Çocuklar tahta oyuncaklarla tanıştı
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Nisan 29, 2009 10:52
Barbi bebekler, bilgisayarlar ve alışveriş merkezleriyle büyüyen çocuklar, Cumhuriyetin kurulduğu yıllara gitti, o dönemin çocuklarının oyuncaklarıyla tanışarak hayatlarında ilk kez tahtadan bebek ve kaykay yaptı.
“Küçük Hanımlar Küçük Beyler Tiyatro Festivali” kapsamında, Çocuk Müzeleri Derneği, Devlet Tiyatroları atölyelerinin bulunduğu alanda 5-12 yaş arası çocuklar için “çocuk müzeleri” atölye çalışması yapıyor. Çalışmada, minikler, Cumhuriyetin kurulduğu yıllara götürülüyor ve o dönemin çocuklarının oyun kültürüyle tanıştırılıyor.
Çalışmanın ilk bölümünde çocuklar, Cumhuriyet'in ilan edildiği yıllardaki bir evin içine girerek, dönemin yemek alışkanlıklarını, giyimini, yatakları, sedirleri, gaz lambası, kömür ütüsü, ekmek tahtasını görüyor, orada yaşayan bir aileyi canlandırıyor. Daha sonra, o yıllardaki çocukların oynadığı tahta kaykayları, tahta ve telden kamyonları, bez bebekleri yapmayı öğrenen çocuklar, ürettikleri ahşap oyuncaklarla oynuyor.
Ayrıca, çalışmaya katılan çocuklar, kendi gazetesini de çıkarıyor. 3 gün önce başlayan çalışmaya katılan çocukların bazıları, gazetelerine “Gazetecik”, “Ceronimo Gazetesi”, “Sünger Gazetesi” gibi isimler koyduğu, bazılarının “Atatürk devrimleri başlattı, her yer süsleniyor”, “Amerikan askerleri Çin'e saldırdı”, “Türkiye çok fakirleşti”, “Anne babalar sigarayı neden bırakmıyor”, “Fenerbahçe, Ankaraspor'a neden 1-0 yenildi” gibi ilginç ve gündeme uygun başlıklar attı.
“KALICI HALE GETİRMEK İSTİYORUZ”
Çocuk Müzeleri Derneği Başkanı Necla Kuglin, yaptığı açıklamada, festival kapsamında böyle bir atölye çalışmasını düzenlediklerini söyledi. Çocuklara yerel kültürü tanıtmayı, oyun ve oyuncak yoluyla bu kültürü aktarmayı ve çocuklara sanat ve el becerisi kazandırmayı amaçladıklarını belirten Kuglin, bunu Cumhuriyet'in ilan edildiği yılları da yaşatarak anlatmayı seçtiklerini bildirdi.
Kuglin, şöyle devam etti:
“Çok fazla talep aldık. Çocuklar büyük keyif aldı. 23 Nisan ile ilgili kendi gazetelerini hazırladılar, bez bebek yaptılar, topaçlarla oynadılar. Hayatında ilk kez topaç gören çocuklar oldu. Bir çocuk elindeki iki tahtanın birleşimiyle oluşan bebek için 'Şahane oldu, tapıyorum bu bebeğe' dedi. Düşünün, evinde kesin barbi bebeği vardır, ama bunları ellerinden düşürmüyorlar. Kurdele bağlamayı öğrettik. Tahtadan tornet yaptılar, zevkle bindiler. Çocukların bu çalışmalarla hayal güçlerinin ne kadar güçlendiğini gördük.”
Bu çalışmayı sürekli hale getirmek istediklerini, dernek olarak depolarda binlerce oyuncaklarının çürüyeceğini anlatan Kuglin, “Kültür Bakanlığına, Valiliğe, her yere başvurduk, yer istedik ama kimse cevap vermedi. Yerimiz olsa bu etkinliği tüm yıla yayarız ya da turne TIR'ı olsa her yere götürürüz, çocuklara geçmişimizi uygulayarak anlatırız, bir çocuk müzesi olur ve bu müze dokunarak, görerek gezilecek yer olur” diye konuştu.
“ÇOCUKLARIMIZ TÜKETİMDEN ÜRETİME GEÇTİ”
Festival Komitesi üyesi Zeynep Aytek Metin de bu atölye çalışmalarıyla tüketim kültürüne alışmış çocukların, üretmeyi öğrendiğini söyledi. Kendisinin de 8 yaşında çocuğu olduğunu ve onu bu çalışmaya getirdiğini belirten Metin, şunları kaydetti:
“Çocuklarımız alışveriş merkezine gitmeye, oyuncak almaya, hamburger yemeğe alışkın. Artık kadınlar da geç anne oluyor ve çocuklarla kuşak farkını azaltacak ortak aktiviteler azalıyor, bir şeyler satın alarak çocuklarımıza olan görevimizi yapıyor gibiyiz. Halbuki buradaki etkinliklerde çocuklar bez bebek yapmayı öğreniyor, kendi üretiyor ve annesiyle ortak yapabilecek bir şey buluyor. Benim yaşım çocuğumla barbi oynamak için belki biraz ilerledi ama onunla oturup böyle aktiviteler yapabildim. Hem bu tür etkinlikler çoğalırsa, çocuklarımızı belki bilgisayara daha az kaptırırız.”
Aktivitelerin çocukların el becerilerini de geliştirdiğini dile getiren Metin, etkinliğe her gün 60-80 civarındaki çocuğun katıldığını ve buradan istemeyerek ayrıldıklarını söyledi. Metin, “Benim kızım da gitmek istemedi buradan, evde barbi bebekleri dolu ama burada yaptığı tahtadan bebek daha çok kıymet kazandı” diye konuştu.
Çalışmanın ilk bölümünde çocuklar, Cumhuriyet'in ilan edildiği yıllardaki bir evin içine girerek, dönemin yemek alışkanlıklarını, giyimini, yatakları, sedirleri, gaz lambası, kömür ütüsü, ekmek tahtasını görüyor, orada yaşayan bir aileyi canlandırıyor. Daha sonra, o yıllardaki çocukların oynadığı tahta kaykayları, tahta ve telden kamyonları, bez bebekleri yapmayı öğrenen çocuklar, ürettikleri ahşap oyuncaklarla oynuyor.
Ayrıca, çalışmaya katılan çocuklar, kendi gazetesini de çıkarıyor. 3 gün önce başlayan çalışmaya katılan çocukların bazıları, gazetelerine “Gazetecik”, “Ceronimo Gazetesi”, “Sünger Gazetesi” gibi isimler koyduğu, bazılarının “Atatürk devrimleri başlattı, her yer süsleniyor”, “Amerikan askerleri Çin'e saldırdı”, “Türkiye çok fakirleşti”, “Anne babalar sigarayı neden bırakmıyor”, “Fenerbahçe, Ankaraspor'a neden 1-0 yenildi” gibi ilginç ve gündeme uygun başlıklar attı.
“KALICI HALE GETİRMEK İSTİYORUZ”
Çocuk Müzeleri Derneği Başkanı Necla Kuglin, yaptığı açıklamada, festival kapsamında böyle bir atölye çalışmasını düzenlediklerini söyledi. Çocuklara yerel kültürü tanıtmayı, oyun ve oyuncak yoluyla bu kültürü aktarmayı ve çocuklara sanat ve el becerisi kazandırmayı amaçladıklarını belirten Kuglin, bunu Cumhuriyet'in ilan edildiği yılları da yaşatarak anlatmayı seçtiklerini bildirdi.
Kuglin, şöyle devam etti:
“Çok fazla talep aldık. Çocuklar büyük keyif aldı. 23 Nisan ile ilgili kendi gazetelerini hazırladılar, bez bebek yaptılar, topaçlarla oynadılar. Hayatında ilk kez topaç gören çocuklar oldu. Bir çocuk elindeki iki tahtanın birleşimiyle oluşan bebek için 'Şahane oldu, tapıyorum bu bebeğe' dedi. Düşünün, evinde kesin barbi bebeği vardır, ama bunları ellerinden düşürmüyorlar. Kurdele bağlamayı öğrettik. Tahtadan tornet yaptılar, zevkle bindiler. Çocukların bu çalışmalarla hayal güçlerinin ne kadar güçlendiğini gördük.”
Bu çalışmayı sürekli hale getirmek istediklerini, dernek olarak depolarda binlerce oyuncaklarının çürüyeceğini anlatan Kuglin, “Kültür Bakanlığına, Valiliğe, her yere başvurduk, yer istedik ama kimse cevap vermedi. Yerimiz olsa bu etkinliği tüm yıla yayarız ya da turne TIR'ı olsa her yere götürürüz, çocuklara geçmişimizi uygulayarak anlatırız, bir çocuk müzesi olur ve bu müze dokunarak, görerek gezilecek yer olur” diye konuştu.
“ÇOCUKLARIMIZ TÜKETİMDEN ÜRETİME GEÇTİ”
Festival Komitesi üyesi Zeynep Aytek Metin de bu atölye çalışmalarıyla tüketim kültürüne alışmış çocukların, üretmeyi öğrendiğini söyledi. Kendisinin de 8 yaşında çocuğu olduğunu ve onu bu çalışmaya getirdiğini belirten Metin, şunları kaydetti:
“Çocuklarımız alışveriş merkezine gitmeye, oyuncak almaya, hamburger yemeğe alışkın. Artık kadınlar da geç anne oluyor ve çocuklarla kuşak farkını azaltacak ortak aktiviteler azalıyor, bir şeyler satın alarak çocuklarımıza olan görevimizi yapıyor gibiyiz. Halbuki buradaki etkinliklerde çocuklar bez bebek yapmayı öğreniyor, kendi üretiyor ve annesiyle ortak yapabilecek bir şey buluyor. Benim yaşım çocuğumla barbi oynamak için belki biraz ilerledi ama onunla oturup böyle aktiviteler yapabildim. Hem bu tür etkinlikler çoğalırsa, çocuklarımızı belki bilgisayara daha az kaptırırız.”
Aktivitelerin çocukların el becerilerini de geliştirdiğini dile getiren Metin, etkinliğe her gün 60-80 civarındaki çocuğun katıldığını ve buradan istemeyerek ayrıldıklarını söyledi. Metin, “Benim kızım da gitmek istemedi buradan, evde barbi bebekleri dolu ama burada yaptığı tahtadan bebek daha çok kıymet kazandı” diye konuştu.