir. Belki de böylesi daha iyi aslında, çünkü dünyanın bu en güzel şehrini sahiplenmesi beklenenler de kifayetsizdir, kalitesizdir. Ayrıca AKP iktidarı ve belediyelerinin (tıpkı eski iktidarlar ve seçilmişler gibi) SAHİPLENME’den anladıkları, ÜSTÜNE OTURMAK’tan ZİMMETE GEÇİRMEK’ten, yandaşlarına PEŞKEŞ ÇEKMEK’ten ibarettir!
*
Zaten sorunları (beyinlerine sinyalin gitmesi ortalama 2-3 sene aldığından iş işten geçtikten sonra) algılayıp, gerekli muhakemeyi yapamadıkları için yanlış bir ‘çözüm’ ürettiklerinde neler olacağını BOĞAZ VE FSM KÖPRÜLERİNDEKİ SIKIŞIKLIĞI OGS VE KGS İLE ÇÖZME teşebbüslerinin sonucuna bakarak çıkarabiliriz.
‘Bırakın şehir sahipsiz kalsın!’ demem bundandır...
Son günlerde ve günün farklı saatlerinde (sabah, öğlen, akşam) Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden Anadolu yakasına geçmem (ve geri gelmem) gerekti.
Hemen Etiler tarafındaki gişelerden giriyorum köprüye. Etiler’den. Dar iki şerit veriliyor bize. Aslında biri OGS, diğeri KGS. Yani hiç beklemeden geç... Nah geçersin! Bir defa Etiler’den gelip ‘nakit’ ödeyecekler de seninle giriyor sıraya. Yani senin OGS’n olsa kaç yazar, en yavaş geçenlerin arkasında bekliyorsun bir defa.
Sonra, daha da embesilce bir sorun var FSM gişelerinde: trafik, gişelerde değil, gişeleri geçer
geçmez KÖPRÜ girişinde tıkanıyor. Sebebi gayet basit:
Bu sabah Rumeli yakasından girişte açık 20 GİŞE saydım. (Çoğu nakit gişesi zaten...)
Demek ki, TEM’den gelenler ve Etiler kavşağından dahil olanlar, 20 gişenin önünde 20 şerit oluşturuyor. Prensipte, ne kadar çok gişe açarsan, o kadar hızlı akar trafik değil mi? DEĞİL!
Çünkü gişelerden 20 şerit halinde geçen araçların, hemen akabinde... 4 ŞERİDE İNMESİ gerekiyor. Köprü sadece 4 şerit de!
(Yani araçlar gişelere düzenli 4 şerit halinde gelse, belki kuyruklar uzayacak ama teorik olarak herkes daha hızlı geçecek!)
Bir de bu sabahki gibi, Anadolu yakasından gelenlere bir ekstra şerit tahsis edilince, Rumeli yakasından geçenlere Köprü’de sadece 3 ŞERİT kalıyor.
Yani araçların, birkaç yüz metrelik bir mesafede 20 şeritten 3 şeride inmesi gerekiyor.
Bu ‘fizik’ sıkışıklığa, bizim milletin saygısızlığı, kural tanımazlığı, kötü şoförlüğü ve sabahın 8’inde köprüde ne işi olduğunu anlamadığım damperli kamyonlar ve TIR’lar da karışınca...
8.30’da girdiğiniz gişelerden 9.15’te geçiyorsunuz benim gibi!
Cebren 3 şeride indirilmiş Köprü üstündeki ekstra sıkışıklık cabası.
Söylemek zait, tabii ki ortalıkta BİR TEK TRAFİK POLİSİ yoktu... Orası kahve mi, sabah sabah ne işleri var?
Diyeceksiniz ki seçilmiş dıtlarla atanmış dıtları hayırla anacak 45 dakikan olmuş böylece.
Yanlış, onlara küfretmedim. Niye üç beş kişiyle yetineyim ki!
Bunları başımıza çıkaran milyonlarca ‘İstanbullu’ davara tek tek sövdüm!