Fil Yapım öncülüğünde sahnelenmeye hazırlanan ‘Yıldızların Altında’ müzikli oyunu. Gani Müjde’nin yazdığı, Mehmet Ergen’in yöneteceği bu müzikli oyun Candan Erçetin, Beyazıt Öztürk, Rasim Öztekin, Nurhan Damcıoğlu, Ragıp Savaş’ın başını çektiği güçlü bir kadroyu da ilk kez bir araya getiriyor. Candan Erçetin’in müzik yönetmenliğini de yaptığı ve orkestrasının oyun boyunca sahnede olacağı oyunda Türk filmi şarkıları, klasik ve eğlenceli bir Yeşilçam hikayesi içinde seslendirilecek. Gazino ve Yeşilçam dünyalarının iç içe olduğu yıllara nostaljik bir yorum getirecek olan Yıldızların Altında, 8 Ocak 2005’ten itibaren Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda sahnelenecek.
Yöneten: Mehmet Ergen,
Yazan: Gani Müjde
Proje Danışmanı: Başar Sabuncu
Müzik Yönetmeni: Candan Erçetin
Sanat Yönetmeni: Bozkurt Bayer
Orkestrasyon: Nuri Irmak
Koreografi: Selçuk Borak
Dekor Tasarımı: Barış Dinçel
Işık Tasarımı: Yakup Çartık
Kostüm Tasarımı: Tuvana Büyükçınar
Ses Tasarımı: Playback
Oyuncular: Candan Erçetin (Feride Çiçek), Beyazıt Öztürk (Kayhan Kayar), Rasim Öztekin (Ferit Ferdi), Nurhan Damcıoğlu (Alev Yangın), Ragıp Savaş (Kemancı Mecnun), Orhan Aydın (Senarist Behlül), Levent Ünsal (Prodüktör Hırsız Cavit), Ali Çelik (Cici), Zuhal Topal (Verengül), Renan Bilek (Durali), Faruk Karaçay (Vurali)
* Biletler ticketturk’te satışa çıktı.
GANİ MÜJDE (YAZAR)
ÜÇ AYDA BİTİRİRDİK AMA TADINI ÇIKARA ÇIKARA YAZDIK
Bu oyun, nadir bir araya gelen pırlantaların oluşturduğu bir mücevher gibi oldu. Hem komik hem hüzünlü hem çok güzel şarkıları olan. Yıllardır birlikte çalıştığım arkadaşlarımla beraber oturduk, hepimizin aklında kalan Türk filmi sahnelerinden yan yana pasajlar getirdik, kurguladık, yazdık eğlendik. Yaklaşık bir yıldır yazıyoruz. Üç ayda yazılması lazım ama biz tadını çıkardık. O günün filmleriyle dalga geçmedim, göndermeler yaptım. Yeşilçam’ı bilenler zaten bu anılarını tazeleyecekler, bilmeyenler de ne güzel bir sinema sektörü varmış ne kadar renkliymiş o zaman diyecekler.
Candan’la başladı bu iş, sonradan Beyazıt katıldığında, nerdeyse o sahneleri sanki onlara yazdım. Şunu samimiyetle söyleyeyim Candan zor kadındır. Yani yapımcıların canına okur zaman zaman. Aynı şeyi Beyaz için de söyleyebilirim. Bence o rolü Türkiye’de Beyaz’dan başka oynayacak biri yok. İyi bir yönetmen de belki de ayrıntıları oyuncudan satın alabilen adamdır. Bizim yönetmenimiz de böyle. Öyle tahmin ediyorum ki biz on sene sonra bu oyundan tekrar konuşuyor olacağız.
MEHMET ERGEN (YÖNETMEN)Oyunun yönetmeni Mehmet Ergen 15 yıldır Londra’da tiyatro yönetmenliği yapıyor. 2000’den beri de Londra’da kurucusu olduğu Arcola Theatre’ın Genel Sanat Yönetmeni. Peter Brooke ödülünü üç kez, yazar Angela Carter adına verilen en iyi prodüksiyon ödülünü ve William Shakespeare’in Globe Tiyatrosu adına düzenlenen en iyi yönetmen ödülünü kazandı. Türkiye’ye geçen yıl geldi ve başta Kenterler’le olmak üzere 6 oyun yönetti. Akbank Kültür Sanat Merkezi için ‘Yeni Kuşak’ adıyla bir tiyatro da kuran Ergen, Yıldızların Altında için çok heyecanlı.
Nasıl bir müzikli oyun Yıldızların Altında?
- Bir atmosfer müzikali diyebiliriz. O dönemin şarkılarını dinleyebileceğimiz, gazino kültürüne ve Yeşilçam’a organik bağ içinde göndermeler yapan bir müzikli oyun bu. Hikayeden çok bize çağrıştırdıkları, verdiği referanslar önemli. O benim ilgimi çekti. Bir de kadronun eklektik olması beni heyecanlandırıyor. Değişik pratiklerden gelen insanların bir arada olması, önemli bir fark. Amacım herkesin kendi kariyerlerinde güçlü oldukları noktaları bulup onları diğer unsurlarla bağdaştırabilmelerini sağlamak.
Ne izleyeceğiz bu müzikli oyunda?
- Bir kere hepimizin tanıdığı şarkıları hiç aşina olmadığımız seslerden dinleyeceğiz. Bu şarkıların eşliğinde hiç bugüne kadar gözümüzün önüne gelmemiş bir koreografi içinde danslara ve orkestrasyona tanıklık edeceğiz. Bu şarkıların hem gazinonun,
film kulislerinin hem de film ekibinin perde arkasında nasıl oluştuğunu göreceğiz. En önemlisi de bütün o dönemin mutfağına gidip, perde arkasında neler olduğunu göreceğiz.
İnsanlar hangi duygularla ayrılacaklar sizce?
-20’li yaşlarını sürenler televizyondan tanıdığı Yeşilçam’ın perde arkasına değişik bir anlayışla bakacaklar. O yılları yaşayanlar için bu bir nostalji olacak. Tiyatroya çok sık gitmeyenler ise içinde müzikal, tiyatro, gazino ve sinema öğeleri bulunan bu oyunla tiyatroya biraz daha yakın hissedecekler kendilerini. Hiçbir şeyi sevmeseler bile en azından 20 şarkı dinleyecek, Beyaz’ı ve Candan Erçetin’i seyretmiş olacak.
CANDAN ERÇETİN (Feride Çiçek)
Umarım bu işten fena olmayan bir oyuncu olarak çıkarım
Nasıl bir karakter Feride Çiçek?
-Feride’nin acayip bir kız olduğunu düşünüyorum ama bunu pek göstermekten yana değil. Beş yıldır İstanbul’da. Doğuda bir yerden geliyor. Onu zorla evlendirmek istiyorlar, düğünden kaçıyor. Sonra kendine dönemin ünlü yıldızı Alev Yangın’ın yanında iş buluyor. Önce dilini düzeltmekle başlıyor. Bir yandan meşhur olmak istiyor ama bir yandan da bundan çok korkuyor. Korkusunun temelinde ailesi var, abileri peşinde.
Bu proje ne zamandır sizin için var?
-Beş yıldır içimde olan bir proje. Seyirci üzerinde o dönemin şarkılarını söyleyerek, albümlerime alarak küçük bir yoklamasını da yaptım aslında. Baktım ki herkes o şarkıları benim gibi keyifle hatırlıyor, bunu biraz daha genişletebilir miyiz acaba diye iki yıl önce Gani Müjde ile konuştum. O da keyifle yazarım böyle bir şeyi, dedi. Ama biliyorsunuz araya hep hayat giriyor. Herkes işine bakıyor, o dizisini yapıyor, ben konserler veriyorum, albümler yapıyorum. Böyle şeyler biraz da kısmet galiba. Bugüne kısmetmiş.
Daha önce sizi oyuncu olarak hiç izlemedik.
-Mehmet Ergen çok acar, çok pratik bir yönetmen. Nasıl öğrendiğimizi anlamadan öğrendik birçok şeyi onunla birlikte. Elinizde sağlam bir metin varsa, o zaten sizi alıp bir yere götürüyor. Çok zorluk çekmiyorsunuz. Ama ekibimizin de çok iyi olduğunu söylemekte fayda var. Beyaz, şovmen olarak biliniyor ama çok iyi şarkı söylüyor ve oynuyor. Umarım ben de bu işten fena olmayan bir oyuncu olarak çıkarım.
Seyirci nasıl ayrılacak salondan sizce?
- Öncelikle tebessümle ama en önemlisi bize katılarak salondan ayrılmasını istiyoruz. Çünkü şarkılar ona çok müsait. Bir de bu vesile ile Yeşilçam’ı saygıyla hatırlayıp, anmış olacağız. Çünkü hálá ‘Aman ne saçma senaryo’ dediğimiz filmlerin başına oturup, onları defalarca izlemekten sıkılmıyoruz.
Nedir o dönemin filmlerini bu kadar özel kılan?
-Bir kere starların rolü çok büyük. Bu proje için bu aralar durup durup üst üste aynı filmleri tekrar tekrar izliyorum. Hepimiz kuliste de aynı şeyi konuşuyoruz. O kadar özel bir büyüsü ve ateşi var ki o dönem yıldızlarının.
BEYAZIT ÖZTÜRK (Kayhan Kayar)
Biraz şaşırtabilirim
Kimdir, nasıl bir adamdır Kayhan Kayar?
-Önder Somer desek aslında Kayhan Kayar’la ilgili birçok şeyi de aydınlatmış olacağız. Gününün büyük bir bölümü kadınlar üzerine düşünmekle geçiyor. Ona göre dönemin en büyük jönü. Aslında şöyle bir şey de var. Eskiden büyük bir aşk yaşamış fakat bu aşkta sevdiği kadın onu aldatınca kadınlara güvenmemeye ve onları sadece birer cinsel meta olarak görmeye başlıyor.
Türk filmi karakterlerinden ayrıldığı noktalar var mı Kayhan Kayar’ın?
-Türk filmlerinde genelde iyiler çok iyidir, kötüler de çok kötü. Kayhan Kayar’ın daha sevimli bir kötülüğü var.
Siz Mucizeler Komedisi’nde yer alacaktınız. Oradan ayrıldınız ve şimdi ‘Yıldızların Altında’ ile karşımıza çıkıyorsunuz. Size bu işe ‘evet’ dedirten şeyler neler?
-Mucizeler Komedisi daha önce olacak bir işti, ertelendi. Yeniden sahneleneceği zaman da ben Yıldızların Altında için çalışmalara başlamıştım. Mucizeler Komedisi’nde bir meleği canlandırıyordum. Bugüne kadar da hep iyi rolleri oynadım. Bunu biraz kırmak istedim. Biraz Beyaz Show’daki karakterlerin cinlikleri hinlikleri de var Kayhan Kayar’da. İnsanlar biraz şaşırabilirler.
NURHAN DAMCIOĞLU
Müzikalleri özledik
Çocukluğundan beri müzikallerde oynayan Nurhan Damcıoğlu, bu oyundaki rolünün şimdiye kadar oynadıkları içinde en küçüğü olduğunu söylüyor ama uzun bir aradan sonra böyle bir projede olmaktan o da çok mutlu: ‘Ekibimi çok seviyorum. En iyi müzikallerden biri olacak bu bence. Hepimiz müzikalleri çok özledik.’ Damcıoğlu’nun canlandırdığı karakter o devrin ünlü starlarından Alev Yangın. Vakti zamanında uğruna gazinonun tuvaletinde 200 kişinin kendini sifona asarak intihar ettiği, ayakkabısından şampanya içmek için erkeklerin geceden kuyruğa girdiği, bir yandan da bütün o dönemin sefasını, cefasını çekmiş bir kadın.
RASİM ÖZTEKİN
En son Şan’daydık
‘Türkiye’de en son müzikli oyunu Şan Tiyatrosu’nda oynamıştık. Uzun yıllar sonra yeniden böyle bir proje beni heyecanlandırdı. Özellikle Beyaz’ın ve Candan’ın bu projede olması çok önemli.’ Öztekin’in canlandırdığı karakterin adı Ferit Ferdi. Hep aynı filmleri çekmekle eleştiriliyor. Buna cevabı, ‘Değişik senaryo getirdiler de biz mi çekmedik’ oluyor. Yıldız yaratmada iddialı: ‘Ben yıldızı 100 m’den tanırım. Koyun beni Kandilli Rasathanesi’ne, teleskopu kaldırın atın.’