Nilüfer KAS
Oluşturulma Tarihi: Ekim 29, 2004 00:03
Şikayetçi olduğumuz konularda aynı şeyleri yapmakta üstümüze yok. Ailemizin yaptığı meslek seçimi baskısına öfkelenip, kendi çocuklarımızı acımasız bir yarışın içine sokarak onlardan kendi hayallerimizi gerçekleştirmelerini bekliyoruz.
Okullar açıldı, dershaneler harıl harıl işliyor, özel öğretmenler derslere yetişemiyor. Özel derslerde saat başına 100-150 dolar ücretlerden bahsediliyor. Çocuklarına markalaşmış hocalardan ders aldırmak için araya adam koyanlar, ders versin diye yalvaranlar var. Niçin? Çocuğu sınavda iyi bir yer tuttursun diye. Bunu kim istiyor?
Hiç kimse ‘Çocuğum sen ne istiyorsun?’ diye sormuyor. Çünkü Ayşe hanımın oğlu İstanbul Erkek Lisesi’ni, Boğaziçi Üniversitesi’ni Ahmet beyin ikizleri Robert Koleji, ODTÜ’yü kazanmış.
Çoğunlukla aile hayatını, düzenini, çocukların psikolojilerini bozan şey bir cümledir. ‘Ya bizim çocuk kazanamazsa!’ Çocuklarımızı sıra arkadaşıyla, mahalle arkadaşıyla, en yakın arkadaşıyla, sırdaşıyla yarıştırıyoruz. Bu yarışı çocuklarımızın daha kaliteli bir yaşam sürmeleri adına istediğimiz ise koca bir yalan.
Bu yarış aslında hayatla kendimiz arasında. Biz kaybettik, bizim yerimize bari çocuğumuz kazansın. Amacımız komşunun, arkadaşın kızından ya da oğlundan daha iyi, daha başarılı, daha birinci bir çocuk yaratmak.
Nehir henüz 6 yaşında. Onun başarılı, çalışkan bir öğrenci olmasını her anne gibi ben de istiyorum. Tembel bir öğrenci olursa üzülürüm ama onun kapasitesini zorlamayı hiç düşünmüyorum. Bu hayat onun, isterse çalışır kazanır, istemezse zorlamam, sıkıştırmam. (Aslında bu da koca bir yalan. Tembel bir öğrenci olursa üzülürüm. Yok, çok üzülürüm. Nehir’i zorlamama konusuna gelince, zorlarım. Olmuyorsa kızarım, köpürürüm. Nehir’in hayatını cehenneme bile çevirebilecek potansiyelim var.)
Potansiyeli olmalı
Nehir’e 2,5 yaşında ne olacaksın diye sorduklarında ‘Galileo’ yanıtı verdiğinde içten içe göğsüm kabarırdı. 4 yaşlarında aniden meslek değiştirince az bozulmadım. Dansöz olacağını söylediği ortamlarda zoraki gülümseyerek ‘şaka yapıyor canım’ diye konuşmayı örtbas ederdim. Aslında potansiyeli yoktu ama yine de ‘acaba’ diye düşünürdüm.
Bir yıl sonra bu kez cerrahlıkta karar kıldı. Onu bu hedefe kilitlemek için oyuncaklar aldım, televizyon filmlerinde cerrahların olduğu sahnelerde özellikle dikkatini ekrana çekip, ne yaptıklarını anlattım. Şimdi arada bir ‘ressam olsam mı, müzisyen olsam mı?’ diye soruyor. Hemen gardımı alıp ‘Cerrah olursan, resim yapabilir, piyano çalabilirsin. Ama sadece resim yapmayı seçersen cerrah olamazsın’ diye kafasına bir çentik atıyorum. Söylemenize gerek yok, ben hain bir anneyim.
Yarışı kim başlattı
Farkında mısınız, çocuklarımızı geleceklerine yarış atı gibi hazırlıyoruz. Oyun saatinden çaldığımız zamanlarda fizik formülünü ezberletmeye çalışıyoruz. Çocuğun aklı oyunda, bizim aklımız sınavda. ‘Dersini yaptın mı, testini çözdün mü, kaç net çıkardın?’ Allah aşkına bu yarışı kim başlattı? Sabahın köründe okula giden, akşam evi yerine dershanenin yolunu tutan çocukların mutsuzluğunun sorumluluğunu yüklenecek bir babayiğit var mı?
Aslında bu yazıyı yazarken şunu fark ettim; Ben kızımın sadece sağlıklı ve mutlu bir yetişkin olmasını istiyorum. Peki ya siz?
Aşırı beklenti
Çocuklarınızın kapasitesini iyi tespit ederseniz, aşırı beklenti içine girmezsiniz. Sonuçta her çocuğun algı düzeyi, kapasitesi farklıdır.
UNUTMAYIN
Destek verin
Atlas Dergisi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Eğitime % 100 Destek Kampanyası çerçevesinde ‘Keşfetmek İçin Haritaya Bak’ bağış kampanyası başlattı. Bu kampanya ile Atlas Dergisi ürettiği Türkiye, Dünya, Avrupa siyasi haritaları ile tarih ve coğrafya atlaslarını eğitime gönül veren kuruluşların da desteğini alarak okullara bağışlıyor. Çocuklarınız için bu kampanyaya destek verebilirsiniz.
Aileler ne yapmalı
kapasitelerini tespit ederek çocuklarını ona göre yönlendirmeli
Normal ders programlarının yanı sıra sınavda başarı için çok fazla yüklenilmemeli
Çocuklara oyun, dinlenme, arkadaşlarıyla olma ortamı yaratılmalı
Kıyaslamaların çocuğun psikolojisini bozabileceği unutulmamalı
Aile ortamında ve dershanede yapılan yarış atı muamelesi çocukların hevesini kırabilir
Yoğun çalışma temposuna giren öğrencilere daha anlayışlı ve hoşgörülü olunmalı
olarak aşırı beklenti içine girilmemeli
Sınavı kazanamasa da hayatının eskisi gibi devam edeceği çocuğa anlatılmalı