Güncelleme Tarihi:
Gizem: Gülay, geçen hafta sonu o kadar kötü bir an yaşadım ki paylaşmak istiyorum seninle.
Gülay: Hayırdır inşallah Gizemcim!
Gizem: Biliyorsun, bir ay önce Bodrum'da sokağa atılmış yavru bir köpek sahiplendik. Henüz 4 aylık ve bizim de ilk hayvan tecrübemiz. Bahçede kedimiz var ama o kendi başının çaresine bakabiliyor, biz sadece yemek veriyoruz. Tam sorumluluğu bize ait sayılmaz. Velhasıl Lorin'in köpekle büyüme fikri çok mantıklı geldi ve kendisini eve getirip adını Latte koyduk.
Gülay: Köpekle çocuk büyütmenin faydasını bizzat yaşadığımız için hayvan sahiplenmek isteyenlere benim de ilk önerim “Köpek alın” oluyor. Çok iyi yaptınız Latte'yi sahiplenmekle.
Gizem: Evet, ancak hafta sonu Latte'ye sokakta araba çarptı. Lorin de yanımdaydı ve ben panikten deliye döndüm. İlk üç saniye aklımdan geçen şey “Eyvah öldü hayvan, başaramadık, bakamadım, keşke almasaydık” oldu. Ve sonrası çığlıklar.
Gülay: Ah, çok geçmiş olsun. Öyle düşünme, her an her şey olabilir, risklere hepimiz açığız. Köpek, hele ki yavru köpek sahiplenmek bir insan bebeği büyütmek kadar zor. Şimdi nasıl Latte ve tabii Lorin?
Gizem: Gerçekten de öyle. Bir bebekten farkı yok. Üçümüz bakkala gitmiştik. Latte başka bir sokak köpeği gelince onunla oynamak için Lorin'in elinden kaçtı gitti. O sırada da ara sokaktan bir araba gelince olanlar oldu. Lorin başladı ağlamaya, diğer tarafta da Latte çığlık çığlığa havlıyor. Ben de başladım ‘İsmail’ diye bağırmaya. Bütün komşular toplandı tabii. Ne Lorin'i bırakıp Latte'nin yanına gidebildim ne de Latte'yi orada bırakıp Lorin'i iki adım öteye eve götürebildim. Bir şekilde vardık veterinere, çok şükür sadece ayağı zedelenmiş, çok ucuz atlattı. Korkudan o kadar bağırmış. Lorin de çok korktu tabii ama üzerine epey konuştuk, kendini suçlu hissetmemesini sağladık. Şimdi herkes iyi ama ben 10 yaş yaşlandım.
Gülay: Çok şükür ki kalıcı bir sakatlık yaşanmamış. Biz de Luke'u Yedikule Hayvan Barınağı'ndan henüz 2 aylıkken sahiplenmiştik. Bu tarz, anne-babasını bilmediğimiz köpeklerde en büyük sürpriz hayvanın boyutu oluyor. Luke maşallah nasıl bir kırmaysa 'dana' kadar oldu. Muhtemelen Latte de irice ya da güçlü bir köpek olacak. Şu an oyunbaz yaşlarda olduğundan zapt etmek çok güç olabiliyor onları. Lorin için büyük bir deneyim ve paylaşım dönemi olacak Latte'li yaşam.
Gizem: Lorin aslına bakarsan çok mutlu. Barbie bebeklerinin kollarının yenmesine bile ses etmiyor. "Kankayız biz” diyerek hayvana boğarcasına sarılıyor. O Latte'yi de bir görsen, asla zarar vermiyor Lorin'e. Lorin'in sokaktaki havası da binbeşyüz. Latte'yi seven herkese "Benim köpeğim, biz onu bilmem nerede bulduk" diye Dünya toz bulutundan başlayarak anlatıyor tüm hikâyeyi. Bir de Bilge'de olmuş muydu bilmiyorum ama Latte geldiğinde Lorin birkaç hafta yeni kardeşi doğan çocuk triplerine girdi. Daha fazla ilgi istemeler, Latte gibi davranmalar, hangisine kızacağımı test eden hareketler filan. Kıskanıyor ama seviyor da... Kardeş yapsam gözünü oyarmış sanırım bebeğin.
Gülay: Aynı süreçlerden geçtik vallahi (gülüyor). Paylaşım dönemi dememin tam sebebi bu işte. Tek olmanın keyfini yaşarken eve bir kardeş gelmiş gibi oluyor. Tatlı bir mücadele sonrası rakibi olmadığını anlıyor. Peki, yemeğini vermek gibi sorumlulukları almaya başladı mı? Ödül mamasıyla eğitmeye çalışmak, elini ver demeyi öğretince sevinçten çıldırmalar var daha sırada, ki o dönemler müthiş eğlenceli.
Gizem: Lorin sadece sevmek istiyor, yemek gibi sorumluluklara hiç bulaşmıyor, “Siz verin” diyor ama sıra ödül maması vermeye gelince kimseye bırakmıyor. Bir de artık bu son olaydan sonra tasma tutma işini de tamamen bize bıraktı. Lorin'in tek istediği Latte'ye sarılarak yatıp çizgi film izlemek. Latte sakince yatsın, o da onu yoğursun istiyor. Ama tabii Latte de bebek olduğundan aynı ilgi ve sevgiyi Lorin'i yere yatırıp yüzünü yalayarak gösteriyor (gülüyor). Ne güzel bir şeymiş bir cana daha evi, yuvayı açmak Gülay. Hayvan resmen evimize neşe getirdi, beni aylardır başlayamadığım sabah yürüyüşlerine başlattı (gülüyor).
Gülay: Büyük bir sorumluluk ama herkesin hayatında mutlaka deneyimlemesini istediğim bir şey köpek sahibi olmak. Bizim barınaktan Luke'u alma videomuzu arada hâlâ açıp ağlarım. Birçok bebek arasında “Beni al” dedi bana. Ve kucağıma geldiğinde göğsüme sokuldu, kimse ayıramadı. Çok ağladım o bana öyle yapışınca... İnanılır gibi değildi. Dünyanın en güzel duygularından biri. Ev ahalisinin psikolojisine destek olduğu gibi birçok araştırmaya göre çocukların bağışıklıklarını güçlendirip alerji gibi kimi hastalıkları da önlediklerini söylüyor biliminsanları.
Gizem: Kesinlikle katılıyorum sana. Latte de bizim kucağımıza atlayıp ağlamıştı bir süre, biz de dayanamamıştık tabii. Çok duygusal ve zeki hayvanlar köpekler. Hoş, bana sorarsan kediler de öyle. Bizim bahçede şu an ikisi bir arada, her an bir sitcom sahnesiyle karşı karşıya kalıyoruz. Özellikle çocuğu ve imkânı olan herkesin bir evcil hayvan sahiplenmesini şiddetle tavsiye ediyorum. Evet, sorumluluğu zor ama hayatınıza katacakları yanında devede kulak.