Güncelleme Tarihi:
Memory Center Nöropsikiyatri merkeziUzm.Psk. Aynur Sayım anlattı:
"Çocuk gelişiminde kritik dönemler vardır.2-3 yaş dönemi örneğin. Çocuğun anne /bakım veren kişi ile arasında kurduğu güven ilişkisi, çocuğun yaşamı boyunca tüm insanlarla kurduğu ilişki tarzını ve güveni temsil eder. İlk 3 yıl en önemli dönemdir.Annesinin tüm ihtiyaçlarını karşılamasını ister bebek.Karnı acıkınca doyurulmayı, altı pislenince temizlenmeyi, dokunsal temas, sevgi dolu bakışlara ihtiyaç duyar.Bu ihtiyaçlar gecikmeden, zamanında yerine getirilirse anneye güven hisseder ve dolayısıyla kendini güvende hisseder.
2-3 yaş dönemi, çocuğun kendisinin ve dış dünyanın farkına vardığı ve öğrenme, dünyayı keşfetme isteğinin doruğunda olduğu dönemdir. İlk bireyselleşme denemelerini çocuk bu dönemde yapar. Kendisi yemek ister, oyuncağını kendisi almak ister, eşyaları karıştırır, bir koltuğa belki 15-20 kez iner-çıkar. Burada dünyayı keşfetmenin, ona sahip olmanın hazzını yaşıyordur. Eğer aile çocuğu engeller, her hareketini uyarır, çocuğa zarar gelecek endişesi ile korumacı, müdahaleci davranırsa, çocuğun güveni kırılır, dünyayı tehlikeli bir yer olarak algılar ve yeni girişimlerinde daha temkinli olma ihtiyacı duyar. Anne-baba çocuk için gerekli güvenlik önlemlerini alarak, çocuğa kendisini gerçekleştirmesi için fırsat yaratmalı, ona bir alan sunmalıdır.
Çocuk tutturabilir, kendisini yerden yere atabilir, saldırgan davranabilir. Aileler, bu dönemde nasıl davranacaklarını, ne yapacaklarını bilemezler, çaresiz hissederler. Olabildiğince sakin kalıp, bazen yaşına uygun açıklamalar, bazen de dikkatini başka bir yöne odaklamasını sağlayarak, asla çatışmaya girmeden bu dönemi geçirmeliler. Çocuk, bahsettiğimiz nedenlerle kendini gerçekleştirme denemeleri yapıyordur çünkü. Bunu bilirsek, daha bilinçli davranabiliriz.
Bir gelişim dönemindeki örselenme, çocuğun bir sonraki gelişim dönemine sağlıklı geçmesini engeller… Bu dönemde sosyalleşmesine fırsat vermek, yeterli uyaran sunmak,çocukla konuşmak, oyun oynamak, çocuğa kaliteli zaman ayırmak, tüm dönemlerde gerekli olduğu gibi, bu dönemde de oldukça önemlidir.
Çocuğun okula başladığı dönem de, yine kritik dönemlerdendir. İlk defa ailesinden ayrılıyordur, birey olarak var olduğunu, varlığını hissedeceği bir ortamdır okul, çoğu çocuk için , ilk sosyalleşme deneyimidir, ebeveynleri olmadan. Hem toplumsal kurallara uyması, sorun yaşarsa çözebilmesi, hem de öğrenmeyi başabilmesi gerekmektedir. Bu dönemde de çocukta agresif davranışlar gözleyebiliyoruz.Eğer çocuğun okula uyumunu zorlaştıran birtakım psikiyatrik ve psikolojik nedenler de varsa, çocuğun verdiği tepkiler daha yoğun olabilmekte, birtakım davranış sorunları da eklenebilmektedir .
Çocuğun Okula Uyumunu Bozan Nedenler Neler Olabilir ?
Çocuğun kendisinden, ailesinden ve okuldan kaynaklanan nedenler olabilir.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, Özel Öğrenme Güçlüğü, Zeka Engeli, Davranım Bozukluğu, Karşı olma- Karşı gelme Bozukluğu, İletişim Bozuklukları, Ayrılma Kaygısı, performans kaygısı, kendine güvensizlik, sosyal fobi gibi pek çok etken sayabiliriz.
Ayrıca, aile içi sorunlar, anne-baba ayrılığı, kardeş doğumu, kardeş kıskançlığı, ailenin tutum hataları, aşırı kollayan, koruyan ya da ihmal eden aile, çocukta bedensel engellerin varlığı, öğretmenin tarzı, okul ortamı, gibi nedenleri de ekleyebiliriz bunlara.
Çocuk, herhangi bir alanda zorlandığı zaman savunma tepkileri oluşturacak, strese karşı bir tepki verecektir. Okul başarıszlığı, uyum güçlükleri, içe kapanım ya da agresivite ,(saldırgan davranışlar) , uyku, yeme sorunları , birtakım davranış sorunları ( alt ıslatma, kaka kaçırma, kekemelik vb. ) gibi.
Çocuk ,bu dönemde bir alanda zorlanıyorsa, anne-baba -kardeşine ya da arkadaşlarına yönelik agresif davranışlar gösterebilmektedir.
Kritik dönemlerden diğeri de ergenlik dönemidir.Çocuk kimliğinden yetişkin kimliğine geçiş dönemi olan ergenlik dönemi , genç açısından kimlik araştırmasının olduğu dönemdir.Daha çok anlaşıldığını hissetmeye, kabul görmeye, önemsenmeye ihtiyaç duyar.Bireyselleşme dönemindedir tekrar genç.O bir bireydir, bunu yaşamak ve hissetmek ister, eğer aile, ona hala küçük çocuğu gibi davranır, hele ki eleştiri yapıp, yetersiz hissettirirse, çatışma ortaya çıkar ve genç, kendini agresif davranarak, ya da ailenin beklentisinin tam tersi davranışlarla, kabul ettirme çabasına girebilecektir..Yani aile bu dönemde sakin, ama kararlı, aynı zamanda destekleyici yaklaşmak zorundadır.Ailenin davranışları bilinçli ve sağlıklı olmalıdır.Var olan birtakım psikiyatrik sorunlar da varsa, bu dönem, hem aile, hem genç açısından daha çatışmalı ve zor geçmektedir.
Çocuklar yaşantılarındaki herhangi bir değişime bir şekilde tepki verirler.Bu tepkilerden biri de bahsettiğimiz agresivitedir.Çocuklar , bilinmeyene tepki gösterirler- korkarlar-Örneğin ev değişimi, şehir , ülke değişimi, anne baba boşanması, aileden birinin kaybı, okul değişimi, öğretmen değişimi gibi..
Ayrıca çocuğun oyunlarındaki saldırgan davranışları, bebekleri dövmesi, oyuncakları kırması, savaş oyunları oynaması nadiren oluyorsa, süreklilik arz etmiyorsa, duygusal boşalımı sağlaması açısından sağlıklı da olabilmektedir.
Çocuğu sosyal etkinliklere yönlendirmek de bu enerjinin boşalımı açısından sağlıklı bir yöntemdir.
Saldırganlık Ne Zaman ve Nereye Kadar Normaldir?
2-3 yaş döneminde, çocuğun yaşantısındaki değişimlerde, oyunlarda normal kabul edilebilir. Fakat eğer sürekliliği varsa ve yoğun yaşanıyorsa, o zaman yardım alınması gereken boyuttadır diyebiliriz.
Eğer Çocukta Saldırgan Davranışlar Varsa, Ne Yapılmalıdır?
Çocukluk ve ergenlik döneminde yaşanan psikiyatrik ve psikolojik sorunlarda gerekli durumlarda çocuk-ergen psikiyatristi yardımı yanında, psikoterapinin çok önemli bir yeri vardır. Saldırganlığa neden olan öğeleri bulup çalışmak, hem aile tutumlarına yönelik, hem çocukla , ve okul ile yapılan çalışmalar , sorunu çözüme ulaştıracaktır.