Çocukların karanlık odasında gözyaşlarını tutmak mümkün değil

Soykırım Müzesi, Kudüs’ün iki önemli müzesinden biri. Girişte II. Dünya Savaşı’nda ölen 6 milyon Yahudi’nin anısına sönmeyen ateş var. Zemindeki siyah mermer üzerinde hangi kampta kaç adet Yahudi’nin öldürüldüğü yazıyor. Erkekler kippa giyerek geziyor. Kippa, Tanrı’nın elinin devamlı insanoğlunun başının üstünde olduğunu hatırlatan bir takke. Müze, Kudüs’e ulaşmayı simgeleyecek şekilde, kademe kademe yükseliyor. Çıkıştaki büyük camlı bölümde panoromik Kudüs manzarasıyla noktalanıyor. Her odasına "unutma", "hatırla" sloganları yerleştirilmiş. 2500 doküman, fotoğraf, film, mektup sergileniyor. Toplama kampları, kurbanları taşıyan vagonlar, gaz odaları aynen canlandırılmış. Polonya’daki bir gettodan getirilen orijinal sokak taşları üzerinde yürürken onların çığlıklarını duyabiliyorsunuz. Müzenin hemen arkasında çocuklarını toplama kampında kaybeden Avusturyalı ailenin Yahudi çocuk kurbanların anısına yaptırdığı karanlık oda var. Labirente benzeyen odadaki kırık aynalardan mum ışığı yansıyor. Son derece hüzünlü kadın sesi erkek, erkek sesi kız çocukların adını, hangi kampta öldüklerini söylüyor. Öylesine etkileyici ki çıkışta, gün ışığına ulaşamayan çocukları düşünüp gözyaşlarınızı çaktırmadan siliyorsunuz.