Çok yalnızım, çok...

Güncelleme Tarihi:

Çok yalnızım, çok...
Oluşturulma Tarihi: Mart 29, 2003 00:00

ÜLKEMİZ, bir sürü tehlike ve tuzaklarla dolu çetin bir yoldan geçmek mecburiyetinde. Bu esnada bizi kimler yönetiyor diye etrafıma bakıyorum. Maalesef içimi karalar bağlıyor. Cumhurbaşkanımız böyle günlerde bir ülkeye yön verme bakımından yeterli birikimi haiz değil. Hükümet desen, hemen hemen hiçbir devlet tecrübesi olmayan acemiler mangası. Muhalefet ise tam Allahlık. Tek yaptıkları, hükümetin dediğinin tersini söylemek. Kesinlikle bağımsız düşünmüyorlar. Kendilerini hiçbir politikaya angaje etmeyip, zeytinyağ gibi suyun üstünde kalmaya çalışıyorlar. Dışişleri teşkilatımız dökülüyor. Akıllı uslu bir müzakere yapmayı bilen bir kişi yok. Tutarsızlıklarını, her şeye hayır demekle örtmeye çalışyorlar. Hazine ve Maliye bakanlıklarımızda ne yaptığı bilen kimse var mı merak ediyorum. Çok güvendiğimiz Genelkurmay bile hata üzerine hata yapıyor. Milletin rehberi olması gereken üniversitelerden sadre şifa tek bir fikir çıkmıyor. Medyaya dönüyorum, içim daha beter kararıyor. Bir sürü sathi adam, makale diye içi boş köşe yazısı yazmakla meşgul. Durumu, doğru dürüst analiz edemiyorlar. Bu yüzden de ortaya bir sentez çıkartamıyorlar. Basmakalıp klişe lafları tekrar edip duruyorlar. Bunların hepsi magazinci.* * *Çok yalnızım, çok... Bu ülkede aklı başında tek ben kaldım. Bir tek kendi fikirlerimi beğeniyorum. Çünkü bir tek ben doğru düşünüyor ve doğru yazıyorum. Allah’tan vatandaş da bunun farkında. Bana, moto-kurye, mektup, faks, e-posta ve telefonla ulaşıp bağlılıklarını bildiriyorlar. Ama rica edeceğim, neticede ben de bir insanım. Doğru düşünme işini sadece bana bırakmayın. Çok yoruluyorum. Olmaz ki; bir kişiye bu kadar yüklenilmez ki. Ya ben de bu kadar yükün altında ezilir çökersem; ne olacak? Kime bırakacağım bu ülkeyi diye, karalar bağlıyorum. Ülke dedim de aklıma geldi. Eskiden sadece kendi ülkem için doğruları düşünürdüm. Şimdi başıma bir de dünya meseleleri yıkıldı. Aptal kovboy Bush'un yaptığı hataları düzeltmek de bana kaldı. Her gün Amerika için en iyi tutum nedir diye düşünüp yoruluyorum. Üstelik, bir telefon açıp ‘‘Üstat, biz bu işin içinden nasıl çıkacağız?’’ diye sormuyorlar da. Benden günah gitti. Ben Amerika için en iyi analizleri yapayım, en iyi sentezleri oluşturayım; sonra onlar bunu kullanmasın. Olacak şey değil. Şu İngiliz Toni'nin haline bakın. Zavallının kadidi çıktı. Vallahi adam iki beden küçüldü. Kabahat kendinde. Açsın bir telefon bana, anlatayım ona ne yapıp, ne yapmaması gerektiğini. O da aynen uygulasın. Rahat rahat uyusun, uyanınca bebelerini sevsin.* * *Çok yalnızım, çok... Ben bu kadar yorulup, bu kadar doğru düşüneyim, sonra da bir sürü yanlış yapılsın ve de başta kendi ülkem olmak üzere, dünyanın başı beladan kurtulmasın. Hadi yabancıları bir kenara koyalım. Maalesef ülkeme de faydam olmuyor. Bakın söylüyorum. Çok dikkatli hareket etmemiz lazım. Ulusal çıkarlarımız her şeyin üstündedir. Ama ne Avrupa'yı ne Amerika'yı karşımıza almayalım. Komşularımızla iyi geçinelim. Dünyayla dost olalım. IMF ile mutlaka anlaşalım. Dünya Bankası’nı da küstürmeyelim. Ülkemiz insanı iş ve aş istiyor. Bir an önce buna çare bulunması gerek. Çevremizi koruyalım. Yeşili sevelim. Herkes kendine bir köpek edinsin. Bu memlekette 70 milyon insanın, 70 milyon köpeği olsa, inanın ülkemiz çok daha yaşanası bir diyar olur.Son Söz: Haddini bilmek gibi irfan olamaz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!