Güncelleme Tarihi:
Gizem: Gülay, bu aralar her gün Noel Baba’ya bir mektup yazıyoruz ve sonra iptal ediyoruz. Çünkü Lorin ne isteyeceğine karar veremiyor (gülüyor). “Gerçekten Noel Baba gelmiyor değil mi anne, aslında öyle biri yok değil mi” diye de soruyor ama kendini hediye gelme fikrinden ayrı da tutamıyor.
Gülay: Hayaller Hollywood filmi (gülüyor)... Canım Lorin, bir yanı istese de bir yanıyla da gerçeklerin farkında. Böyle özel zamanların kutlanması, hediyeler alınması çocuk yaşta edinilen güzel alışkanlıklar bence. Tek sorun, beklentilerini çok yukarıda tutmamak lazım. Hatırlıyor musun sosyal medyada çok uzun süre dolaşan bir videoda hediye paketinden ataç çıkan çocuk annesine şiddete varan tepkiler gösteriyordu.
Gizem: Ama ataç da koymazsın hediye paketine canım! Ben bizimkinin 3 yaş doğum gününde yaptım o hatayı. Herkes ne alalım Lorin’e diye beni arayınca ben de “Aman sakın oyuncak almayın, ev doldu taştı. Çabuk büyüyor, kıyafet alabilirsiniz” demiştim. Lorin’in hediye paketlerini açtıkça yüzüne yansıyan mutsuzluğu ve her paket açışında “Yine mi kıyafeeet” diye sızlanması bana ders oldu. Minik bir oyun hamuruna bile onca sevinirlerken bence mutlu etmemek için bir sebep yok. Sen hazırladın mı Bilge’nin hediyesini, gerçi artık kendisi kocaman bir kız ama bence hâlâ çocuk.
Gülay: Artık istediği birkaç şeyi sayıp “Yılbaşında bunlardan birini alır mısınız” dese de haklısın daha çocuk ve bu nedenle genellikle bir de biz aklına gelmeyen bir şeyi seçip birkaç paket birden hazırlıyoruz. Birkaç tane hediye dediysem, en çok dikkat ettiğim şeylerden biri maddi olarak ‘aşırı’ değerli şeyler olmaması. En başından beri öğretmeye çalıştığım husus; hediyenin parasından çok verilen kişiyi iyi tanıyarak ona uygun ve mutlu edecek, hatıra olarak saklayacağı, manevi değeri yüksek şeyler olması...
Gülay: Zengin... Boşlukları Noel Baba nasıl dolduracak acaba (gülüyor) ama bana kalırsa her açıdan zengin bir ömür getirsin ona. Lorin de tadını çıkarsın. Saat 12 meselesi kanayan yaramız Gizem... Senelerce Bilge 12’den önce uyuyakaldı diye ertesi gün ne kaprisler çektim. Ancak uyutmamak için elimizden geleni yapsak da o hep uyudu. Gündüz uyutmak filan gibi birçok yöntemi denedim ama oyunlar, yemek ve hediye faslını erkene çekmek en iyisi.
Gizem: Ah canım Bilge ya. Neyse artık girebiliyordur 12’ye uykusu gelmeden. Onun için de çok güzel ve zenginliklerle dolu bir sene olsun. Lorin eğer anneannesine gitmezse geceye yayılan bir program var aklımda ama öncesinde evi birlikte süslemek, onu yılbaşı menüsüne dahil etmek, hatta yaşına göre çocukları mutfağa sokmak bence iyi fikirler. Biz öyle yaptık. Yemekten sonra sevdiği kutu oyunlarını hep beraber oynamak, tabii ki müzik ve dans, yılbaşı temalı animasyon filmlerinden biriyle sinema saati, 12’den geri saydıktan sonra ağzı tatlandıran birer şekerle camdan dışarı çıkarak kahkahalar atarak gülmek, hediyeleri vermek ve kapanış. Bizim programımız da böyle...
Gülay: Bilge son birkaç senedir görebiliyor gece yarısını. Bu arada Lorin’in programı harikaymış, her yaşa uyar; biz araya bir de ailece karoeke ekleriz... O zaman tüm çocuklara ve ebeveynlere aynı zenginlikte bir ömür dileyelim yeni seneden ve tabii hepsinden önemlisi silahların sustuğu, çocukların ailesiz, evsiz kalmadığı, savaşsız bir dünya...