Mesude ERŞAN
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 2008 00:00
Anneler arasında kulaktan kulağa, internet forumlarıyla yayılan çocukların beslenmesiyle ilgili efsaneler giderek artıyor. Çok kere doğruluğu araştırılmadan kabul edilen, uygulamayan annelere vicdan azabı çektiren bu yanlış inanışlar hayatı zorlaştırıyor.
Pediatrik Gastroenteroloji ve Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Benal Büyükgebiz sağlıklı ve dengeli beslenmek için bazı gıdalara odaklanmak yerine, tüm gıdalardan yenilmesi gerektiğini vurguluyor. İşte Prof. Dr. Büyükgebiz’in tespit ettiği efsaneler ve doğruları.
ETSUYU VE KEMİKSUYU ÇOK BESLEYİCİDİR
Özellikle zayıf ve iştahsız çocukların beslenmesinde etsuyu ve kemiksuyu kullanılıyor. Kemik ve et suyuyla hazırlanan çorba veya pilavın daha besleyici olduğu düşünülüyor. Bu nedenle makarnayı bile kemik veya et suyuyla haşlayan anneler var. Kırmızı ve beyaz etin besin değeri çok yüksek. Ancak haşlama sırasında etin içerdiği protein, mineral ve vitaminler et suyuna geçmez. Bu nedenle de besleyici özelliği yok. Sadece lezzet öğesi olarak kullanılabilir. Kemik ise kalsiyumdan zengin, ama kaynatılırken içeriği haşlama suyuna geçmez. Sadece kemik iliğindeki yağın bir kısmı suya geçer. Bu nedenle kemik suyu besleyici değeri olan bir besin değil.
ETLE YOĞURT YENİRSE DEMİRDEN YARARLANILAMAZ
Hayvansal kaynaklı demirin emilimi kalsiyumdan etkilenmez. Ayrıca kırmızı eti sadece demir kaynağı olarak görmemek gerek. Protein ve çinko başta olmak üzere çok zengin ve değerli bir besindir. İnsanlar gelenekleri,
yemek kültürleri içinde ağız tadıyla mutfağımızın zenginliklerini yaşamalı. Endişe etmeden ve suçluluk duymadan...
BILDIRCININ YUMURTASI TAVUĞUNKİNDEN DAHA YARARLI
Tıbbi literatürde bıldırcın yumurtasının daha besleyici olduğunu veya alerjik hastalıklara ya da öksürüğe iyi geldiğini araştırıp bulmuş bir araştırma yok. Bıldırcın yumurtası 9-10 gram, tavuk yumurtası ise 36-40 gram kabul ediliyor. Dolayısıyla ihtiyacın karşılanması için bir yumurta yerine, 4-5 adet bıldırcın yumurtası yenmesi gerekiyor.
KAN YAPACAK PEKMEZ SÜTE, YOĞURDA KATILMAZ
Pekmez genelikle kan yaptığı için çocuklara verilir. Pekmezin demir içerdiği doğru olsa da günlük ihtiyacın çok az bir kısmını karşılar. Pekmezin önemi zengin demir kaynağı olmasından kaynaklanmıyor. Asıl önerilen, doğal ve besleyici değeri yüksek tatlandırıcı olarak kullanılması. İçinde karbonhidrat dışında çok sayıda mineral bulunur. İki tatlı kaşığı pekmezde günlük manganez, bakır, demir, kalsiyum ve potasyum ihtiyacının yüzde 10’u bulunur. Örneğin süte pekmez katılarak basit şeker yerine çok daha değerli ve mineral içeriği zengin bir tatlandırıcı ile tatlandırılabilir.
BEBEKLERİN KAHVALTILARINA MUTLAKA CEVİZ KATILMALI
Son zamanlarda anneler bebekleri için hazırladıkları kahvaltı karışımına ceviz ekliyor. Ceviz protein, kabonhidrat ve lif içeren sağlıklı bir besin. Çoklu-doymamış yağ asitlerinden zengin. 6’ncı aydan itibaren bebeğin çorbalarında ve diğer besinlerine sıvı yağ katılmasıyla zaten bu yağ ihtiyacı fazlasıyla katılıyor. Omega 3 ve 6’nın tek kaynağı ceviz değil yani. Kümes hayvanları, tahıllar ve çiçek yağlarında da bulunur. Omega3 ise, somon gibi soğuk su balıkları, ton, uskumru, sardalya ve hamside de var. Ayrıca semizotu, brokoli, marul ve diğer yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller, keten tohumu ve kivide de bulunuyor. Bu nedenle ille kahvaltıda bir ceviz vermeye gerek yok.
BESİN ALERJİSİ OLMAMASI İÇİN EK GIDALAR BİR YAŞINDAN SONRA
Sağlıklı bir bebek için ek besinlere başlamanın en uygun zamanı 6’ncı ay. Ek besinlere ilk dört ay içinde başlanması bu besinlere karşı alerji gelişme riskini artırıyor. Ancak bir yaşına kadar geciktirilmesini gerektiren bulgu yok. Bebeğin ilk dört ay anne sütü ile beslenmesi, daha sonra alerji gelişme riskini azaltıyor. Besin alerjisi yönünden yüksek riskli bebeklerde süt ve süt ürünleri bir yaşında, yumurtaya 24 ay, fıstık, ceviz ve badem,
balık ve deniz ürünlerine ise 36 ayda başlanması tercih edilmeli. Bu arada, ebeveynlerinden biri veya bir kardeşe besin alerjisi, astım, egzama ve benzeri bir atopik hastalık teşhisi konmuş bebekler yüksek alerji riski taşırlar.
ISPANAĞI YOĞURTLA YEMEK DEMİR EMİLİMİNİ AZALTIR
Yarım kilo çiğ ıspanakta 13.5 mg demir vardır. 6 aylık bir bebeğin günlük demir ihtiyacı da 10 mg’dır. Oysa yarım kilo ıspanak yemek pek mümkün değildir. Ispanak zengin bir kalsiyum kaynağı. Yoğurtlu ıspanak da kalsiyum alımını artırır. Ispanağın içindeki demirin emilimi de çok düşüktür çünkü ıspanak aynı zamanda okzalat adlı bileşikten de zengindir, okzalat ise demirin emilimini engeller. Yani demirin emilimini engelleyen yoğurt veya süt değil, okzalattır. Engellenmesi demek de hiç emilmemesi anlamına gelmez. Süt ve süt ürünlerinin sebzelerle birlikte yenmesiyle ilgili yapılan bir araştırmada, sütün çinko emilimini yüzde 70, yoğurdun ise yüzde 78 artırdığı, buna karşılık demir emiliminin ise değişmediği sonucuna varıldı.