Güncelleme Tarihi:
Aynı zamanda Adana Devlet Tiyatrosu (ADT) sanatçısı da olan Devrim Evin, 14 Ocak’ta Adana’da prömiyeri yapılacak olan ’Bir İnsan, Bir Ağaç ve Bir Köpek’ adlı tek kişilik tiyatro oyununun provalarına başladı. Devrim Evin, Bulgar yazar Yordan Radichkov’a ait oyunun Türkiye’de ilk kez tiyatro sahnesine taşınacağını kaydetti. Milyonlarca kişi tarafından tanınmasına yol açan Fetih 1453 filminin yaşamını nasıl etkilediğine ilişkin açıklamalarda bulunan Devrim Evin, şöyle devam etti:
"Film benim normal hayatımda bir şey değiştirmedi ama daha büyük bir kitleye ulaşmak açısından önemli bir etkisi var sinemanın ve televizyonun. Şimdi bir dünya görüşünüze veya sanatınıza dair, insanlığa dair herhangi bir mesajınızı 10 kişiye iletebiliyordunuz, artık milyonlarca kişiye iletebiliyorsunuz. Bu aslında önemli birşey. Çünkü sanat ve sanatçı aslında dünyayı değiştiren unsurlardır. Dünyaya şekil veren sanat ve sanatçıdır. Tiyatro suya yazı yazmak gibidir. Oynarsınız, oyun bitince biter ama sinema kalıcıdır. Bir şey yaparsınız ve siz öldükten sonra bile insanlar yaptığınız işi seyredebilir. O yüzden sinema sanatının gücünün farkına varmış olduk bir oyuncu olarak. O yüzden hemen 2’nci filmim Yunus Emre Aşkın Sesi’ni çektim. 10 Ocak’ta vizyona giriyor. Televizyona karşı bir duruşum vardı, onu da bu sene Tomris Giritlioğlu bu sene kafamda yıktı sağolsun. Tiyatro çalışmalarımı engellemeyecek şekilde bir program hazırladı ve Tomris Giritlioğlu’nun yeni başlayacak ’Her Sevda Bir Veda’ adlı televizyon dizisinde görev alacağım."
GEZİ PARKI EYLEMLERİNİ DEĞERLENDİRDİ
Aktif olarak yer aldığı Gezi Parkı eylemleriyle ilgili de değerlendirmeler yapan Devrim Evin, şunları kaydetti:
"Gezi Parkı sürecinin herkesin kafasındaki bir ön yargıyı yıktığını düşünüyorum. Çok sık yurtdışına çıkıyorum ve orada çalışıyorum. Bir kere oradaki Türkiye algısını pozitif anlamda değiştirdi. Provokasyona kapalı, tamamen barışçıl ve sivil bir direniş. Devletin tüm provokasyonlarına rağmen provoke olmayan bir sivil direniş. Bu müthiş bir şey. Bence tüm insanların, ülkeyi yönetmeye çalışanların ders alması gerekirken tam tersi bunu bir başkaldırı olarak gördüler. Oysa ki, insanlar orada yeşiline ve özgürlüklerine, yaşam haklarına sahip çıkmak için oraya çıktılar. Hayatlarına yapılan müdahaleye karşı seslerini çıkardılar. Demokratik ülkelerde bunun olması normaldir. Olmaması anormaldir. Eskiden işçiler bir yerde, atanamayan öğretmenler başka yerde sesini çıkarmaya çalışırdı. Haksız yere tutuklananlar ve sanatçılar başka yerde sesini duyurmaya çalışırdı. Bu gruplar birleşti. İnsan böyle olmalı. İnsan birinin acı çektiği yerde acı çekmiyorsa o zaman insan değildir zaten. Bir insanın derdini dert edinip orada bulunuyorsam o zaman insanım."
’SAVCILIĞA VERDİK’
Gezi Parkı eylemlerine katıldığı için iş anlamında mağdur olup olmadığına ilişkin de konuşan Devrim Evin, "Parayla pulla, bana iş verilmesi ve verilmemesiyle çok ilgili bir adam değilim, umursamıyorum. Olmuşsa da haberim yok. Zaten böyle bir iş beklemiyorum kimseden. Olmuş mudur? Olma ihtimali yüksektir. Neden bunu söylüyorum. Bu süreçte çok fazla tehdit aldık, almaya devam ediyoruz. Mesela benim telefonum ekran görüntüleriyle dolu. Sosyal medyadan bizzat benim evimi, adresimi, arabamın plakasına kadar herşeyi verip, ’Bu adam işte Türkiye’yi yıkmaya çalışan adam. Bu adam darbe yapmaya çalışıyor. Bu adam şunu yapmaya çalışıyor’ diye bizi hedef gösteren kişiler oldu. Bu kişileri savcılığa verdik. Bunlar olmaya devam ediyor. Ben Devlet Tiyatrosu sanatçısıyım. Yasaların ya da insan haklarının dışında herhangi bir şey yapmadığım için tedirginliğim yok. Başkan insanların derdini kendi derdim gibi görüp dertlendiğim için bir yerde sesimi yükselttim diye iş vermeyecekse hiç vermesin. Ama ben şahsen böyle birşey yaşamıyorum. Neredeyse bu toplumsal reflekste sesini çıkarmayan oyuncu yok. Hepsi de normal işlerini yapmaya devam ediyor. Zaten bu insanları cezalandırmaya kalksan Türkiye’de böyle bir sektör kalmaz yani. Çünkü sanatçı insan duyarlı olmak zorundadır" dedi.