Daha albüm çıkmadan ‘niye’ diye sordular

Güncelleme Tarihi:

Daha albüm çıkmadan ‘niye’ diye sordular
Oluşturulma Tarihi: Nisan 12, 2012 00:00

Sertab Erener’in Türk sanat müziği şarkıları seslendirdiği albümü “Ey şuh-i Sertab” bugün çıktı. Klasik eserleri seslendirdiği albümünde 1930’ların tarzını tercih etmiş Sertab. şarkıları son derece sade okuyor. Bu yüzden de “Benim hayatımın hiçbir alanında abartı ve ağdalı söylem yok ki bu albümde olsun” diyor. Bülent Ersoy’un daha albüm çıkmadan ‘Niye’ diye sormasına ise bakın ne yanıt veriyor...

Haberin Devamı

* Nereden çıktı Türk sanat müziği albümü yapmak?  

- Aslında aklımda hiç böyle bir şey yoktu. Bir gün Hüseyin Çağlayan geldi ve bir yerleştirme çalışmasında beni kullanmak istediğini söyledi. Benim “Üzgünüm Leyla”yı söylememi hayal etmiş bu sanat çalışmasında.

* Neden seni seçmiş?

- Bilmem, seviyor beni demek ki... Ben de onu seviyorum. Ayrıca gencim, güzelim, popüler bir ismim (gülüyor).

* Söyledin mi? 

- Söyledim. Hüseyin Çağlayan’ın bu çalışması ıngiltere’den New York’a gitti, Newyork Times yazdı. Onu dinleyen herkes, “TSM sesine çok yakıştı, mutlaka bir albüm yap” diye ısrarcı oldu.

* 2003’te çıkan albümünde de “Makber”i söylemiştin. O zaman neden kimse ısrarcı olmadı da şimdi oldu?

- Doğru, “Makber”i söyledim ama o zaman bir de sanat müziği albümü yapayım diye düşünmedim. Çünkü orda yaptığım, “Makber”i alıp formunu başka bir yere çekmekti. şarkının altına davullar koyarak formunu değiştirdik. Ama bu albümdeki şarkıların formu değişmedi, hatta özellikle 1930’lar tarzında olmasını istedik.

SERDAR’IN DA SESİ ÇOK İYİDİR 

* Babanın da etkisi oldu mu bu albümü yapmanda?

- Babam aslında müzisyen. Zeki Müren’le aynı yerde askerlik yapmış, beraber müzik çalışmışlar, şerif ıçli’den dersler almış. Besteleri bile vardı. Ancak o dönem rakı masalarına meze olmak diye düşünüp hiç gazinolarda çıkmamış. Yani profesyonel olarak yapmamış bu işi.

* Müzik yeteneğin aileden geliyor yani...

- Aslında sadece babamın değil bizim ailede herkesin sesi güzeldir.

* Serdar Erener’in de mi?

- Hem de nasıl... Çok iyidir sesi, harika söyler. Ailece toplandığımızda hep şarkılar söyleriz. Babaannemin bir lafı vardı “Sername-i tamburuz, avaz ile meşhuruz” diye. Yani şarkı söylemekle meşhur bir aileyiz derdi.

ADIMI ALDIĞIM  ŞARKI BU ALBÜMDE

* Babanın besteleri yok mu, onları neden almadın albüme?

- Almak istedim. “O beste tam istediğim gibi olmadı” diyerek beni kibarca reddetti. Sonuçta albümde onun bestelerine yer veremedim, sadece sevdiği parçaları okumakla yetindim.

* Beğendi mi albümü, dinleyince ne dedi?

- Babamla annem dinleyince ağlamışlar. Babam küçük bir depresyon geçiriyor şu sıralar, gençken de olmuş aynısı, nedenini bilmiyoruz. Belki de genetik bir miras, bu yüzden depresyona girmemek için kendime bakıyorum. Ama annemle konuştum, “Biz çok beğendik” dedi. “Babamın eleştirisi var mı?” diye sordum, “Yok” dedi, sade okumamı çok beğendiğini söyledi.

* Favori şarkısı hangisi babanın?

- Elbette albüme de adını veren “Ey şuh-i Sertab”. Babam benim adımı bu çok sevdiği şarkıdan esinlenerek koymuş zaten.

10 YIL ÖNCE BU KADAR ÖZGÜR DEĞİLDİM

* Nev, şevval Sam ve Fatih Erkoç da sanat müziği albümü yaptı, popçular arasında TSM moda mı oldu?

- Fatih Erkoç’la albümün aynı döneme denk düşmesi tamamen tesadüf, iki yıla yakındır bu albüm üzerinde çalışıyorum ben.

* Türk popunda iyi beste çıkmıyor, deniz bitti de mi son dönemde popçular sanat müziğine yöneldi bu kadar?

- Üst üste gelmesi çok ekstra bir şey ama dediğinde doğruluk payı var. Her şeyi çabuk tüketiyoruz. Kimsenin sabrı yok. Bu yüzden ne yapacağız şimdi kaygısı üretimi çok ciddi anlamda etkiliyor. Bir şok yaşıyorsun ve küsüyorsun. Bir de sanatçılar madem albüm satmıyor, canımın istediğini yaparım durumuna geldi. şimdi daha özgürler.

* Öyleyse bu albümü 10 yıl önce çıkarman söz konusu değildi?

- Değildi. O zaman bu kadar özgür değildim. Bir de yeniydim. şimdi geride 20 yıl var, iz bırakmasını istediğim şeyler yapma lüksüm var. Bu yüzden de fazla yozlaşmamış ve Türk sanat müziğinin popla buluşmamış halini sunmaya çalıştım.

ALATURKACILAR KIZABİLİR HER ŞEYİ GÖZE ALDIM

* Günümüz sanat müziği yorumcularını popa bulaşmış olarak mı görüyorsun?

- Belli bir süre sonra Arap etkisi çok fazla olmuş Türk sanat müziğinde. Bugünkü sanat müziğinde de öyle olduğunu düşünüyorum. Zeki Müren bile bundan etkilenmiş bence... Bir Cumhuriyet döneminde söyleyiş tarzı var, bir de sonrasında daha ağdalı okuduğu dönem... Bir şarkıyı üç beş farklı yorumla söylediği olmuş Zeki Müren’in. Ben her şarkı için en eski yorumlara gittim. Örneğin “Biz Heybeli’de Her Gece” için en eski ve güzel yorum olan Deniz Kızı Eftelya’yı tercih ettim, çünkü içinde darbukalar yok, onlar yok, bunlar yok.

* Ama bu sözlerinle alaturkacıları kızdıracaksın?

- Zaten herkes her şeye kızıyor bu ülkede, ben bütün bunları göze alarak çıkardım albümü. Amacım Türk sanat müziği yapma furyasına katılmak değil. Ben sadece babama ve sevenlere gitsin diyerek hazırladım albümü. Ben bu şarkılarla büyüdüm.

* Biz Bülent Ersoy’dan, Muazzez Abacı’dan Türk sanat müziğinin ağdalı okunmasına alıştık, senin yorumun ise çok sade...

- Bende o yok. Daha sade okuduğumla ilgili eleştiriler alacağımı biliyorum ama ne yapabilirim, benim karakterimde ağdalı ve abartılı olmak yok. Kendi pop albümlerimde de sesimi en az ama en etkili nasıl kullanabilirim diye düşündüm hep. Benim hayatımda da tarzımda da öyle bir abartı yok. Sanat müziğinde o ağdalı tarzı sevmiyorum, hiçbir zaman dinlemedim. O iyi bu kötü diye söylemiyorum, ağdalı olan benim estetik kaygılarıma ve karakter yapıma uymuyor, oturmuyor.

TİMUR SELÇUK  ŞARKIYI NASIL VERDİ?

* Üstadlar bu albümü beğenmeyebilirler, biliyorsun değil mi?

- Ben şöyle bir yerden kendimce işin sağlamasını aldım: Timur Selçuk’tan. Bu yüzden içim rahat çünkü Münir Selçuk eserini söylemeye karar verdiğimde Timur Selçuk’a gittim.

* Gerçekten de Timur Selçuk, “Dönülmez Akşamın Ufkundayım”ı kimseye vermez, sana nasıl verdi?

- Seviyor herhalde beni... “ızniniz olursa ben bu şarkıyı söylemek istiyorum” dedim. Bana ilk sorduğu, “şarkıda davul ve bas olacak mı?” oldu, ben de ona klasik sanat müziği yapmak istediğimi söyledim, “Batı enstrümanları olmayacak” dedim. Sonra ben ona parçayı gönderdim, beğendi “Yanılmadım, sesine çok yakışmış” dedi.

BÜLENT ERSOY  SORDU: “NİYE?”

* Ya Bülent Ersoy, Nev’e yaptığı gibi senin olduğun bir canlı yayına bağlanıp “Evladım senin musiki eğitimin ne?” diye başlarsa...

- Ufak çaplı yaptı zaten...

* Nerede, bundan haberim yok benim...

- Abim Serdar Erener, Pepsi’nin reklamı için Bülent Ersoy’la görüşürken “Bizim Sertab da sanat müziği albümü çıkarıyor” diyor. Bülent Ersoy cevaben tek bir şey söylüyor; “Niye?”... Bu yüzden gelecek olan eleştiriler konusunda sinir uçlarımı çok iyi törpüledim.

* Bu albümü sanat müziği olduğu için radyolar da çalmaz ama...

- Çalmasın, kimse çalsın diye yapmadım zaten. Bu koleksiyon işi, çok keyifle yaptığım bir iş. Kime gideceğini bilmeden kaygısızca yapılmış, sevgiyle yapılmış bir iş yani. Bu albüme gerçekten bir değer yükledim ben; hem babam için, hem koleksiyoncular için hem de gençlere bırakabileceğim bir misyon olması için...

Haberin Devamı

MENOPOZDAN ÖNCE YUMURTALARINI DONDURABİLİRSİN

* Demir Demirkan’la ilişkinizi müzik dışında besleyen ne var?

- Kişisel gelişimimiz aslında müzikten daha önce geliyor. 16 yıldır beraberiz, müsait olduğumuz her sabah beraber Çin çayı hazırlıyoruz, meditasyon yapıyoruz, yanlışlarımızı birbirimize açık yüreklilikle söyleyebiliyoruz. Hâlâ kimliğimizi sorguluyoruz, daha iyi yaşam ve daha iyi bir algı için algımızı sorguluyoruz. ıkimiz de felsefe yapmayı çok severiz, durmadan konuşuyoruz.

* Dün sabah Çin çayı içerken Demir’le felsefi olarak ne tartıştınız?

- ınsan zihnini... ınsan zihninin yarattığı korku tuzaklarını ve bu tuzaklara nasıl düştüğümüzü...

* Ya Demir günün birinde bunlardan sıkılıp baba olmak isterse?

- Çocuk sahibi olmayı henüz düşünmüyoruz. Böyle bir dünyada, sırf soyum devam etsin mantığıyla çocuk doğurmak istemiyorum. ılla çocuksa eğer, bakılacak evlat, alınacak çok kimsesiz cocuk var. Gerçi bizim ülkemizde evlat edinmek de zor ama...

* Kendi çocuğuna sahip olmak isterse Demir ya da sen pişman olursan günün birinde...

- Bununla ilgili alınabilecek önlemler de var, menopoza girmeden önce yumurtalarını dondurabiliyosun.

* Sen dondurdun mu yumurtalarını?

- Hayır, sadece nasıl olduğunu araştırdım.

Haberin Devamı

KOYALIM BİR RAKI SERTAB’CIM

* Demir Demirkan’ın bu albüme katkısı ne oldu?

- Demir’in albüme dinleyici olarak katkısı oldu, “Sertab’cım koyalım bir rakı” diyerek uzaktan da olsa beni motive etti. Ama bu albümü yapmakta tereddüt ettiğim ilk zamanlar bana “Neden korkuyorsun, istediğin bir şey bu ve mutlaka yap. Sonuçta babanla ilgili de böyle bir geçmişin var” dedi. Demir bu albümü yapmamda beni ikna edenlerin başında geliyor. Albümde Samsun Demir’in de emeği çok fazla, hem bana hem repertuvara destek verdi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!