Güncelleme Tarihi:
Gizem: Gülaycım, Lorin cevapları zor olan soruları sormaya başladı. Ölüm gibi... Bazen o kadar zorlanıyorum ki çareyi “Ben de bilmiyorum” demekte buluyorum.
Gülay: Demek geldi o yaşlar... Haberlerden, arkadaşlarından duyuyor ve bir şekilde sormaya başlıyorlar. Doğrusu ben de Bilge küçükken ölüm konusunda konuşmaya çok korktum. Ancak sonra fark ettim ki çok açıkça ve düz bir mantıkla açıklayınca kafalarında soru işareti kalmıyor. Bir de tabii hayvanlardan-bitkilerden örnekler vermek işe yarayabiliyor.
Gizem: Babasının babasını hiç göremedi Lorin. Büyüdükçe de “Senin baban nerede” diye sormaya başladı. O doğmadan önce öldüğünü söylediler. Babaannesi cennete gittiğini, melek olduğunu, bizi her yerden gördüğünü filan söylemiş. Neyi, nasıl açıklayacağımı şaşırdım açıkçası. En son “Bizi görüyorlar mı, bilmiyorum kızım ama endişe etmene gerek yok, ikimizin de daha çok uzun yıllarımız var, ölüm bize çok uzak, bunu düşünme” diye toparladım. Haklısın, net olmak ve kafalarını karıştırmamak gerekiyor.
Gülay: Çocuk büyütürken en zorlandığım konulardan biri bu; büyüklerin dağıttığı şeyleri toplamak... Dini içerikli açıklamaları o yaşlarda algılayabilmeleri mümkün değil. Ben de ‘Allah onu çok sevdiği için yanına aldı’ cümlesinin yarattığı karmaşayı çözene kadar çok uğraşmıştım. 6-7 yaşına kadar somut olmayan kavramları anlamaları çok zor. Ha, sonra anlıyorlar mı? Anlamıyorlar. Bir süredir Bilge ya benim ya da babasının öldüğüne dair rüyalar görüyor.
Gizem: Konuşulanları kafalarında öyle bir düz mantıkta kurguluyorlar ki sonra işin içinden çıkmak bir hayli zor oluyor. “İyi insanlar ölünce melek, kötü insanlar şeytan mı oluyor anne” gibi soruların ardından “Anne sen ölmeyeceksin di mi” sorusu geliyor gözyaşıyla... Bilge de bilinçaltında kuruyor demek ki, rüyalarla uğraşmak zorunda kalıyor. Çocuk olmak zor iş vallahi. Genel ölüm kavramını basit ve net cümlelerle anlatabiliyoruz, konu da çok uzamıyor ama asıl mesele bir yakınını kaybeden çocuğa vefat haberini verebilmek. İşte orada hem çok zorlanıyoruz hem de farkında olmadan hatalar yapıyoruz.
Gülay: Çocuk olmak zor mu bilmem de ebeveyn olmak çok zor Gizemcim. Bizim gibi zor sorularla başa çıkmak isteyenler için Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi’nden çocuk-ergen uzmanı, klinik psikolog Aybeniz Yıldırım’a danıştım. Özellikle vefat haberini nasıl vereceğimizi anlattı.
‘UYUYOR VEYA GİTTİ GİBİ İFADELER KAFA KARIŞTIRICI’
Aybeniz Yıldırım, çocuk-ergen uzmanı, klinik psikolog
◊ Çocuklara vefat haberi verirken duygu ve gelişim seviyelerini göz önünde bulundurmak çok önemli. Bu konuşma hassasiyet ve dikkat gerektirir. Çocuğun yaşına göre basit ve anlaşılır bir dil seçmeli. Küçük yaşlardaki çocuklar ‘ölüm’ gibi soyut kavramları anlamakta zorlanabilirler. Bu nedenle somut ifadeler tercih edilmeli.
◊ Çocuklar ölüm gibi büyük bir kaybı yaşarken karmaşık duygular hissedebilirler. Onlara bu duyguları yaşamanın normal olduğunu ve her türlü hislerinin kabul edildiğini anlatmak önemli.
◊ Çocukları kandırmak veya belirsiz ifadeler kullanmak kafa karışıklığına yol açabilir. ‘Öldü’ ifadesi, doğru ve basit bir açıklamadır. ‘Uyuyor’ veya ‘gitti’ gibi ifadeler kafa karıştırıcı olur.
◊ Çocuklar ölümle ilgili çok soru sorabilirler. Sorulara sabırla, yaşlarına uygun şekilde ve dürüstçe cevap vermek gerekir.
◊ Vefat haberi verildikten sonra çocukların hayatlarında bir denge kurmalarına yardımcı olunmalı. Okula gitmek veya arkadaşlarıyla oynamak gibi normal aktivitelerine devam etmeleri onları rahatlatabilir.
◊ Onlara üzüntülerini ifade edebilecekleri bir ortam sunmak ve yanlarında olmak önemli. Ebeveynler kendi duygularını gizlememeliler. Duygusal tepkilerinizi paylaşabilirsiniz. Bu, çocuğa duygusal ifadenin doğal olduğunu gösterir. Ancak bu duyguların çocuğu fazla etkilememesi için dikkatli olunmalı.