Güncelleme Tarihi:
“Annelik duygusu bombalı teröre üstün geldi” başlığı sanki aykırı duruyordu, haberi yapan Esra Tüzün’ün elinden çıkmamıştı belki de.
Neyse, okuyalım bu ‘insani’ haberi:
Terörde kaybedince 48'inde anne oldu
Kasım 2003'te sinagog saldırısında kızını ve annesini kaybeden Tily Rubinstein 48 yaşında yeniden anne oldu. Rubinstein çocuğuna, ilk kızının adını verdi.
Tily Rubinstein "Hiçbir şey gidenin yerini tutmaz ama benimkisi teröre karşı inadına yaşamak" diye anlatıyor acılarından kurtulmak için bulduğu yolu. 15 Kasım 2003'te Rubinstein sınav kağıtlarını okumak için evde kalırken 8 yaşındaki kızı Anette ve 85 yaşındaki annesi Anna dua etmek için Şişli'deki Beth Israel sinagoguna gitmişti. HSBC önündeki patlamanın ardından yaşanan intihar saldırısından sonra Tily Rubinstein'in hayatı değişti. Kazadan sonra yüz felci geçiren Rubinstein Saint Benoit Lisesi'nin en sevilen öğretmenlerinden biriyken, öğretmenliğe ara verdi. Kayıplarından sonra yaşamının hiçbir anlamı kalmadığını söyleyen Rubinstein bir çıkış yolu ararken 47 yaşında yeniden hamile kalmaya karar verdi."Hiçbir şey gidenlerin yerini tutmaz, ama ben bir öğretmenim ve birini yetiştirmem lazım, bunun benim için bir görev olduğunu düşünüyorum" diyen Rubinstein okula, öğrencilerinin yanına döndü.
VERİLEN CEZALAR YARALIYOR
Rubinstein "Umutlarım her terör saldırısında biraz daha köreldi. PKK saldırılarında içimdeki yara büyüyor. Terör saldırılarını yapanların yeterince cezalandırılmadığını görüyorum. İçimdeki yara kanıyor" diyor. "Bu ülkeden hiçbir zaman gitmeyi düşünmedim, ülkemi de insanları da seviyorum ama adalet sisteminin yeterince işlemediğini düşünüyorum, kızımın annemin katilleri o kadar kişiyi birkaç kuruş uğruna öldüren insanlar birkaç yılla kurtuluyor. Ben de elime bir silah almayı onları öldürüp iki yıl içerdeyatmayı çok kolay göze alabilirdim" diye anlatıyor duygularını. Bebeği olacağını öğrendiğinde üzüntüsünün dinmediğini, ama yaşam umudunun yeniden filizlendiğini söyleyen Rubinstein doğacak bebeğin adına da hamileyken karar verdi. Anette 23 Şubat 2006'da Alman Hastanesi'nde dünyaya geldi. Kızıyla teselli bulmaya, bir nefes almaya çalışan Rubinstein "Acımın dindiğini zannetmeyin" diyor, "ona da bir şey olacak diye içim titriyor." Kendini güvende hissetmediğini anlatan Rubinstein, kızının resmini çektirmek istemiyor. Teröre karşı gösterdiği dirençle herkese yaşam dersi veren öğretmen "Ama pes etmem burası benim vatanım, her şeye rağmen yaşayacağız, acılarımıza çıkar yollar bulmak zorundayız" diyor.
Esra Tüzün - Sabah, 19 nisan
*
Düşünüyorum da... böyle bir felaketten sonra ölmek kolay yol, kahramanlık yaşamak.
Tily Hanım sanki teröre inat ayakta kalmış. Direnmiş. Yaşamış.
İnsan, bu kadar büyük bir acıyı çekenin yerine koyamaz kendini elbet, anlayamaz hissettiklerini. (Anası ve küçük kızı ölmüş Tily Hanım’ın. Bir facia. Üstelik bir terör saldırısında. Üsteliğin üsteliği, tek ‘suçları’ ... YAHUDİ OLMAK!)
Buraya kadar, dedim ya, bir kahraman...
Ötesini... bilmiyorum, bilemiyorum! (Bilmek de istemiyorum, Allah düşmanıma göstermesin!)
Düşünüyorum da...
Çocuğu ölen bir anne, tekrar doğurabilir mi?
Doğurduğu kızına, ölen çocuğunun adını verebilir mi?
Ona ‘Annette’ diye seslenebilir mi?
Ve buna hakkı var mıdır?
*
Allah Tily Hanım’a sabır, Annette kızına uzun ömürler versin...