Çocuklarda anaokulu stresi

Güncelleme Tarihi:

Çocuklarda anaokulu stresi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 11, 1998 00:00

Haberin Devamı

Anaokuluna gitmeye başlayan çocuklar, evlerinin dışında kendilerine yabancı bir dünyaya adım atarken zorluk yaşarlar. Bu dönemde öğretmen, anne ve babalara büyük görevler düşüyor.

Ona bir müjde verdiler. Artık anaokuluna gidecekti. Bir sürü arkadaşı olacak, onlarla oyunlar oynayacaktı. Büyükleri çok sevinçli görünüyorlardı. Fakat o, bu habere sevinemedi. Evinden uzaklaşıp gün boyu yabancısı olduğu bir yerde kalmak onu korkutuyordu.

Ertesi sabah, annesi onu yataktan kaldırmak istediğinde, şiddetli karın ağrısından yakınmaya başladı. Midesi bulanıyordu. Anne telaşlandı. Doktor çağırmak istedi. Eve gelen doktor, çocuğun sağlığının yerinde olduğunu söyleyince annenin içine bir kuşku düştü. Küçük kızının anaokuluna gitmemek için hastalığı bahane ettiğini anlamıştı.

İlk kez evlerinden ayrılan 5-6 yaşındaki çocukların çoğu bu tip sorunlarla karşılaşırlar. Çocuklar için ev, güvenceli bir dünyadır. O dünyadan ayrılmak bazı tehlikeleri de beraberinde getirir. Oyun çağındaki çocuklar, anaokuluna zamanla alışsalar bile, yeni bir ortama girmek onları çok etkiler.

Ayrıca gün boyu evden uzak olmak da onlara zor gelir. Sürekli annelerini ve evlerini düşünürler. Çocukların düş dünyaları çok geniş olduğu için de anaokulunda başlarına gelebilecek kötü şeyleri hayal etmekten geri kalmazlar.

Çocukların tepkileri

Beşaltı yaşındaki çocuklar duygularını, kaygılarını kelimelerle ifade etmeyi başaramazlar. Tepkilerini ağlayıp, huysuzluk yaparak ya da hastalık bahaneleriyle göstermek isterler. Anaokuluna devam eden çocuklarda zaman zaman iştahsızlık, baş ağrıları, huzursuzluk, görülebilir. Bazı çocuklar tırnak kemirmeye başlarlar.

Çocuğun anaokuluna alışmasında öğretmen, anne ve babaya büyük görevler düşer. Öğretmen, çocuğa ilk gün ilgi gösterip ona bazı görevler verirse, çocuğun kendine güveni artar. Okulda önemli bir kişi olmanın verdiği sevinç içinde yeni ortama alışmaya başlar. Bu arada anne ve babalara düşen görevler var. Öncelikle çocuğun huzurunu kaçıran nedeni bulmak gerekir. Bunu öğrenmek için de küçük afacan uyumak için yatağa yattığı zaman onunla konuşulmalı. Ama doğrudan ‘‘Canın niye sıkılıyor?’’ diye sormak yanlış olur. Bunun yerine ‘‘Bugün olanlardan aklında neler kaldı?’’ denilebilir.

Çözüm zor değil

Çocuğun sorunlarının neler olduğu anlaşılınca bunlara çözüm getirmek kolaylaşır. Çocuğu sıkmadan, zorlamadan durum hakkında bilgi edinmek gerekir. Çocuğun stresinden kurtulması için bol bol hareket etmesi doğru olur. Bu nedenle okuldan eve döndükten sonra hareketli oyunlar oynamasına izin verilmeli. Çocuğun dinlenmesi için asla ısrar edilmemeli. Oyun çağındaki çocuklar kolay kolay yorulmazlar. Ne kadar çok hareket ederlerse, stresten de o kadar çabuk kurtulurlar.

Eğer çocuk her şeye rağmen anaokuluna gitmek istemiyorsa, öğretmeniyle konuşup soruna bir çözüm aranmalı. Çocuk, okula gideceği zaman hastalanmaya devam ederse, onu zorla okula göndermekten vazgeçilmeli. Aksi halde çocuk okuldan nefret eder. İlkokula gitme zamanı geldiğinde, problem yaratır. Bu nedenle her türlü çare denendiği halde çocuk anaokuluna gitmek istemiyorsa ısrar etmemek gerekir.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!