Şermin TERZİ
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2005 00:00
Sv. Georgi, Edirne’nin arka sokaklarında küçük bir Ortodoks kilisesi. Kurulduğundan bu yana aynı ailenin üyeleri papazlık yapıyor. Papaz Aleksandır Çıkırık, 33 yaşından sonra, Bulgarca bilmediği halde, Sofya’da eğitim alıp din adamı olmaya karar vermiş. Yıkıntı halindeki kilisenin restore edilmesini sağlamış. Şimdi 45 yaşında. İki çocuğu var.
Dostları ‘Misyoner okuludur, çocuklarını Müslüman yaparlar’ dese de her ikisini de Fethullah Gülen’in okuluna gönderiyor. ‘Okuldakiler aramızda fark olmadığını gördü. Merak edenler kiliseye gelip gitmeye başladı’ diyor.
Edirne’de Bulgarların yaşadığı yıllarda Vali Rauf Paşa, Bulgar vatandaşların ibadet edebilmesi için bir kilise yaptırır. 1880’de açılan kilisenin papazlığını, Peterberon Erkek Sanat Lisesi’nin müdürü üstlenir. Balkan Savaşı patlar, okul kapanır. Müdür İstanbul’a göç eder, kilise papazsız kalır. Okulun son öğrencilerinden biri, Aleksandır Çıkırık’ın babası Filip’tir. Kilise cemaati yöneticiliği yapmış, papazlar yetiştirmiş bir aileden gelen Filip, görevi üstlenir. 1940’lı yıllarda, bakımsızlıktan harabeye dönene dek kilisede kesintisiz ibadet yapılır. Balkan Savaşı’ndan sonra Edirne’de cemaat yok denecek kadar azalmıştır. Filip buna rağmen cumartesileri kiliseyi temizleyip, pazarları ayin yapar. Kimi zaman sadece ailesi katılır ayinlere.
Aleksandır Çıkırık, kilise harabe olduğu için papaz olmak istemez. İstanbul’daki Bulgar Hastanesi’nde muhasebeciliğe başlar. 10 yıl sonra kurum satılır, Türkiye Gazetesi Hastanesi ismini alır. ‘İnancım onları rahatsız etti’ diye anlatıyor o günleri Aleksandır Çıkırık. Çıkışı verilince, Edirne’ye döner. Babası, çok yaşlandığını ve rahipliği onun devam ettirmesi gerektiğini söyler. Aleksandır’ın aklına yatmaz bu öneri: ‘Bu kilisede ibadet yapılamaz, Bulgar hükümeti restore etmeye söz verirse ben de gidip din eğitimi alırım. Hizmet veremeyeceksem niye okuyayım’ cevabını verir. Bulgar konsolosu elinden geleni yapacağını söyleyince, Aleksandır Çıkırık hiç Bulgarca bilmeden 1993 yılında Bulgaristan’a din eğitimi almaya gider.
BEŞ YIL İZİN BEKLEDİ
Bulgarca öğrenmesi, Sofya Üniversitesi’ndeki ilahiyat eğitimi sekiz yıl sürer. Filibe’de tanıştığı Maria ile evlenir, iki çocukları olur. Kızı Hristina şimdi 13, oğlu Georgi ise 4,5 yaşında.
Aleksandır Çıkırık, din eğitimini tamamladıktan sonra Edirne’ye döner ama kiliseye bir çivi bile çakılmamıştır. Aradan kısa bir süre geçtikten sonra, zamanın Edirne Belediye Başkanı Cengiz Varnatopu, avukat Hüseyin Sıragezen ve Aleksandır Çıkırık bir kokteyl için Sofya’ya gider. Orada Bulgar Dışişleri Bakanı Salomon Pasi ile karşılaşınca, Çıkırık kilisenin durumunu anlatır ve yardım ister. Pasi, ‘Sofya ile Edirne kardeş belediye olursa, malzeme ve para verebiliriz. Harekete geçmek için Edirne’den cesaret almamız gerekir’ der. Başkan Varnatopu teklifi kabul eder. Edirne’ye döndüklerinde ilk iş kilisenin çatısı tamir ettirilir. Fakat diğer işlemler için Anıtlar Kurulu’nun izni beklenir. Kurul, tam beş yıl, projeyi inceleyip onay verecek uzman gönderemez Edirne’ye. Aleksandır Çıkırık, bir gün Abdullah Gül’ün Bulgaristan’a gideceğini duyar. Derdini ona anlatabileceğini düşünür, Sofya’ya gider. Gül’le görüşmeyi başarır. ‘En kısa zamanda birini göndereceğim’ sözünü alır. Yirmi gün sonra kuruldan biri gelir, projeyi onaylar. Trakya’dan işadamlarının yardımları ve Bulgaristan hükümetinin desteklemesiyle 100 bin doları bulan harcamayla kilisedeki mermerler, çerçeveler, sıvalar, ikonalar, tahtalar dahil her şey restore edilir.
Çıkırık, ‘Bu bir kültürdür. Kilise yıkılıp beş katlı apartman olsa daha mı iyiydi. Fanatiklik işin içine girmezse her sorun çözülür’ diyor. Kilise 9 Mayıs 2004 tarihinde eski Bulgar kralı ve zamanın başbakanı Simeon Sakskoburgotski’nin de katılımıyla açılır. Başbakan, komünist rejim sırasında Edirne’ye kaçıp 15 gün buralarda saklandığı için Edirne’nin sokakları hálá hatırındadır.
KIZI, İSTİKLAL MARŞI’NI GÜZEL SÖYLEME BİRİNCİSİ
Aleksandır Çıkırık çocuklarının eğitimi konusunda şaşırtıcı bir tercih yapmış: ‘Her iki çocuğumu da Fethullah Gülen’in okuluna gönderiyorum. Yakınlarım, orası misyoner koleji, çocuklarını Müslüman yapacaklar, dedi. Dini sağlam olandan kötülük gelmez.’ Çocuklarının, Edirneli Müslümanlarla Hıristiyanların birbirini tanımasında vesile olduğunu anlatıyor: ‘Ben kendimi çekersem, onlar kendini çekerse birbirimizi nasıl tanıyacağız? Şimdi bütün okul, arada bir fark olmadığını gördü. Kiliseyi merak ediyorlar, gelip gitmeye başladılar. Ben ramazanda iftara katıldım. Soğukluğu kırdık. Okulda İstiklal Marşı’nı güzel söyleme yarışması yapıldı, kızım birinci oldu.’
BULGARİSTAN’DAN CEMAAT GELİYOR
Edirne’de Ortodoks cemaatin üyeleri 40 kişi civarında. Katolik ve Protestanların bir kilisesi olmadığı için onlar da ibadet için Sv. Georgi’ye geliyor. Şehirde 15 kadar Müslüman-Ortodoks evliği var. Özel günlerdeki ayinler için Bulgaristan’dan bile gelenler oluyor. Bazıları düğünlerini de burada yapmış. Müslümanlar, ayini merak ettikleri için kilisede mum yakıp gidiyorlarmış.