Güncelleme Tarihi:
Wanda Rutkiewicz’in hayatındaki trajediler en büyük aşkı Dr. Kurt Lynce Krüger, Brood Peak’e tırmanırken bir kaza sonucu ölmesiyle başladı. Çok yüksekte oldukları için sevgilisini bırakarak dönmek zorunda kaldı. Yine de hayata küsmeyip, tutkuyla bağlı olduğu dağlara geri döndü. En büyük başarılarını bu olaydan sonra kazandı. 1992’de Kangchenjungada’da ölen Rutkiewicz, bu denemede yaşamını yitirmeseydi dünyadaki 14 tane 8 binlik zirvenin hepsine birden tırmanmış ilk kadın olacaktı. Bu güçlü ama naif kadının aşkı ve tutkuları arasındaki savaşı, günlük hayatıyla dağcılık arasında sert uçlarda geçen yaşamı, ince ruhuyla sert bir sporu birleştirmesinin yorumları Gamze Saraçoğlu koleksiyonunda hayat buldu. Devamını Saraçoğlu anlatıyor:
“Kuzey Yamacı IFW’de sergileyeceğim altıncı koleksiyonum. İlk beş defile benim için ekim zamanıydı. Altıncı sezona girerken artık, ektiklerimizi toplama zamanı dedim. Markamı kitlelerle buluşturmak ve mağazalaşmayı hedefliyorum. Hazır giyim koleksiyonu hazırlamak tam da bu noktada bir farklılık yaratma isteğimizden ortaya çıktı. Gece kıyafetleri tasarlamaya devam ediyorum fakat bu sefer gece kıyafetlerine az yer vermek istiyorum. Tam bir koleksiyon var podyumda. Paltosundan, elbisesine, eteğinden, bluzuna, kemerine kadar.
KUZEY YAMACI’NIN DOĞUMU
Sıradan bir pazar günü eşimle kitapçıda bakınırken elime dağcılıkla alakalı bir kitap geçti. İçindeki bir cümle bana hikayemin yönünü gösterdi. ‘Yukarda tehlikelerden korkmuyor musunuz’ sorusu üzerine ‘Yukarı çıkmaktan korkmuyorum çünkü en sevdiklerimi orada bıraktım’ demişti ölen aşkı Dr Kurt Lynce Krüger’i kastederek.
O gece temamı, renklerimi, siluetimi ve hikayemi kafamda oluşturdum. Tema dağcı kadınlar olunca dağcılık üzerine kitaplar aldım, videolar seyrettim, dağcılıkla alakalı teknikler öğrendim. Ne kumaş kullanır, ne detaylara dikkat ederler bunları inceledim. Ve tüm bunları fark ettirmeden kullandık.
Kitabı aldığım o gece, beni etkileyen o cümleyi söyleyen nazik ruhlu kadın Wanda Rutkiewicz idi. Daha sonra Youtube’da bir videosunu izledim ve fotoğraftaki o doğa kadını beni çok şaşırttı. Videoda ipek gömlekli, boynunda ince zarif zincirli bir kadın vardı. Bir türlü iki kareyi bağlayamadım. Ve koleksiyonumu aynı kadının iki farklı ruhuna ithaf etmeye karar verdim”.
TEZATLARIN BİRLİKTELİĞİ
Koleksiyonda narin ipek kumaşlarla, kalın yünlü kumaşlar beraber kullanıldı. Dağcılıkta kullanılan pirinç aksesuvarlar, pirinç düğme ve kemer tokaları olarak sıkça karşımıza çıkıyor. Farklı pilise teknikleri, özel el baskıları var. Yünlü örgü çoraplar ve şifon taytlar da değerlendirildi. Ayakkabılar özel tasarlandı ve dağcılıkta sıkça giyilen tulumlara yer verildi. Aynı zamanda deri aksesuvarlar ve sıcaklık hissi vermesi açısından kürk detaylar da mevcut. Saraçoğlu “Dağ konseptinde kürk kullanmamak olmazdı. Gerçek değil fakat piyasada bulunabilecek türden kürkler de değil. Özel seçilen ve yurtdışından getirilen kürkler bunlar” diyor.
KUMAŞLAR STRES GİDERİYOR
Tüm kumaşlar Yurt Kumaş tarafından özel olarak üretildi. Anti stress özellikli kumaş yapıldı. Haki, taba, bordo, lacivert, gri, ekru, uçuk mavi ve kahve tonlarının ağırlıklı olduğu kumaşların özelliği stres oranını azaltarak, vücudu ve zihni rahatlatmak.
15 kişilik bir ekiple Uludağ’a gittik. Fotoğraf çekimini Elif Çakırlar & Barış Aras, makyajı Mac yaptı. İki mankenle kar motorlarına bindik; ıssız tepelere çıktık. Kar kalınlığı bir metreye varan yerlerde çekim yaptık. Hava -15 derece civarındaydı. Kızlar şifon bluzlarla titreyerek zorlu bir çekim yaşadı.
MODEL SORUNU TEĞET GEÇTİ
İki defiledir stylingimi Hakan Öztürk yapıyor, çok güzel dönüşler aldık. Ben kendi hazırlığımı yapıyorum, kalanını Hakan’a bırakıyorum. Müzikleri Zeynep Arkök ve Gökçe Özücoşkun jazz trover ile seçiyoruz. Bu yıl model sorunu yaşanıyor ama çoğu model yakın arkadaşım olduğu için şanslıyım. Her zaman imdadıma koşuyorlar, haklarını ödeyemem.
ÖLÜMÜNÜN 50. YILDÖNÜMÜNDE MARILYN’E ÖZEL KOLEKSİYON
Pırlanta bir kızın en iyi arkadaşıdır
Marilyn Monroe çekiciliği, dişiliği ve saflığı aynı ruhta buluşturan bir tezatlar harmonisi. Filmlerinde mücevherlerle görmeye alıştığımız Monroe, hayatı boyunca pırlantaya en yakışan isimlerden. Monroe’yu ilk keşfeden Bruno Bernard’ın çektiği fotoğrafların lisansını alan Zen Diamond, Monroe’nun ölümünün 50. yıldönümünde özel bir koleksiyon hazırladı. Koleksiyonun tasarımcısı Deniz Kaprol anlatıyor
- Dünyanın gelmiş geçmiş en seksi kadını için bir koleksiyon hazırlamanın düşüncesi bile panik sebebi değil mi?
- Marilyn Monroe’nun en seksi kadın oluşu aslında bende biraz hayranlık uyandırırdı hep. Kendine özgü ve özgün olan tarzı aslında inanılmaz bir başarı. Bunu da yaşadığı dönemde de ölümünden sonra da sürdürebilmesi ilginç. Panikten çok, onu nasıl daha iyi anlarım ve bütünleşirim diye bir heyecan hissettim.
- Nasıl yola çıktınız?
- İlk olarak onunla her türlü önyargıdan tamamen uzaklaşmam gerektiğini düşündüm. İlk defa tanışacakmışım gibi, tamamen ona ve kendime odaklandım.
- Nasıl bir araştırma ve ilham alma süreci geçirdiniz?
- Zen Pırlanta ile ilk toplantımızda bana beklentilerini aktardılar, daha sonra Bruno Bernard’ın Marilyn Monroe fotoğraflarını ve onun hakkında yazılmış kitabı aldım. Heyecanım daha da artmıştı. İlk önce kitabı okudum. Fotoğraflarını inceledim, kendini nasıl göstermek istediğinin en önemli kanıtlarıydı. Filmlerini ve Youtube’daki kısa videolarını izledim. O videolar diğer insanların onu nasıl gördüğüyle ilgiliydi.
- Koleksiyondaki parçaları Marilyn Monroe’nun bire bir taktıklarından esinlenmek yerine, simgelediklerinden yola çıkarak tasarlamışsınız.
- Monroe’yu tanıdığınızda dışarıda görünenden bambaşka bir dünyayla karşılaşıyorsunuz. Yaşamı gerçekten trajediyle dolu. Her zaman anlaşılmayı ve sevilmeyi beklemiş. Şöhreti de sevilmek için istemiş ama hiçbir zaman istediği kadar sevilmemiş. Yetimhanede büyümüş ve annesi de tımarhaneye kapatılmış. Tüm bu trajedilerin arasında saflığını kaybetmemiş. Hep gülümsemiş. Yürümeyen ilişkilerine rağmen hep bir yenisini denemeye çalışmış. Onda en çok sevdiğim işte bunlar.
YAŞAMA SEVİNCİ VE SEKSİLİK
Koleksiyonda tamamen spiral ve yuvarlak formlar var. Dişiliği temsil eden bir diva için asla ve asla keskin ve sert hatlı çizgiler kullanamazdım. Yaşama sevinci ve seksiliği harmanladım. O yüzden bu kadar seksi tasarımların içinde hep çiçek var. Koleksiyon ağırlıklı Marilyn Monroe’nun da en sevdiği renk, pembe altından oluşuyor. Yaklaşık 15 parça. Kolye, yüzük ve küpe olarak ayrı ayrı tasarladığım parçalar da var, birlikte takılması için set olarak tasarladığım ürünler de.
Ölümünün 50. yılı
ZEN DİAMOND YÖN. KURULU ÜYESİ ŞÜKRAN GÜZELİŞ
Monroe, filmlerinde genellikle mücevherlerle gördüğümüz ve ışıltısıyla mücevhere en yakışan yıldızlardan. Bu uyum ‘Gentlemen Prefer Blondes’ filmindeki “Diamonds are a girl’s best friend - Pırlanta bir kızın en iyi arkadaşıdır” şarkısı ve şovuyla adeta mühürleniyor. 2012, Marilyn’in hayata veda edişinin 50. yıldönümü. Birçok yerde Marilyn anıları tazelenmeye başladı. Biz de adı pırlantalarla özdeşleşmiş bu efsaneye sahip çıkmak istedik ve anısına adını taşıyan bir koleksiyon hazırlamaya karar verdik. Çıkış noktası olarak Marilyn’in fotoğraflarını düşündük ve bir yıl önce onu keşfeden fotoğrafçı olarak bilinen Bruno Bernard’ın fotoğraflarının lisansını aldık.
Erdoğan’a da tasarlamak istiyorlar
Timex Intelligent Quartz yüksek teknoloji konseptinde ve sofistike tasarımlarla, doğaya saygılı, seyahat etmeyi seven, içinizdeki maceracı ruhu ortaya çıkarmak için üretilmiş bir koleksiyon. Farklı renk ve modelleri bulunan Intelligent Quartz’a, paslanmaz çelik üzerine plastik ve çelik bilezikler eşlik ediyor. Bush ve Clinton için özel saat tasarlayan Timex yetkilileri, bir tane de Recep Tayyip Erdoğan için tasarlayacaklarını söyledi.