Güncelleme Tarihi:
O her şeye yetişiyor. Aşka, fotoğraf çekmeye, çocuk yapmaya... Üstelik daima muhteşem görünmeyi de başarıyor. Bennu Gerede şimdi de arkadaşı Pelin Suda ile birlikte yemek kitabı çıkarmaya hazırlanıyor. Bu kitapta hepsi denenmiş ve çocukların onayından geçmiş pratik ve sağlıklı tarifler, Bennu Gerede’nin sihirli dokunuşu, eşi Ahmet Ağaoğlu’nun objektifine yakalanan kareler ve Pelin Suda’nın tecrübesi var. Elle dergisine konuşan üçlü, "Yummy Mummy bugüne kadarki en lezzetli projemiz" dedi.
Yemek yapmayı hanginiz daha çok seviyor? Kitap hazırlamak kimin fikriydi?
Bennu Gerede: Pelin de ben de yemek yapmayı seviyoruz. Çocuklarımız olduğu için zaten yapmak zorundayız da. Pelin daha deneysel şeyler, çok güzel tatlılar yapıyor. Ben ise dört çocukla çok pratik olmak zorundayım. 10 dakikada çorba, 20 dakikada bir öğün hazırlamak durumundayım. Yemek pişirmeye saatler ayırmak gibi bir lüksüm yok. Pratik ve lezzetli yemekler yapma yeteneğimizi keşfedince ikimiz en sevdiğimiz tarifleri bir kitapta toplamaya karar verdik.
Ahmet Ağaoğlu bu işe nasıl dahil oldu?
Neden, yemek fotoğrafı çeken başka fotoğrafçılar yok mu?
B.G.: Var ama onun gibisi yok. Yemek fotoğrafı deyince aklıma ilk gelen isim Ahmet.
Ahmet Ağaoğlu: Bennu ve Pelin’in uzun süredir bir yemek kitabı hazırlama fikirleri vardı. Ben Bennu’nun hayatına girdiğim zaman aslında kocaman bir dünyaya da dahil oldum. Bu projeye dahil olmam kendi doğallığında oldu. Aslında yemek kitabı çıkarmak çok masraflı bir iş. Bennu ve Pelin çok lezzetli yemekler yapıyorlar ama her zaman çok estetik, yani yemekleri fotoğraf açısından düşünmüyorlar. İlk beraber çalışmaya başlayıp stüdyoya girdiğimizde onları yönlendirmeye çalıştım, onlar da kendi fikirlerini ortaya koydular. Böylece ortaya gayet estetik bir çalışma çıktı. Ben olmasaydım bir yemek fotoğrafçısı ve yemek stilisti ile çalışmaları gerekecekti.
Pelin Suda: Sen olmasaydın yemeklerimiz estetik olmayacaktı. Bazı yemekler zaten güzel gözüküyordur ama bizim yemeklerimiz güzel durmuyor. Sağlıklı ve çok lezzetli, ama şık durmuyor.
A.A.: İşte ben o yüzden onları flu çekiyorum.
Bu kitapta yer alan tarifler çocuklara yönelik, öyle değil mi?
B.G.: Evet ama iki yaş üstü çocuklara yönelik. Çünkü onlar her şeyi yemiyor. O yüzden hepsi özenle seçilmiş tarifler. Gerçi bunlar benim de evde yediğim yemekler. Çocuklardan kalanları biz bitiriyoruz zaten.
Kitabın giriÅŸ sayfasında "Biz annelere çok sorumluluklar düşüyor. Çalışmak, aile kurmak, evi yönetmek... liste sonsuza kadar devam edebiliyor!" demiÅŸsiniz. Sizin günlük listenizde neler var?  Â
P.S.: İki küçük çocuğu olan bir anne olarak benim günüm çok erken başlıyor. Çocukları kaldır, okula hazırla, giydir-yedir, evden "at"... İşe gidip-gel. Yemek hazırla. Aslında biz kadınların yaptığı, sürekli herkesin hayatını organize etmek. Liste o kadar dolu ki yapılacaklar hiç bitmiyor.
B.G.: Ben güne sabah yedide başlıyorum. Bebek uyanıyor. Ahmet o sırada öbür çocuklarla ilgileniyor, kahvaltı hazırlıyor, okul servisine uğurluyor, ardından haftanın üç günü spora gidiyor. Ben bebekle ilgileniyorum. Tekrar uyuduğunda telefon ve mail’lerime cevap verecek zamanım oluyor. O gün çekimim varsa programımı ona göre ayarlıyorum. Bu arada çocukların akşam yemeğini hazırlıyorum, alışveriş ve benzeri domestik işleri hallediyorum.
Hepsine yetiÅŸmek zor olmuyor mu?
Sizin için sofra, aile yemekleri önemli mi? Acaba yemek kitabı hazırlamanızda bunun da bir etkisi var mı?
B.G.: Önemli tabii ki... Gerçi her zaman birlikte oturup yiyemiyoruz. Çocuklar okuldan dönünce acıkmış oluyorlar. Ama bunu sık sık yapmaya gayret ediyoruz.
Kitaptaki tarifleri kim seçti?
B.G.: Pelin ile birlikte sürekli yaptığımız tüm yemeklerin bir listesini çıkardık. Epey tarif birikti. Sonra bunları Ahmet’e de gösterdik, o görsel açıdan güzel fotoğraf veremeyecekleri eledi.
Bu listeyi çocuklarınıza da danıştınız mı?
B.G.: Kesinlikle. Onların en sevdiği, görünce "mmm" diye sesler çıkardıkları tarifleri seçtik. Kitabın ismi böylece kendiliğinden doğdu, yani onların dediği gibi "Yummy Mummy" oldu.
Kitaptaki fotoğraflarda çocuklarınız var.
B.G.: Gördüğünüz bir maket. Kitabın eğlenceli olmasını istedik. Sponsor bulup kitabı bastığımızda çocuk fotoğrafları da olacak.
Kitabınız sponsor ile mi çıkacak?
B.G.: Kitap konusunda bağımsız ve özgür olmak istiyoruz. O yüzden hálá sponsorumuzu arıyoruz. Yemek kitabı hazırlamak pahalı bir şey.
Kitap hangi aÅŸamada?
B.G.: Şu anda tek tek tarifleri hazırlayıp fotoğraflarını çekiyoruz. Toplam 60 kadar kare çekilecek. Sonbaharda hazır olur diye tahmin ediyoruz.
Ahmet Bey, siz neden yemek fotoğrafçılığını seçtiniz?
B.G.: İnsanlara bulaşmamak için seçmiş olabilir...
A.A.: Annem varlıklı bir aileden geldiği için yemek işiyle ilgilenmesine gerek kalmamış. Babam yemek işi ile çok ilgili olduğu için ben de onun sayesinde merak duymaya başladım. Bennu doğru söylüyor, insanlarla da çok fazla uğraşmak istememiş olabilirim. Geriye ne kalıyor? Objeler çekmek istemedim. Yemeklerde ise hem renk var, hem doku var. Üstelik bu bir takım işi.
Yeni bebek Bennu Gerede’nin hayatında neleri değiştirdi?
B.G.: Tam çocuklar büyüdü, artık bol bol uyumaya vaktim var diye düşünürken yeni bebek geldi. Neyse ki çok rahat, huzurlu bir çocuk. İnsan olgunlaştıkça bebeğin tadına daha çok varıyor.
Çocuklar, aile ve iş... Bu yoğunluğa rağmen kendinize ait zamanınız olabiliyor mu?
P.S.: Her şeye rağmen oluyor. O yüzden de çok kıymetli oluyor. Spora gitmek veya evde tek başına kahve içmek bile büyük bir keyfe dönüşüyor.
Kitabın girişinde "duş almak bile büyük bir lüks" demişsiniz.
P.S.: Duş büyük bir lüks olabiliyor. Çocuklar banyoda bile rahat bırakmıyorlar. Bir tabure çekip seyrediyorlar. Çıplaklığı görmüyorlar, maksat anne ile sohbet etmek.
B.G.: Aynen, bize duÅŸta bile rahat yok.
Sırada masal kitabımız var
Yemek kitabı dışında başka projeleriniz de var mı?
B.G.: Bir masal kitabı projesi var, ama bir türlü vakit bulup hayata geçiremedik.
P.S.: Aslında biz projelerimizi, mesela masal kitabını konuşmak için buluşuyoruz, ancak o kadar güzel sohbete dalıyoruz ki ne için buluştuğumuzu unutuyoruz.
Neden tüm projelerinizi birlikte yapmayı istiyorsunuz? Nedir ortak noktanız?
B.G.: Belki ikimiz de uzun yıllar yurtdışında yaşadığımız için aynı düşünceleri ve vizyonları paylaşıyoruz. Ve birlikte çok eğleniyoruz. Bu yaptığımız işlere yansıyor.