Güncelleme Tarihi:
Gizem: Gülay, sonunda Lorin’i bir anaokuluna yazdırdık ve geçen pazartesi günü uyum süreci haftasına başladı. Hâlâ bu konuyu hallettiğimize inanamıyorum, nisandan beri uğraşıyordum. Umarım Lorin yeni evine alıştığı gibi yeni okuluna, öğretmenine ve arkadaşlarına da alışır.
Gülay: Hayırlı olsun, Bilge de 8’inci sınıf olduğu için erken başladı okulu. Benzer süreçlerden geçiyoruz Gizem. Bilge’nin de okulu değişti. Dolayısıyla büyük-küçük fark etmiyor; okula, çevreye, öğretmenlere uyum hep bir dert. Biz bunun önhazırlığını bol bol konuşarak yaptık. Bakalım fayda görecek miyiz…
Gizem: Önden konuşmak her çocuğu bence de rahatlatıyor, hazırlıyor. Muhakkak faydasını görürsünüz. Bizler için bile yeni şeylere adapte olmak zorken, kim bilir onlar için nasıl çaba gerektiriyor? Gerçi Lorin benden daha kolay uyum sağlıyor her şeye. Bazen ben adapte olmakta gerçekten güçlük çekiyorum ve hatta ihtiyacım olan motivasyonu sağlayamıyorum, yalan yok.
Gülay: Sınırları belirlenmiş ve otoritenin olduğu yerde çocuklar daha avantajlı. O yüzden kolay alışacaktır. Erken kalkmayı, yeme düzenini ve motivasyonu da halledince tamam. O, çocukları okula gönderip arkasından oynayarak keyif yapan TikTok anneleri gibi olabiliriz.
Gizem: Ben hiç o annelerden olamayacağım sanırım. 3 yıldır sabah kalk, okula götür, akşam git, geri al, eve getir. Benden ancak TikTok servis amcası olur! 3 ay tatil çok uzun değil mi sence de? 3 ay canının istediği gibi takılan bir çocuğu yeniden yeme-içme, uyku ve ders düzenine nasıl adapte edebiliriz?
Gülay: Lorin daha küçük tabii, haklısın. Okul açılmadan önce üzerine konuşmak her zaman işe yarayan bir yöntem. Ayrıca her dönem başlamadan çalışma masasında, çekmecelerinde ve kütüphanesinde kapsamlı bir temizlik yaparız Bilge’yle. Bu sırada elindeki bir kalem ya da kitabın çağrıştırdıkları üzerine yine konuşuyoruz. Bir de alışveriş yöntemimiz var.
Gizem: Ne diyorsun?
Gülay: Benim çocukluğumdaki gibi hissetsin istiyorum biraz. Kaynaklarımız sonsuz değil. Ayakkabısını bir ay önce alıp okul başlayana kadar giymesine müsaade etmiyorum. Heyecanla okula gitmeyi bekliyor. Ya da çok istediği bir kalemi alıp kutusuyla masasına koyuyoruz. Onu kullanacağı günü iple çekiyor.
Gizem: Ben hâlâ Lorin’i okuldan aldıktan sonra “Üzülme çocuğum, yaz daha bitmedi” deyip denize götürüyorum. Şaka bir yana, bu özverini sonsuz tebrik ediyorum Gülay zira biz daha Lorin’in kırtasiye alışverişini dahi yapamadık.
Gülay: Alışverişi beraber yapmak Lorin yaşında da işleyen bir yöntem ama benim karşımda bir ergen olduğunu unutma. Onlar başka bir tür!
Gizem: Çok haklısın, onları manipüle etmek çok daha zor. Moodist Hastanesi’nden çocuk ve ergen psikoloğu Gamze Gülsoy’la görüştüm. Bu süreçte farklı yaş gruplarında farklı süreçlerin ilerlediğinden bahsetti. Hatta okula adaptasyon sürecinde küçük yaştaki çocukların daha fazla sorun yaşadığı düşüncesinin yanlış olduğunu söyledi. Küçük çocukların dışarıdan görünen tepkisel davranışları (çok ağlamak gibi) sebebiyle daha zor uyum sağladığını düşünüyormuşuz, oysa ergenler de okula uyum konusunda fazlaca zorlanabiliyormuş. Gamze Hanım “Okul reddi tam da ergen yaşlarda karşımıza çıkıyor. Okuldan kaçma, sorumlulukları kasten yerine getirmeme, öfke patlamaları, arkadaş ve öğretmen sorunları da okula uyumda zorlanma olarak değerlendirilebilir” diyor. Velilere de hem kendilerine hem de çocuklarına sürece adapte olabilmeleri için birkaç ay süre tanımaları gerektiğini tavsiye ediyor. Sonrasında çocuk ya da ergen hâlâ uyumlanmada sorun yaşıyorsa bir uzmana danışılması gerektiğini söylüyor.