Şehriban OĞHAN
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 30, 2011 00:00
Dört yıldır çıktığı hiçbir maçta yenilmedi. Şimdi 48 kiloda Dünya Kadınlar Boks Şampiyonu. Ringe Almanya adına çıkıyor ama mayosuna Türk bayrağını da işletmeyi unutmuyor. Zira o bir Trabzonlu. Ringlerde Laz fırtınası estiren Özlem Asiye Şahin, kaba kuvvete karşı olduğunu vurguluyor: “Aslında çok yumuşak ve duygusalım, en küçük şeyde ağlarım.”
Kalçasına kadar uzanan siyah saçları balıksırtı örülmüş. Üzerinde beyaz, biraz fantezi bir mayo. Eteğinde iki bayrak dikkat çekiyor: Türk ve Almanya bayrakları. Zira ringde Almanya’yı temsil etse de, o bir Trabzonlu. Maç bitiyor. Hakem hedefine odaklanmış, hırslı, bir o kadar da sempatik bu minyon kadının elini tutup havaya kaldırıyor. 11 yaşında Almanya’ya giden Özlem Asiye Şahin (35), 48 kiloda Dünya Boks Şampiyonu oluyor.
O gün bugündür de başarısına inanamıyor: “Özlem, bu senin ilk ve son şansın, son saniyesine kadar direneceksin. Ya kazanacaksın ya kazanacaksın!’ diye çıktım ringe şampiyon olarak indim ama halen daha benim için inanılmaz, hayal gibi!”
Pazar günleri hariç her sabah beş kilometre koşu ve iş sonrası haftada en az üç-dört idman programını (bu müsabaka dönemlerinde 10-12’ye çıkıyor) anlattığında, işi şansa bırakmadığını anlıyorsunuz. Yoksa boksta profesyonel olduğu 2007’den bu yana çıktığı 14 maçta hiç yenilgi almaması nasıl açıklanabilir?
TORNACILIKTAN YÖNETİCİLİĞE
Ancak abisine özenerek başladığı boksun hayattaki tek amacı olmadığını söylüyor Şahin. “Eğer bu tek amacım olsaydı, hayatta bazı şeyleri yanlış yaptığımı düşünür, çok üzülürdüm!” diyor ve mesleki kariyerine dikkat çekiyor. Neredeyse 20 yıldır Almanya’nın uluslararası şirketlerinden Bosch firmasında çalışıyor. Bunda meslek okulunun da etkisi var. Öğrenciyken stajyer olarak girdiği şirkette tornacılık, kaynakçılık da yapıyor, makine tamiri de. Kısa sürede şirketin teknik uzmanları arasına giriyor. Halen Waiblingen şehrindeki bin 300 işçinin çalıştığı şirkette ambalaj yöneticisi. İşini büyük zevkle yaptığını anlatıyor: “Şampiyon olayım, hayatım değişsin gibi bir hedefle çalışmadım. Elbette işime devam edeceğim. 2008’den bu yana beni destekleyen Gazi firmasının sponsorluğuyla gelen şampiyonluk sadece emeklerimin karşılığı. Şimdilik büyük bir hayalimin gerçekleştiğine kendimi inandırmaya ve bu duyguyu sindirmeye çalışıyorum.”
Yaptığının genelde erkeklere yakıştırılan işler, boksun da sert bir spor olduğunu hatırlatıp soruyorum: “İki kardeşinizin de erkek olduğunu göz önüne alırsak, siz de erkek gibi mi yetiştirildiniz?” Boksun güçten önce zeka gerektiren bir spor olduğunu vurgulayıp yanıtlıyor:
“Karadeniz örf ve adetlerine göre büyüdüm. Ama sert karakterli değilim. Aksine küçükken en küçük şeyde zır zır ağlardım, çok mızmızdım. Şimdi de çok duygusal, çok yumuşağım. Çarçabuk kahırlanır, ağlarım.”
En çok haksızlığa ağladığını belirtirken, gözyaşı döktüğü son olay geliyor aklına: “15 Temmuz’da dünya şampiyonu kemerimi takarken ağladım. Ama bu kez sevinç gözyaşıydı.”
ÇİKOLATADAN ELİMİ ÇEKMİYORUM1.53’lük boya rağmen 48 kilo olan Özlem Şahin, kilosunu korumanın zorluğuna da dikkat çekiyor. Ancak onun derdi kilo almak değil, sürekli kilo kaybetmek. İstediği zaman kilo alamamaktan yakınıyor. Bu yüzden de çikolata, cips ve çekirdek gibi
kalori bombalarından elini çekmiyor. Çok sevdiği çayın yanında, dolapta canının çektiği ne varsa yiyor. Hepsini yememe gerekçesini de düşman çatlatırcasına “yarına da kalsın” gerekçesiyle açıklıyor.
Ringde ‘Vücudum bozulacak, gözüm patlayacak, burnum kırılacak’ diye bir endişe de taşımıyor. Bu soruların spor yapan herkese yöneltilebileceğini, hatta dışarıya çöp çıkarırken bile bu tür tehlikelerle karşılaşılabileceğini savunuyor. Ancak ringde biraz korku olmasını yararlı buluyor. Gerekçesini de “Çünkü korku insanı daha da dikkatli yapar” sözleriyle açıklıyor. Günlük hayatında hiç dövüşmediğini belirtirken üzerine basa basa “Kaba kuvvete karşıyım” diyor.
KADIN GİBİ KADIN DA BOKSÖR OLUR
Özlem Şahin’in mayoları klasik mayolardan uzak. Bazı maçlarında üzeri tül veya taşlı mayoları tercih etmesini ringde kadın olduğunun görülmesi ve unutulmaması isteğiyle açıklıyor.
Boksör denilince genellikle akla gelen maskülen yapının yerine, daha feminen bir yapı yerleştirerek, kadın gibi bir kadının da boksör olabileceğini kanıtlamak istiyor. Tasarımlarını kendi kurguluyor, terzisi çiziyor. Türkiye ve Almanya bayrakları her mayosunda var. Mayolarına iki ülke bayrağının birlikte işlenmesi de kendi tercihi. Ringde Alman Milli Takımı’nı temsil etse de “Siz beni her zaman bir Türk boksörü olarak gördünüz ve göreceksiniz” diyor.
Günlük hayatında da her kadın gibi güzel giyinmeyi sevdiğini söylüyor. Ardından, “Ancak her şey yerine göre ve sınırında” diyor. Bakımlı insanlardan çok hoşlandığını ve bakıma önem verdiğini vurguluyor. Maça çıkarken makyaj yapmadığı notunu da düşüyor: “Ama doğallığı kaçırmamak şartıyla, sonrasında yaparım.”
21 yaşından beri yalnız yaşıyor Şahin. Zaman ayırabilirse ev temizliği ve
yemek yapmayı seviyor ama ütü yapmaktan pek haz etmiyor. Evlilik ve çocuksa ona çok uzak:
“Bu konulara zaman ayırmış olsaydım, sizinle bu muhabbeti yapamazdım. Yani dünya şampiyonu olamazdım. İş kariyerimde ve spor hayatımda ulaşmak istediğim hedeflerim çok vaktimi aldığı için özel hayatım geri planda kaldı. Ama tabii ki hayat sürprizlerle dolu.”
PATRONUM MAÇTAYDI, ÇOK GURURLANDIM
Avukat olmayı isterken, kendini büyük bir şirketin teknik servisinde bulan Özlem Şahin, şimdilik yaptığı işi bırakmayı düşünmüyor. Patronunun da kendisini desteklediğini belirten Şahin, “Dünya şampiyonası maçımı seyirciler arasında izlemesi bana büyük gurur verdi” diyor.