Cahit AKYOL
Oluşturulma Tarihi: Kasım 15, 2008 00:00
Anne babanın boşanması, sünnet, yeni kardeşin gelişi, okulun ilk günü... Bunlar yetişkinler için normal karşılanacak sıradan olaylar gibi algılanabilir. Ne var ki çocuklar için ileride sorunlara yol açabilecek travmalar yaratabilir. Bu tip dönemleri hasarsız atlatmak için yardım almak gerekebilir. Uzman klinik psikolog İnci Vural’ın kaleme aldığı Mutlu Büyüyorum dizisi, renkli ve eğlenceli anlatımıyla hem anne babalar hem de çocuklar için terapi niteliğinde.
Anne babanın boşanması, çocuklar için zaman zaman bir travma, okula başlamak ise birçok çocuk için aileden ilk defa ayrılmak demek. Sünnet, erkek çocuklarının küçük dünyalarını altüst eden bir gün. Eve yeni bir bebeğin gelişi ise aile büyükleri tarafından heyecanla beklenir. Peki ya kardeş bekleyen çocuklar ne hisseder?
Doğan Egmont Yayıncılık’ın ilk kez İstanbul Kitap Fuarı’nda okurlara sunduğu dört kitaplık Mutlu Büyüyorum dizisi, hepimizin başına bir kere de olsa gelebilecek, hayatın olağan durumlarını çocuk gözüyle anlatıyor. Kitapların isimleri, Nereden Çıktı Bu Çocuk, Ucundan Azıcık, Bana Ne Olacak Şimdi ve İlkokulun İlk Günü. Eserler; çocuklara olduğu kadar anne ve babalara da en temel noktaları basit, renkli ve eğlenceli çizimlerle anlatıyor. Resimler Murat Bingöl’e ait.
Prof. Dr. Yankı Yazgan’ın destekleyip önsözünü yazdığı, uzman klinik psikolog İnci Vural tarafından kaleme alınan kitaplarda, anne babalara özel birer mektup da var. Bu mektuplarda söz konusu durumlarla nasıl başa çıkılacağına dair ipuçları maddeler halinde yer alıyor.
Doğan Egmont Yayın Direktörü Özgür Atanur, "Bugüne kadar çocukların, anne ve babaların yaşadıkları güncel travmalarla ilgili çok sayıda referans kitabı yazıldı. Biz de sünnet, boşanma, okula başlama, kardeş bekleme gibi, çocukların dünyalarında çalkantılara yol açabilecek olayları, yine çocukların gözüyle anlatmak istedik. Böylece renkli çizimleri ve eğlenceli diliyle hem çocuklara daha rahat ulaşabilecek, hem de anne babalara rehber olacak bu dizi ortaya çıktı" diyor.
Öykülerin hepsinin kahramanı Selim. Selim, ilkokula başlama çağında, hayatın içinde rahatlıkla karşılaşabileceğimiz bir çocuk. Tüm olaylar onun, ailesinin ve arkadaşlarının başından geçiyor. Çocuklar kitabı okurken kendilerini Selim’le özdeşleştiriyor.
Doğan Egmont, bu seriyi taşınma, ölüm, deprem, hastalık gibi travmaya yol açabilecek diğer konuları işleyen kitaplarla sürdürmeyi planlıyor. Özgür Atanur, felsefelerini şöyle özetliyor: Umutlu bir gelecek için, mutlu çocuklara ihtiyacımız var.
ANNE BABAYA MEKTUPLAR
Her kitabın arka kapak içinde, anne babalara hitaben yazılmış, İnci Vural imzalı
mektuplar bulunuyor. Kitaba konu olan durumla nasıl başa çıkacaklarına dair ipuçları var içlerinde. İşte bazıları:
İlkokula başlarken
Çocuğunuz yuvaya gidiyorsa ona zaman konusunda duyarlı olmayı, okula vaktinde gidip vaktinde çıkmanın önemini hissettirin.
İlkokulda onden neler bekleneceğini onu sürekli korkutacak şekilde tekrar etmeyin. Ama birkaç kez kısaca anlatın.
Öğretmen kızar, ifadesini kullanmamaya çalışın.
Bağımsızlaşma konusunda onu destekleyecek tutumlarda bulunun; örneğin yemeğini kendisinin yemesini, ayakkabısını kendi kendine giymesini isteyin.
Öğrenme ve merak duygusunu canlı tutmaya çalışın ve bunu hissettiği zamanlarda bunları okulda nasıl gerçekleştirebileceğinden söz edin.
Mümkünse okulun ilk gününden önce onu uzun yıllarını geçireceği ortama götürün ve biraz ısınmasını sağlayın.
Hangi okula gideceği konusunda kararı kesinlikle ona bırakmayın, bu yetişkinlerin işidir.
Boşanma halinde
Çocuğa durumu en net haliyle anlatın. Bunu yaparken anne ve baba bir arada olmaya gayret edin.
Cümlelerin içinde karşı tarafı suçlayan bir ifade olmamasına gayret edin.
Mümkünse bu açıklamayı evinizde yapın ki, tepkisini rahatça göstersin.
Ayrılık kararının onunla hiçbir ilgisi olmadığının altını çizin.
Artık karı-koca olmayacağınızı ama anne baba olmaya devam edeceğinizi vurgulayın.
Bunun uzun bir süreç olduğunu bilip, ilk kararınızı verdikten sonra bu kararı defalarca değiştirebileceğinizi düşünüp çocuğunuza hemen bir açıklama yapmayın. Sık değişen kararlar çocuğun güvenlik hissini zedeler.
Eve yeni bir kardeş gelirken
Çocuğa ısrarla, biz bu bebeği senin için yaptık, fikrini kabul ettirmeye çalışmayın.
Hamilelik görünür olmaya başlamadan çocuğa müjdeli haberi vermeyin. Herhangi bir aksilik çıkarsa çok sarsılabilir.
Doğumdan sonra gösterebileceği tepkilere açık olun. Onun için tahtının başkasına verilmesini kabul etmek kolay olmayabilir.
Sizi ilk görüşünde kucağınızda yeni bebekle mutlu bir anne-bebek tablosu çizmeyin. Tam tersine kolunuzda serumlar, vs ile perişan bir halde görünmek de çocukta bebeğe karşı öfke hissi uyandırabilir.
Size ve bebeğe karşı hırçınlaşırsa duygularını ifade etmesini sağlayın.
Eğer okula başlayacaksa bunu kardeşin doğumundan önceki bir zamana denk getirmeye çalışın. Çocuk kendini kardeş gelince sokağa atılmış gibi hissetmesin.
Sünnet olmadan önce
Sünneti basit bir dil ile anlatın, temizlik ve gelenek konularını da vurgulayın.
Çocuklar yaşıtları gibi olmayı arzu ederler. Bu nedenle diğer arkadaşlarının da daha önce sünnet olduğunu hissettirmeye çalışın. Bunun yanında maddi bir ödülün de olması olayı kabul etmesini kolaylaştırabilir.
Sünnet sırasında bir acı hissetmeyeceğini, ancak sonraki birkaç gün bir miktar sıkıntı yaşayabileceğini söyleyin.
Kesinlikle olayı çok basitleştirmeye çalışmayın. Onu rahatlatmak için hiç acımayacak demeyin.
Sünnet ile ilgili kaba şakalara maruz kalmasını engelleyin.