OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 28, 2000 00:00
ÇOK ACCAİP AMA MÜTHİŞ BİR HAFTA... Bu hafta "geleceğinizi yazacağınızı" söyleyerek başlayayım... Bunun şu an bilincinde olmasanız bile, altı ay ya da üç yıl sonra dönüp baktığınızda "şunu şöyle yapmasaydım, şimdi şunlar olabilirdi" ya da "tüm bunları yaşamayabilirdim" diye anacağınız günler yaşıyorsunuz...
Astroloji'nin belirleyiciliği, ve insanın "seçme özgürlüğü" üzerine yazılıp söylenenler milyonlarca sayfayı dolduracak çokluktadır, ve bununla ilgili de bir özet bilgi vermek istiyorum sizlere; ama ileriki haftalarda... Zira şimdi acil bir durum sözkonusu!Durumu tek bir cümleyle açıklamam gerekirse, o cümle şu olur: "Bugünden başlayarak birkaç gün süre ile "çok yoğun olarak"; ve kabaca Eylül'ün ortalarına kadar "hafifleyerek sürecek" olan Astrolojik atmosferde yapacağınız işler, gelecek yıllardaki ve dolaylı olarak da yaşamınızın bundan sonraki dönemi boyunca, yaşayacağınız hayat tarzınızın belirleyicisi olacak..."Peki, ne yapmak gerekiyor?..Temel insanî zaaflardan kaynaklanan hataların seçimlerinizde rol oynamamasını sağlayın, yeter. Söylemesi ne kadar kolay, değil mi?.. Peki uygulama?.. O da çok kolay... Gerçekten, "çok kolay"... Sadece akılcı bir içgörü, analitik düşünce, güvenilir kişilere danışmak ve "mutlak bir otokontrol" gerekiyor.Âfâkî konuşmayı kesip ne demek istediğimi somut örneklerle açık ve net olarak, hatta "maddeller halinde" sıralayayım isterseniz ("istemeyiz" demenizin bir kıymet-i harbiyesi yok tabii; ben sadece kibar bir ifade olsun diye yazdım).İŞ YAŞAMIASomut ve çok belirgin bir
seçim yapmak gündeminizde olabilir. Eğer böyle bir yol ayrımındaysanız, temel insan'i zaaflardan kaynaklanan hata yapmayın... Ne olabilir bunlar?.. "Özgüven eksikliği" ile içiçe geçmiş bir "bağımlılık"-"tembellik" zinciri, veya, "yetenek ve birikimin yeterli olmadığını bile bile" hırsa kapılıp boyundan büyük işlere girişmek... İkisi, birbiriyle çelişen handikaplar görüldüğü üzere... Ve çevrenizdeki insanların, sizle ilgili olarak bugüne kadar yaptığı eleştirileri bile referans alsanız hangi yöne eğilimli olduğunuzu şipşak çıkarsayabilirsiniz... BEğer günlük yaşamınız "ööööylesine" akıp gidiyor gibi görünüyorsa, durum daha da vahim demektir. Zira, bu, hergünkü "rutin"in içinde olarak algıladığınız zâtınızın, onlarca ve onlarca seçim yaptığı ama bunun, tarafınızdan bilinç düzeyinde algılanmadığı anlamına gelir. Geçen hafta, bu yüzden "ben kimim, neyim, nereden geldim, nereye gidiyorum, nasıl gidiyorum, tirene mi binmeliyim" gibi soruları sorup cevaplandırmanızı ve hatta bunları yazılı hale getirmenizi önermiştim... Yapanlar kazançlı çıkacak tabi...Neyse, lâfı dolandırmadan söyleyelim, acele tarafından oturup "günlük" ve "müdahale edilemez gibi görünen" durmuş-oturmuş iş hayatınızın ne kadar "durmuş-oturmuş" olduğunu bir düşünün bakalım... Müdahale edilemez bir akışın ya da döngünün içinde misiniz gerçekten?.. (Burada, yine "tembellik-özgüvensizlik" veya "sınırlarının bilincinde olmama" handikapları devreye giriyor ve sizi "doğru olanı yapmaktan", ya da "yapmanız gerekeni yapmaktan" alakoyuyor olabilir!)İLİŞKİLERAÖnce genel olarak yaklaşalım konuya... Çevremizdeki insanların pekçoğuyla olan ilişkilerimiz yürüyorsa, tatminkâr bir şekilde, bize huzur, güven ve mutluluk verecek şekilde "yürüyorsa", sorun yok demektir... Devam... Ama yürümüyorsa... İşte size "herşeye yeniden başlayabilme fırsatı"!! Konuyu insanî zaaflar konusuyla bağlantılandırırsak, özetle şunu söylemek isterim ki İLİŞKİ, kendi başına bir "varlık" değil. Kendi başına yürüyüp yürümemesi sözkonusu değil yani. Bu nedenle, "ilişki yürümüyor" lâfı bile üzerinde kitap yazılası bir konu zaten... Durumu yeniden tanımlamak gerekiyor anlayacağınız... Ve, "ben ilişkilerimi doğru dürüst kurup yürütemiyorum" demek harika bir başlangıç olabilir... Önce içinizden; sonra fısıltıyla ve kendi kendinize; sonra da yüksek sesle ve yanınızda "diğerleri" varken... Gerisi çorap söküğü gibi gelir...BAşk ilişkileri... de kendi başlarına birer varlık değiller tabii... Onları da yürüten/yürütmeyen sizsiniz... Bu anlamda, yukarıda yazdıklarım "aşk" ilişkileri için de geçerli.Ama, aşk ilişkilerinde, bunlara ek olarak, yine iki farklı kutba ait zaaftan kaynaklanan hatalı davranışlar devreye giriyor: Özgüvensizlik-bağımlılık-tembellik üçgeni, veya "The Kral" ya da "The Kraliçe" sendromu olarak adlandırabileceğim bir "evvelâ ben" durumu...Gangren olmuş bütün ilişkilerinizi size mutluluk verecek bir şekle dönüştürebileceğiniz günlerdesiniz; biliyor musunuz?.. Ya da "çekip gidecek kadar güçlü"sünüz aslında, ama bunu bilmiyorsunuz... Bugüne kadar "hiç" çekip gidemedinizse "gitmenin", hep "kaçtınızsa" da bu kez durup "emek-savaş" vermenin tam sırasıdır!SAĞLIKAUyku düzeninizde bozukluk varsa, bu yıllardır süregelen birşey olsa bile, bunu bir düzene koyabilirsiniz. Bu harikulade ve kaçırılmayacak bir fırsat. Tek yapılması gereken, hemen bugünden başlayarak 15 Eylül'e kadar her gece aynı saatte yatağa girmek ve rahatlatıcı birşeyler okumak... İlk hafta sıkıntılı geçebilir. Yatakta cin gibi olabilir ve sabaha kadar bir roman bir inceleme ve bir biyografi bitirip sabah kırmızı gözlerle işe gitmek zorunda kalabilirsiniz ama ikinci haftadan itibaren aynı saatte uykunuz gelmeye başlayacak ve bebeklerinki kadar derin ve huzurlu uykulara kavuşabileceksiniz... Garanti veriyorum!BTüketim alışkanlıklarınız yaşam kalitenizi düşürüyorsa, bunu ŞİMDİ değiştirebilirsiniz... Hem de yaşamınızın sonuna kadar sürdürebilmek garantisiyle... ŞİŞMANLAR! Hemen diyete başlayabilirler... "Tek gıda"ları, "proteini karbonhidratı" unutup düzenli üç öğünde "insanî ölçülerde" ve "insan gibi" yemeye başlayarak... İnsanî olan ve olmayan ayrımını nasıl yapıyorum, bir örnek vereyim: Öğün arasında bir avuç leblebi atıştırabilme özgürlüğü olmalı insanın... Ama aynı günde, ve üç öğüne ilâve olarak iki paket cips, iki gofret ve iki şişe kola içmeyi insanî olarak nitelendirmek pek mümkün değil. Bir paket cipsi bir hafta (yedi gün) boyunca atıştırmak, sonraki hafta içinde iki ayrı günde iki gofret yemek, kolanın sadece
diyet olanından ve haftada sadece 1 litre içmek çok insancadır diye düşünüyorum yoksa...Ve ilk hafta Çin iÅŸkencesi ÅŸeklinde sürdürülen bu diyet, Eylül sonunda "yaÅŸam tarzınız" haline gelebilir... Yılbaşı gecesi "beÅŸ beden küçük" olacağınızı düşünerek planlayın ne giyeceÄŸinizi!!Alkol, sigara, kafein vb. tüketimlerin de yaÅŸam kalitesini düşürmeyecek seviyeye çekilmesi mümkün... Özellikle sigaradan tümüyle vazgeçmeye karar vermek ve iki-üç hafta kadar diÅŸ sıkmak durumunda, tekrar baÅŸlama olasılığı da herzamankine oranla anlamlı derecede düşük üstelik.CEgzersiz... Hemen baÅŸlayın ve 15 Eylül'e kadar devam ettirin... Yüzer misiniz; evde cimnastiÄŸe mi baÅŸlarsınız; koÅŸar mısınız; yoksa iÅŸten eve yürüyerek mi dönersiniz bilemiyorum... Kendinize en uygun, ve en az sıkılacağınız egzersiz programını saptayıp baÅŸlayın... 30 Eylül'den sonra "onsuz" yaÅŸayamaz hale geleceksiniz...ŞİŞMANLAR... Hem diyet hem egzersize baÅŸlarlarsa sonuç mükemmel olacaktır...ÖZETLE...Sizi "mutlu" kılacak koÅŸulları yaratıp, yaÅŸam kalitenizi yükseltmenize engel olan tüm koÅŸulları deÄŸiÅŸtirebileceÄŸiniz bir gündesiniz (28 AÄžUSTOS, Pazartesi)... Bu durum kabaca haftasonuna dek devam edecek. Bir an önce "birÅŸeyler yapmaya" baÅŸlayın artık... Ve Eylül sonuna kadar diÅŸinizi sıkıp sürdürün bu baÅŸlattığınız yeni "ÅŸey"i...Bu mükemmel bir ASTROLOJÄ°K dönem... Yapmanız gereken tek ÅŸey, rasyonel bir "deÄŸerlendirme" ve "gözden geçirme"nin ardından yoÄŸun bir emek sarfetmek... Haftaya görüşmek üzere, hepinize kolay gelsin...LEA - 28 AÄŸustos 2000, Pazartesi Â
button