Güncelleme Tarihi:
İstanbul’74 kurucusu, Kirsten Dunst’ı, Tilda Swinton’ı, Haider Ackermann’ı ve daha birçok ünlü ismi Türk vatandaşıyla yüz yüze getiren kişi. ışi gücü sanat... “Sanat sevmek ile festival yapmak iki ayrı iş” diyen Eşeli, Courtney Love klibiyle adını dünyaya duyurdu. şimdilerde ise çekimlerine şubat ayında başlayacağı uzun metraj filmin hazırlıklarını tamamlamaya çalışıyor.
Courtney Love, İstancool Festivali’ne katılmak için geldiği ıstanbul’da “Samantha” şarkısına klip çekti. Klibi de siz yönettiniz. Burada klip çekme fikri nasıl ortaya çıktı?
- Courtney Love’ın ıstanbul’a geleceği iki ay öncesinden belliydi. Klip çekme fikri de benden çıktı. Çok uzun görüşmeler sonrasında fikirlerini yazıp yollayacağını söyledi ve onlara uygun bir klip çekip çekemeyeceğimi sordu. Courtney Love, gerçekten çok entelektüel, durmadan kitap okuyan bir kadın. Bana hayatıyla ilgili 15 sayfalık bir yazı yolladı. Tüm metinde terk edilmişlik teması vardı. Kocası, kızı ve erkek arkadaşları tarafından terk edildiğinden bahsediyordu. Öyleyse, insanlığın tamamen terk ettiği bir ortamda çekim yapalım dedik, iki aylık telefon ve e-mail trafiğinin ardından Beykoz Kundura Fabrikası’nda karar kıldık.
Courtney Love, dünyanın en asi rock’çılarından. Çekim aşamasında sorun çıkardı mı?
- Sete zamanında gelmemesi bizi biraz zorladı ama kamera karşısına geçtiğinde bambaşka biri oluyordu.
Courtney Love’a gelinlik giydirme fikri kimden çıktı?
- Tam bir Tracey Emin (Türk asıllı ıngiliz sanatçı) hayranı. Onun bir kısa filminden esinlenerek gelinlik giymek istedi. Giydiği de üzerindeki paralarla tam bir Kuzey Kıbrıs gelinliğiydi...
Geri dönüşler nasıldı peki? Beğenildi mi klip?
- Yorumların çoğu olumlu. New York Post’un da klip haberine yer vermesi, ilgiyi artırdı.
BANA “YÖNETMEN” DEMENİZ YETERLİ
Hakkınızda araştırma yaparken, en çok reklam filmleriniz ve organize ettiğiniz davetler göze çarpıyor. Alphan Eşeli’nin esas işi nedir?
- Festival ya da reklam filmlerinin arkasındaki isimler, çok kişi tarafından tanınmaz. Sanat işlerimiz zaten niş bir kitleye hitap ettiği için, o kişilerce tanınırız. Ama esas işim film ve benim için “yönetmen” demeniz yeterli.
Son iki yıldır dünyaca ünlü isimler ıstancool için Türkiye’ye gelince, “Kim düzenliyor bu festivali?” dedik. O isimlerle arkadaş olduğunuzu öğrenince de, nasıl böyle arkadaşlıklar kurduğunuzu merak ettik...
- Normal hayattaki arkadaşlıklar nasıl kuruluyorsa, aynen öyle... Tom Hollander, eskiden bu yana arkadaşımdır. Gelirken aradı, “Görüşelim” dedi. O ve Ralph Fiennes yanımızda görülünce de dikkat çektik.
Tilda Swinton, Terry Gilliam, Michael Stipe, Kirsten Dunst, Haider Ackermann gibi yıldızları getirmenizi ben mi gözümde büyütüyorum? Bu isimleri bir kültür festivaline katılmaya ikna etmek o kadar da kolay olmasa gerek...
- Bu konuda Liberatum, AnOther magazine ve benim temsil ettiğim ıstanbul’74 ile üçlü bir çalışma yürütüyoruz. Herkes kendince çalışmalarını yapıyor. Organizasyonda son ana kadar çok yoğun ve yorucu bir süreç geçiriyoruz. Çünkü gelecek isimler, değişebiliyor.
O KADRO BİR ARAYA ARTIK ZOR GELİR
Siz bu festivalle neyi amaçlıyorsunuz?
- Yabancı katılımcılarla bizim katılımcılarımız arasında işbirliği doğmasını. Umarım bu festival sayesinde sanatçılarımız bir şekilde dünyaya açılır. Bu yılki festivalde Serra Yılmaz’la Tilda Swinton’ı bir söyleşide bir araya getirdik mesela. Belki Tilda Swinton’a bir proje teklif edilecek, onun da aklına Serra Yılmaz gelecek. Biz bunlara önayak olmak istiyoruz. Zaten panellerin yabancı katılımcıları da Türk konuşmacılara daha çok ilgi gösterdi.
Kimse “neden bu kadar zahmete giriyorsunuz” demedi mi? Çünkü bu kadar ünlüyü tek bir organizasyon çatısı altında toplamak pek akıl kârı değil gibi...
- Çok söylediler. Özellikle de festival ayağıyla ilgili... 2010’da ıstancool’u yaparken ilk söylediğim şey “Sanat sevmek ile festival yapmak iki ayrı iş”ti. Festival hazırlamak, insanı sanattan soğutabilir. ılk yıl bizim için bir deneyimdi.
Yeni organizasyonda çıtayı daha da yükseklere çıkarabilecek misiniz?
- Organizasyon mayıs ayında yapılacak ve yine çok kuvvetli isimler düşünüyoruz. Ama geçtiğimiz yılki festival, gerçekten de dünyada zor bir araya getirilecek bir kadroya sahipti.
ŞUBAT AYINDA FİLM ÇEKİMİNE BAŞLIYORUM
Böyle bir festivali hazırlamamın zorlukları neler?
- Her işin farklı bir sıkıntısı var. Festival hazırlamanın da, video hazırlamanın da, reklam filmi çekmenin de... Ama bir o kadar da keyifli vakit geçirdik. Özellikle Terry Gilliam (12 Maymun’un yönetmeni) ile yaptığımız söyleşiden çok büyük keyif aldığımı söylemeliyim.
Sıradaki projeniz nedir?
- Uzun metraj film hazırlığı içerisindeyiz. Kış projesi olduğundan çekimlere şubatta başlayacağız. Senaryosunu iki sene önce yazmaya başladık. ıstanbul’74 ile daha çok gençlere hitap edecek büyük çaplı bir sergi açmayı düşünüyoruz. 2011 ıstancool için de çalışmalarımız sürüyor.
İSTANBUL’U GÖREN YABANCILARIN DİPLERİ DÜŞÜYOR!
İstanbul yabancı katılımcılarınızı nasıl etkiledi?
- Böyle bir festival hazırlayacaksanız, şehrin de cazibeli olması gerekiyor. Gelen tüm katılımcılarımız inanılmaz etkilendi. Dağılan R.E.M. grubunun solisti Michael Stipe ile bir akşam ıstiklal Caddesi’nde yürüdük. Bana “Dün gece yürürken buradan inanılmaz ilham aldım ve yeni bir şarkı yazdım” dedi. Katılımcıların çoğu Türkiye’ye ilk kez geliyor ve gördüklerinde dipleri düşüyor.