Oluşturulma Tarihi: Aralık 29, 2002 00:00
Türkiye'de ilk kez düzenlenen "solo tur"a gizli görevle katıldım. 6 erkek, 6 kız. Aralarında doktor ve avukat bile var. Hepimiz bekárız. Rotamız "romantik" şehir Budapeşte.Türkiye'nin ilk ‘‘solo turizmi’’ne katıldım. ‘‘Nefes Nefese Budapeşte Turu’’nda özellikle 6 erkek adayı yakından gözlemledim. Karlarla kaplı, buz gibi Budapeşte'de dört sıcak gün geçirdim. Peki ava giden avlandı mı? ‘‘Üzgünüm, bundan sonrası özel hayatıma giriyor’’ deyip yazıyı geri çekmediğime göre, hayır. Türkiye'nin ilk solo turizmi, Türk insanının önyargılarının, değerlerinin karşısında direnemedi. Belki sıkı dostlukların temeli atıldı ama bir BBG çıkmadı. Türkiye'de ilk kez bir ‘‘solo tur’’ düzenlendi. Ben de bu tura ‘‘gizli görev’’le katıldım. ‘‘Solo tur’’ demek, ‘‘Yalnız başına, aile üyeleri ya da arkadaşlar olmadan gidilen tur’’ demek. Ama hepimizin bildiği bu tura yaşları, sosyal statüleri birbirine uygun bekar kadın ve erkeklerin katıldığı ve bu insanların ortak amacının geziden sonra ‘‘çift’’ olarak dönmek olduğu. Bu esas amaç. Solo turun halk arasında ‘‘çöpçatan tur’’ olarak tanınması da bu yüzden. Yurtdışında bunu itiraf etmeye gerek bile yok. Türkiye'de ise geziye katılma amacı bastırılıyor. ‘‘Çift kişilik odalarda tek kişi kalacaksınız’’ ayrıntılı tur bilgisi bile kaldırmıyor bu baskıyı.350 KİŞİ ARASINDANTura katılmak için önce arkadaş bulma sitesi ‘‘siberalem.com’’a üye olmanız gerekiyor. Sonra da başvuran yüzlerce kişi arasından seçilmeyi beklemelisiniz. Aslında siberalem com'a başvururken, turun amacı o kadar açık ki! Karşı cinste aradığınız özellikler soruluyor. ‘‘Ne bekliyorsunuz’’ deniliyor size, ‘‘Kısa süreli ilişki, arkadaşlık, evlilik...’’ Tüm bu soruları cevaplandırıp da ‘‘Bu turun çöpçatanlıkla ne ilgisi var?’’ demek abes, ya neyse. Eğer seçilirseniz, yani siberalem'den ‘‘Okey’’ gelirse artık turu düzenleyen şirkete gidip gezi bedelini yatırabilirsiniz. Ben de tüm bu aşamalardan geçtim. Siberalem'e başvurdum, 350 kişi arasından sıyrıldım ve tura katılacak 6 kadın arasına girmeyi başardım. GAZETECİLERE DİKKATBen sonucu beklerken iş arkadaşlarım da bana takılarak eğlendiler: ‘‘Sakın içki içme!.. Aman ha, kapını sıkı kilitle!.. Ne yani, çift çift mi döneceksiniz Budapeşte'den...’’Baskı o kadar arttı ki, mesleki heyecanım bir süre sonra yerini gerilime bıraktı. ‘‘Görev için nelere değer, nelere değmez?’’ değerlendirmeleri yapmaya başladım. Hayatımda ilk defa, ben de ‘‘Ya havaalanında gazetecilere yakalanırsam!’’ diye korktum. Tur görevlileri de bunu hissetmiş gibi gezi sabahı beni uyardılar: ‘‘Aman dikkat, havaalanında bizi takip eden gazeteci olabilir. Bu nedenle Budapeşte'ye kadar grup biraraya gelmeyecek!’’ Bu benim de işime geldi. ‘‘Gazeteye çıkıp da rezil olmak istemem!’’ diye tüm önyargılarımı kuşandım. ‘‘Eş bulmak için tura katılan evde kalmış kadın görüntüsü vermek’’ beni fevkalade ürkütüyordu. Kız arkadaş bulmak için yollara düşen ‘‘azgın erkekler’’ gerçeğini de gözardı etmiyordum. Daha pasaport kuyruğunda elinde turizm şirketinin broşürü olan iki genç adamın beni süzdüğünü, gülerek birbirlerine gösterdiklerini farkettim. Hemen elimdeki broşürü katlayıp cebime koydum. Uçakta hemen yanıma bu beni süzen çocuklardan biri oturdu. Tanıştık. Ama önce genel ortamı gözlemek istediğimden ısrarlı sorularına ters cevaplar vermek yerine kibarca çekilip, uyumayı tercih ettim.Tur arkadaşlarımız, rehberimiz, Siberalem yetkilisi genç kız, hepimiz toplam 14 kişi, Budapeşte Havaalanı'nda buluştuk. Herkes gayet düzgün görünümlü. Yaşlar uygun seçilmiş.MARJİNAL GEZİ REHBERİOtobüse binildi, bizi orada bekleyen ikinci rehber alaycı bir ifadeyle eline mikrofonu alıp ‘‘İlk kez böyle marjinal bir geziye rehberlik edeceğim’’ deyiverdi. Biz hepimiz gülümsedik. Oysa sonradan öğrendiğime göre bu rehber hemen uyarılmış. Böylece daha o andan, hem de tur görevlileri tarafından, gezinin yapılma maksadı reddedilmiş oldu bile.Elimizde havuzbaşı partileri olduğuna ilişkin, baş başa geçirilecek zamanlara ilişkin bilgiler içeren broşürler, her yerde tahrik edici bir slogan olan ‘‘nefes nefese’’ yazısı ama... hayır: Etrafta ‘‘Bu gezi öyle fena amaçlar için değil’’ kaygı bulutu. Bulut o kadar yoğun ki göz gözü görmüyor!SALDIRAY ADI TAKILDIBudapeşte, karlı görünümü ve muhteşem binalarıyla bizi karşıladı. Termal Otelimiz de çok şıktı. Akşam da etlerin ellerle yendiği, son derece samimi, tarihi ve şık bir restoranda, bilenler bilir ‘‘Sir Lancelot’’ta yedik yemeğimizi. Yan yana oturuluyor, fotoğraflar çekiliyor, herkes birbirini tanımaya çalışıyor. Gruptakilerden biri, samimiyet derecesini arttırmakta ısrarlı. Bakıyor ama farklı bakıyor. Yanından iki sefer kalktım. Onunla değil de gruptaki yakışıklılardan biriyle ilgilendiğimi düşünsün diye de erkeklerden birinin yanına geçtim. Bu arada bu arkadaşa bir süre sonra ‘‘Saldıray’’ adı takıldı zaten. YEMEKTE İPLER KOPTU Sohbet konusu hep geneldi. Yine de özel olmaya hep açık bir taraf vardı. Ta ki grup arkadaşlarımızdan bir kadının, gazetede çıkan tur haberine ilişkin yorumuna kadar. ‘‘Turun gazetedeki haberi çok çirkindi. Ne demek çöpçatan tur? Neredeyse vazgeçecektim!..’’ A-ha! Zaten zor tutulan ipler o noktada koptu. Eminim bu arkadaş da pişman olmuştur sonra, ama artık çok geçti. Ne deseler şimdi? Ne desek?.. Ufak ufak tasdiklemeler başladı bir anda. ‘‘Tabii canım, ne ilgisi var, bu bir solo tur. İlla yaşlı insanlarla mı yapılır turlar?’’ ‘‘Çok çirkin hakikaten. Öyle bir yansıtmışlar ki sanki akşam olacak herkes ikişer ikişer odalara çekilecek.’’ ‘‘Ne garip insanlar var, her şeyi nasıl da ters çekiyorlar...’’ O andan itibaren kendini zor tutan ‘‘Saldıray’’ bile gruptan ümidi kesmiş olmalı ki, garson kızlara aleni bir şekilde asılmakta sakınca görmedi. Dört günlük gezinin nasıl geçeceğine ilişkin ‘‘açık’’ mesajı almıştı. Yine de gruptakiler
yemek boyunca burukluklarını gizleyemediler. ‘‘Eee?’’ diyordu sanki herkes. ‘‘Ne ÅŸimdi bu ya?’’ Sonra da bir umut. ‘‘Belki Ä°stanbul'a dönünce ha?’’ BU KADAR BASKI NEDEN? Gezinin bundan sonrasında en çok çabayı ben harcadım. Herkese özel hayatlarını sordum, hatta çöpçatanlığa bile kalkıştım. Nafile! Bu arada kendi duvarım biraz kalın olmuÅŸ galiba ki onlar bana tek kelime sormadılar. Kızlar bile! Sadece son gece hareketli parçalar eÅŸliÄŸinde dans ederken, çocuklardan biri kulağıma eÄŸilip ‘‘Sen çok kötüsün’’ diyebildi bana. Oysa o kadar tatlıydım ki! Ä°nsanlar ikili sohbetlerde hep yalnızlıktan dem vurdular. Bir araya geldiklerinde ‘‘Bu gezinin asla öyle(!) bir gezi olmadığını’’ söyleyenler bile, yalnızken ‘‘İnsan yine de bir umut taşıyor tabii içinde. Neden olmasın ki diyorsun. Ama kısmet!’’ diye serzeniÅŸte bulundular. Ama ne acı ki, birbirlerinin arkasından ‘‘Düzgün kız... Çok centilmen bir adam’’ gibi cümleler sarf edenler dahi, tek özel bakış tutturamadılar birbirlerine. Belki de böyle bir ‘‘baskı’’ gezisi bile olmadan karşı cinse açılamamış, böyle bir geziden medet ummuÅŸ insanlardan fazla ÅŸey istiyordum. Son gün yüzlerde ‘‘Şans iÅŸte!’’ ifadesiyle herkes kendince teselliler çıkardı geziden. ‘‘Çok güzel geçti. Otel çok iyiydi. BudapÅŸete en kadar güzel. Yemekler nefis.’’Tamam da dönüp gezi broşürünü bir daha okur musunuz? Sahi bu gezi ne içindi? Neden içinizde ‘‘gizli görevli’’ biri var. Hadi itiraf edin artık. Ve inanın aranızda en az iki çift çok mutlu bir geleceÄŸe adım atabilir. Emin olun.Gezi notlarıGÄ°TMEDEN ÖNCE Kalacağımız odalar iÅŸin yapılan tanımlama ÅŸu: ‘‘şift kiÅŸilik odalarda tek kiÅŸi kalacaksınız.’’ Bu da ne demek ÅŸimdi? Ne demek istiyor ÅŸimdi bunlar? Grup, 30 kiÅŸiden 12 kiÅŸiye düşürülmüş. Altı kadın, altı erkek. Beni arayan yetkili ‘‘6 kadın 6 erkek. Birbirlerine uygun, yÅŸksek profildeki insanları seÅŸmeye ÅŸ'zen gÅŸ'sterdik’’ dedi. ‘‘Neden’’ diye soramadım bile. Bi dakka, bi dakka.. Gazetem neden beni gönderiyor? Neden ben hakikaten? Yola çıkacağım, bir telefon. ‘‘Şenay Hanım, havaalanında gazeteciler olabilir. Bu nedenle grup uçaÄŸa kadar biraraya gelmeyecek! Dikkatli olun!’’Neden kendimi deÄŸiÅŸtirme ihtiyacı duyuyorum. Sanki ses tonumu, özel hayatımı, sesimi, saç rengimi deÄŸiÅŸtirmem gerekiyormuÅŸ gibi hissediyorum. Yapmıyorum ama bu ‘‘Gruba sızma iÅŸi’’ beni bunları düşünmeye itiyor. Potansiyel bir girlfriend'im onlar için. Bu düşünceye alışmalıyım. Oldu mu ÅŸimdi? Bir erkek arkadaşımın yorumu: ‘‘Sana söyleyeyim. Böyle bir geziye katılan tüm erkekler tek gecelik iliÅŸkiler ararlar. Oraya giden kadınların da ‘kolay kadınlar' olduÄŸunu düşünürler.’’ Ne!..GÄ°TTÄ°KTEN SONRA Grup, BudapeÅŸte Havaalanı’nda toplandı. Herkes meslek sahibi. Meslekler de az buz deÄŸil. Ä°ki doktor, bir eczacı, bir avukat, iki ÅŸirket sahibi, bir bilgisayar uzmanı, bir maliye ÅŸefi, bir yönetim danışmanı, bir gazeteci. Gruba katılanların medeni durumu ilginç. Biri hariç erkeklerin hepsi boÅŸanmış. Kadınlarsa hiç evlenmemiÅŸ. Herkes sadece tesadüfen burada!.. Kimse çöpçatan tur için gelmemiÅŸ. H., bana ‘‘Ajan X’’ diyor. Zeki adam. GittiÄŸimiz restoranda yakışıklı bir Macarla dansettim. Ama gruptaki S. dansetmek isteyince, ‘‘Hayır’’ dedim, ‘‘Ben sadece Macar erkekleriyle dansederim!..’’ Güldü, ama bozuldu tabii. Afedersin S., ama görev sırasında asla! U., A. ve Ä°. ile Sapanca'ya gideceÄŸiz kadın kadına. Acaba yazıyı okuduktan sonra da beni yanlarında isterler mi? Ãœzgünüm kızlar ama söyleyemezdim. Yok yok yazamam. Onlar benim arkadaşım. Yani yazmamalıyım. Ama yazacağım.Katılacaklara tavsiyeler Gönlünüz rahat olsun. Turizm ÅŸirketi ve siberalem.com'un titiz seçimleri turu kusursuz kılıyor. Gidilen restoranlardan kalınan otele kadar her ÅŸey birinci sınıf. Fiyatlar uygun. Tura katılanların profili son derece düzgün. Gruptaki herkesin bekar olması sizi üniversite yıllarınıza götürüyor. Elbette ‘‘solo turizm’’ baÅŸlığı altındaki bir tura özel amaçlarla katılanlar olacaktır. Belki de öyle olmalı zaten. Ama emin olun siz istemeden hiçbir ÅŸey olmaz!Â
button